İLK İNSANLARIN TARİHİ VE İNANÇLARI (13. Bölüm: 5 Konu)

İLK İNSANLARIN TARİHİ VE İNANÇLARI
(13. Bölüm: 5 Konu)

 

İÇİNDEKİLER

1- İlk İnsanların Dinsel İnançları ve “Sağ” Kavramı
2- MÖ 50.000 İle 10.000 Tarihlerinde Din Kavramı: Göğe Yükseliş ve Dinsel Köprü
3- MÖ 10.000 ve Sonrası: Tarıma Geçiş ve Hayvanların Evcilleştirilmesi
4- MÖ 10.000’den MÖ 3.000’e: Topraktan Oluşan İnsan, Yeni Yıl, Hacer-ül Esved
5- Göbeklitepe
Kaynakça

 


 

[one-third-first]

SİTE DİZİNİNDEKİ 124. KONU
İLK İNSANLARIN DİNSEL İNANÇLARI VE “SAĞ” KAVRAMI

2 ile 1 milyon yıl öncesi aralığındaki taş vb. gereçlerden keskin alet yapımı, insanın beyninin gelişmesini gerektirmemektedir. Ateşin bulunması 600 bin yıl öncesine dayansa da, öncesinde de kullanılıyordu. İnsan, yaklaşık 2 milyon yıl boyunca; avcılık, toplayıcılık ve balıkçılıkla geçinmiştir. İnsanların ilk dinsel arkeolojik buluntuları 30 bin yıl öncesindeki Fransa mağara resimlerine dayanır. Bu dönemlerde, insanlar; hayvansal ve bitkisel Tanrılar ve ruhlara inanmaktaydı, bunlar onları korurdu ve aralarında ilişkiler olduğuna inanırlardı. Avlanan hayvanın kemikleri önemlidir, öyle ki Hayvan Tanrısı o kemiklere can verir inancı ile Yüce Varlıklara sunulan kemikler, inançları mevcuttur.

Mezarlık kültü 70 bin yıl öncesine gitse de; kabilelerin ölenlerin kafataslarını saklamaları adedi 400 bin yıl öncesine kadar gitmektedir. Mezarlıklar ve cesetlerin kırmızı toprak boyasıyla boyanması dine geçişin, sonraki hayatın kanıtıdır. Boya, kanı simgelemekteydi, ayrıca “ölüleri rüyada görme” de dinselliğin oluşmasında etkendir. İnsanlar, 40 bin yıl öncesinden metal-maden kullanmaya başladılar. Keskin av aletleri, küpeler, kolyeler vb. nesneleri; ölen kişiyle beraber gömdüler. Mezarlıklar güneşin doğduğu yere, doğu yönüne dönüktü, böylelikle yeniden doğuşa inanılırdı.[1] (Ayrıca Homo neanderthalensis adlı bir insan türünde; ölen kişiyi kendi eşyalarıyla gömmek, “öbür hayat” inancının onlarda var olduğunu bize gösterir. Bunun tarihi de 300-200 bin yıl kadar geriye gider.[2]) Ev veya Rahim anlamına gelen mezara, kişi, “sağa doğru yatık” cenin pozisyonunda kıvrılmış bir şekilde gömülmesi söz konusudur. Açılan Rahim mezar olarak kapanmıştır.[1] (Sağa doğru gömülmek kavramı; dinlerdeki “sağ ol” kavramının temellerinden biri olabilir.[3] Öyle ki semavi dinlerde “sağ taraf” güç ve ilahilik anlamına gelir. İncil’de; Hz. İsa, Tanrının sağında oturur ve Kur’an’da sağ taraf ilahilik anlamına gelir.[4] Geleneklerimizde bir yere girerken sağ ayakla girmek[5], Hz. Muhammed’in sağa dönük yatması[6] vb. örnekleri çoğaltabiliriz.) (Bu mezar kültünün uzantısı Tevrat Hezekiel 37: 5, 7 ve 8’de şöyle vuku bulur; “RAB bu kemiklere şöyle diyor: ‘İçinize ruh koyacağım, canlanacaksınız.’ (…) Kemikler birbirleriyle birleşiyordu. …etler oluşuyor(du).”[7])

___________________
[1] Mircea Eliade, “Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi: Taş Devrinden Eleusis Mysteria’larına”, Cilt: 1, Çeviri: Ali BERKTAY, Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2003, s. 1-29.
[2] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 91)
[3] Yazarın görüşüdür/yorumudur.
[4] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 148)
[5] Hayırlı yerlere giriş ve onurlu işler sağ ile, hayırsız/bayağı işler sol ile yapılır geleneği mevcuttur. Daha fazlası için: Sorularla İslamiyet, “Bir yere girerken sağ ayakla girmek, sol ayakla çıkmak gibi, sağ taraftan başlamakla ilgili konuların sünnette yeri var mıdır? Bu konuda kaynak gösterir misiniz?“, 22 Ağustos 2011, <https://sorularlaislamiyet.com/bir-yere-girerken-sag-ayakla-girmek-sol-ayakla-cikmak-gibi-sag-taraftan-baslamakla-ilgili-konulari-0> ET: Şubat 2018. Sorularla İslamiyet, “Tuvalete niye sol ayakla girilir ve euzu besmele çekilir. Çıkışta sağ ayakla çıkılır ve elhamdülillah denir?“, 9 Temmuz 2009, <https://sorularlaislamiyet.com/tuvalete-niye-sol-ayakla-girilir-ve-euzu-besmele-cekilir-cikista-sag-ayakla-cikilir-ve-elhamdulill-0> ET: Şubat 2018.
[6] Sorularla İslamiyet, “Yüz üstü yatmak günah mıdır? Uyku adabı nasıldır?“, 21 Temmuz 2006, <https://sorularlaislamiyet.com/yuz-ustu-yatmak-gunah-midir-uyku-adabi-nasildir> ET: Şubat 2018.
[7] Kitab-ı Mukaddes Şirketi, Tanah / Eski Antlaşma – Hezekiel 37: 5, 7 ve 8 <https://www.kitabimukaddes.com/kutsal-kitap-hakkinda-bilgilendirme-ve-tam-metni/eski-antlasma/hezekiel/> ET: Şubat 2018.

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 125. KONU
MÖ 50.000 İLE 10.000 TARİHLERİNDE DİN KAVRAMI: GÖĞE YÜKSELİŞ VE DİNSEL KÖPRÜ

İnsanlar; MÖ 50.000’lerde, taşlara ve kemiklere çizgiler çizdi fakat bunlar figüratif değildi. MÖ 30.000’lerde kireç taşları oyuldu ve boyandı, acemice insan-hayvan resimleri çizildi. MÖ 20.000’lerde usta olunarak; resimler, yontular ve oymalar çok kaliteli bir hale bürünmüştür. MÖ 15.000’lerde mağara resimleri dünyanın her yerine yayılmıştır. MÖ 10.000’lerde mağara-taş oymacılığından çıkılıp, taşınabilir sanat eşyaları üretilmiştir. MÖ 50 ile 10 bin yıl aralığı Paleolitik Çağ olarak bilinmektedir. Bu çağda; “Hayvanların Güçleri” kutsallaştırılmıştır, “Ruh” kavramı vardır, “Öbür Dünya” inancı mevcuttur, “Güneş ve Ay Kültü” bulunur, hayvan ve bitki gibi Tanrılar bulunur. Bu çağdaki sanat eserleri; çoğunlukla Dünya’nın kuzey yarım küresinin yukarı kısımlarında ve yine çoğunlukla Avrupa’da oluşmuştur.[8] (Bu durum, Sümerlerin Karadeniz’in kuzeyinden / kuzeydoğusundan Mezopotamya’ya geldiğini[9] destekler niteliktedir[10].)

İnsanların mağaraları bir ev gibi kullandıkları tarih 50 bin yıl öncesine dayanır. Bu tarihlerden itibaren mağara resimleri ve heykelcikler yapılmıştır. Yaklaşık 15 bin yıl önce heykelcilik veya putçuluk gelişme göstermiştir. Putlara bulgur ve yağ, kurban gibi sunulmuştur.[8] (Tevrat’ta kutsal Ahit Sandığı’nın bulunduğu kutsal mekana insanlar et gibi yiyecekler bırakırdı.[11] Ayrıca İslam dininden önce ve ilk yüzyıllarında Kabe’ye yiyecek bağışı mevcuttu.[12]) Dönemin evleri dikdörtgen biçimli olup, evin sağ tarafı erkeğe solu ise kadına ayrılmıştır.[8] (İnsanlar %95 oranında sağ elini kullanırlar.[13] Bu da “sağ” tarafın “güç”lü -ilahi- olduğu anlamına gelir.[10])

MÖ 30 bin ile 10 bin yılları arasında, insanlar, zamanı tanımlamak ve yararlanmak için birtakım işaretler-çizgiler kullandılar. Bunları, Ay’a bakarak oluşturdular. Ay; ölüm, yeniden doğum, yılan, bereket, kadın vb. anlamlardaydı.[8] (Sümerlerde Nanna, Ay Tanrıçasıydı.[14] İslam’ın sembolü Ay’ın, dişil / bereket olması muhtemeldir.[10] Öyle ki “Güneş” Tanrısı erildir[14].) Kartal, şahin gibi kuşların uçma özelliği üstünlük olarak görülüp “göğe yükseliş” kavramı bu eski çağlarda oluşmaya başlamıştır.[8] (Semavi Dinler, Göksel Dinler demek olup,[15] bu dinlerde göğe yükseliş kavramları oldukça önemlidir.[16]Yine; “gökkuşağı”; o dönemin dinsel mitlerindeki köprü, geçit gibi kavramlarla özdeşleştirilmiştir.[8] (Bu “Gökkuşağı Köprüsü” kavramı; Şamanlar’daki köprüden geçebilen iyi ruhların iyi yere geçemeyen/düşen kötü ruhların kötü yere gitmesinin[17], Antik Mısır’daki “Ölüler Kitabı”nda ruhun köprüden geçtiğinin[18], yine Sümerler’deki köprüye benzer nehrin[19] ve Mö 700 -İran- Zerdüştlük inancında; Cinvat Köprüsünden ruh geçerse cennete, geçemesse cehenneme gider[20], inancı ile; İslam’daki Sırat Köprüsünün kökenlerinden biridir[10]. Geçebilenlerin cennete/kurtuluşa erişeceği “Sırat Köprüsü” hadislerde geçer[21] Kur’an’da geçmez ama “sırat” yol/cadde/köprü anlamında Kur’an’da 46 ayette[22] ve “sırât-ı müstakîm” doğru yol anlamında Kur’an’da 33 ayette geçer[23] -ör. maide 16-[24]: “Sırât-ı müstakîm”in “köprü” mefhumuyla benzerliği aşikardır[10].)

___________________
[8] Eliade, age., s. 29-47.
[9] Detaylar için bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 153)
[10] Yazarın görüşüdür/yorumudur.
[11] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 217)
[12] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 248d). Sorularla İslamiyet, “Cahiliye diye adlandırılan dönemde hac yapılıyordu. Bu hac hangi din üzere, nasıl ve ne zaman yapılıyordu?“, 4 Nisan 2011, <https://sorularlaislamiyet.com/cahiliye-diye-adlandirilan-donemde-hac-yapiliyordu-bu-hac-hangi-din-uzere-nasil-ve-ne-zaman-0> ET: Şubat 2018. İhsan Eliaçık, “Kur’an’da ‘Kurban’ Ayetleri Haritası“, Adil Medya, 26 Ekim 2012, <http://www.adilmedya.com/kuranda-kurban-ayetleri-haritasi/> ET: Şubat 2018.
[13] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 101)
[14] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 171)
[15] Erdoğan Baş, “Sema”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2009, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c36/c360300.pdf> ET: Mart 2018, Cilt: 36, s. 453. TDK: Türk Dil Kurumu, Büyük Türkçe Sözlük, -arayınız- “Semavi”, <http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts> ET: Nisan 2018.
[16] İslamiyet, Hristiyanlık ve Musevilik semavi dinler gibi düşünülse de daha çok Sümerlerden bu dinlere kadar olanki çoğu dinde/inançta “gök”sellik önemlidir.
[17] “Ruh”, Vikipedi, Özgür Ansiklopedi, SGT: 19 Şubat 2018, <https://tr.wikipedia.org/wiki/Ruh> ET: Mart 2018.
[18] Nadir Elibol, “Sümer Tabletleri ve Kutsal Kitaplar“, 3 Sütun, 25 Ekim 2004, <http://www.3sutun.com/say2/sumersayfa4.html> ET: Mart 2018.
[19] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 162a)
[20] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 272)
[21] Hülya Alper, “Sırât-ı Müstakîm”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2009, <https://islamansiklopedisi.org.tr/sirat-i-mustakim> veya burada bk. madde güncellendiğinde bu PDF de açılacaktır, ET: Mart 2018, Cilt: 37, s. 120. Muhiddin Bağçeci, “Sırat köprüsü denen bir köprünün olmadığını iddia edenler var. Ayet ve hadislerde sırat köprüsü hakkında bilgi var mı?“, Sorularla İslamiyet, 22 Ekim 2011, <https://sorularlaislamiyet.com/sirat-koprusu-denen-bir-koprunun-olmadigini-iddia-edenler-var-ayet-ve-hadislerde-sirat-koprusu> ET: Mart 2018.
[22] Mustafa Akçay, “Sırat”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2009, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c37/c370083.pdf> ET: Mart 2018, Cilt: 37, s. 118.
[23] Alper, age., s. 119, 120.
[24] Maide-16: “Allah onunla rızası peşinde olanları selamet yollarına iletir ve onları izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp kendilerini dosdoğru bir yola iletir.”: Halil Altuntaş, Muzaffer Şahin, Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) Kur’an-ı Kerim Meali, DİB Yayınları, Ankara, 1. Baskı 2001, <http://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-2/maide-suresi-5/ayet-16/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1> ET: Mart 2018.

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 126. KONU
MÖ 10.000 VE SONRASI: TARIMA GEÇİŞ VE HAYVANLARIN EVCİLLEŞTİRİLMESİ

MÖ 8.000’e kadar son buzul çağı sona erdi.[25] (Dünya birçok buzul çağı yaşamıştır. Dünya, Güneş etrafında dönerken kendi eksen eğiminden dolayı yaklaşık her 25 bin yılda bir buzul çağına girer ve sonra buzullar erir: Milankovitch Döngüleri.[26] Son buzul çağı bize dinlerdeki “Tufan” hikayesini açıklar. Bu konunun detayını ilerleyen bölümlerde anlattım.[27]) Buzulların ve soğukluğun kutuplara çekilmesi, insanın yaşam alanını genişletti. Bitkiler arttı. Öncesinde Avrupa’dan Rusya’ya olan eksen, MÖ 8.000 ve devamında Güneybatı Asya ile Mısır’a çizilen eğik bir çizgi çevresinde yoğunlaştı. Ve burada hayvanlar ilk defa evcilleştirildi ayrıca ilk defa tarım da bu bölgede başladı. Neolitik Çağ da denilen bu dönem Filistin’de yoğunlaşmıştı. MÖ 8-6 bin arasında, Şanidar, Ürdün ve Eriha bölgelerinde; koyun, teke ve domuz evcilleştirildi. Köpek ise İngiltere’de MÖ 7500’lerde evcilleştirildi.[25] (Buzulların çekilmesi bir anda olmaz, binlerce yılda olur. İlk başlarda yaşamaya elverişli yerler Orta Asya taraflarıydı. Mezopotamya’da bitki-akarsu yok denecek kadar azdı. 26°C’lik eksen eğikliğinin düzelip, Dünya’nın Güneş’ten gelen ışığı dik açıya yakın almasıyla alakalı olarak sıcaklık arttı ve eriyen buzullar akarsuları oluşturdu / gürleştirdi sonrasında da ağaçlar-bitkiler de oluştu / arttı ve insanlar Orta Asya’dan daha yaşamaya elverişli olan Mezopotamya’ya indi.[26][27])

MÖ 13.000’lerde yukarı Mısır’da tarıma dayalı yerleşik hayata geçilmiştir. MÖ 9.000’lerde Urfa’da Göbekli Tepe’de yerleşik hayata geçilmiştir. MÖ 8.000’lerde Filistin’de daire biçimli kulübeler yapılarak yerleşik hayata geçildi. Bitkileri işlemeye ve dövmeye yarayan aletler yapıp, tarıma geçtiler. Böylelikle dünyada nüfus ve ticaret artmış oldu. Yine MÖ 8.000’lerde Anadolu Çatalhöyük’te tarıma ve yerleşik hayata geçilmiştir.[25] (Tarımla yerleşik hayata geçilmesi dünya nüfusunu fazlaca artırdı. Öyle ki dünyada gelmiş-geçmiş yaşamış insan sayısı ~108 milyardır. Son 10 bin yılda dünya nüfusu, diğer 190 bin yıla oranla katbekat artmıştır.[28] Homo sapiens / Günümüz insanı 200 bin yıl önce oluştu.[29]Nefes ve can olarak görülen ruhun beyinde olduğu düşünüldüğünden, kafatasları ayinler eşliğinde gömülüp saklanıyordu.[25] (Antik Mısır inançlarında ve Kur’an’da; düşünen yerin beyin değil de kalp olduğu ve/veya beyin-düşünce-ruh kavramının kalple ilişkilendirildiğini hatırlatmak isterim.[30])

Mezolitik dönemde uzun yolculuklara dayanabilen “Tekne”ler üretilmiştir.[25] (Demek ki o dönemlerde insanlar deniz yolculuğu yapıyorlardı, kim bilir belki de Amerika’ya bile gitmiş olabilirler.[31] MÖ’ki yıllarda Mısırlıların Amerika’ya gittiği iddiası mevcuttur. Colomb’un ve Piri Reis’in yaptıkları, Mısır’dan aldıkları bir harita sayesinde olmuş olabilir.[32]) Yapılan alet ve nesnelere, çömlekçilik eşliğinde istenilen şeklin verilmesi sonucunda, dinsel hayal gücü zenginleşmiştir. Öncesinde taş ve kemikten aletler, hayvan derisinden giysiler yapılmaktayken Mezolitik / Neolitik Çağ ile ip, olta, ağ, yelken ve çömlekçilik aletleri yapılmıştır.[25] (Mezolitik Çağ MÖ 10-7 bin, Neolitik Çağ MÖ 7-4 bin arası[33])

[/one-third-first][one-third]

Hint-Avrupa koridorundaki ve Orta Asya’daki Türk-Moğol kabileleri, yerleşik hayata geç geçtiler. Bu kabilelerin isimleri hayvan isimlerinden oluşuyordu ve kurt ilk sıradaydı. Etobur, saldırgan ve vahşi topluluklardı.[25]

___________________
[25] Eliade, age., s. 47-54.
[26] Murat Türkeş, “İklim Değişiklikleri: Kambriyen’den Pleyistosen’e, Geç Holosen’den 21. Yüzyıl’a“, Ege Coğrafya Dergisi, Cilt: 22, Sayı: 1, İzmir 2013, <http://dergipark.ulakbim.gov.tr/ecd/article/view/5000115473/5000107465> ET: Mart 2018, s. 3-7, 12, 15, 16. Attila Çiner, Mehmet Akif Sarıkaya, “Türkiye’de İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Enerji“, Bölüm 1: “Buzullar ve İklim Değişikliği: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek”, Editör: Volkan Ş. Ediger, ENİVA: Enerji ve İklim Değişikliği Vakfı, İstanbul, 2013, <http://web.itu.edu.tr/~masarikaya/Publications_files/Ciner2013Eniva_Bolum_1.pdf> ET: Mart 2018, s. 20, 24, 28, 30-32.
[27] Bu sitedeki yazılarıma bk. (Dizin 280), bk. (Dizin 173, 177)
[28] Carl Haub, “How Many People Have Ever Lived on Earth?“, Population Reference Bureau (PRB), 2011, <http://quelux.info/wp-content/uploads/2015/08/PRB_howManyPeopleHaveEverLivedOnEarth.pdf> ET: Mart 2018. Toshiko Kaneda, Carl Haub, “How Many People Have Ever Lived on Earth?“, Population Reference Bureau (PRB), 9 Mart 2018, <http://www.prb.org/Publications/Articles/2002/HowManyPeopleHaveEverLivedonEarth.aspx> ET: Mart 2018. Is there a God?, “How many early humans?“, 16 Mart 2013, <http://www.is-there-a-god.info/blog/life/how-many-early-humans/> ET: Mart 2018.
[29] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 92)
[30] Bu sitedeki yazılarıma bk. (184, 185), bk. (177, 178)
[31] Yazarın görüşüdür/yorumudur.
[32] Metin Soylu, “Amerika’nın Keşfi!..“, MetinSoylu.com, 17 Kasım 2014, <http://www.metinsoylu.com/index.php?module=yazar_yazilari&yazi_no=156#.WnSB3Lxl8dU> ET: Mart 2018. Metin Soylu, “Piri Reis Haritasının 500 Senelik Gizemi” [Söyleşi], Gönül Dergisi, 3 Temmuz 2017, <http://www.gonuldergisi.com/piri-reis-haritasinin-500-senelik-gizemi-arastirmaci-yazar-metin-soylu.html> ET: Mart 2018.
[33] Niculita Mihai, Mihai Ciprian Margarint, Michele Santangelo, “Archaeological evidence for Holocene landslide activity in the Eastern Carpathian lowland“, ResearchGate, Quaternary International, 415, 2016, <https://www.researchgate.net/publication/289928050_Archaeological_evidence_for_Holocene_landslide_activity_in_the_Eastern_Carpathian_lowland…> s. 186, fig. 7. (Aynı figüre tek sayfadan bakmak için <https://www.researchgate.net/figure/Synthetic-representation-of-the-Holocene-human-and-climatic-environment-in-the-context-of_289928050>) ET: Mart 2018. Mehmet Atılgan, “Başlangıcından 19. Yüzyıla Tıp Kütüphaneleri“, ÜNAK’05: Bilgi Hizmetlerinin Organizasyonu ve Pazarlanması, İstanbul, 22 Eylül 2005, <http://kaynak.unak.org.tr/bildiri/unak05/u05-12.pdf> ET: Mart 2018, s. 93, 94.

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 127. KONU
MÖ 10.000’DEN MÖ 3.000’E: TOPRAKTAN OLUŞAN İNSAN, YENİ YIL, HACER-ÜL ESVED

MÖ 9.000 ve devamında, daha çok Ortadoğu-Güneybatı Asya civarlarında tarıma geçilmiştir. Bitki ekimi ve tahıl üretimi görülmektedir. Yenilen bitkiler “bir ilahın bedeninden türemiştir” inancı mevcuttur. Tarımın keşfi ile birlikte; gökyüzü Tanrısı ile yeryüzü ana Tanrıçası birleşir ve meyveler oluşur inancı, birçok mitolojik hikâyede yerini bulmuştur.[34] (Çoktanrılı inançlardaki yer ve gök Tanrılarının oluşumu buralara dayanır.[35]) Önceleri avcılıkla “Ataerkil” bir düzen varken, tarımın keşfinde kadınların büyük rolü olduğundan düzen tersine dönerek “Anaerkile” dönüşmüştür.

Toprağın yiyecek vermesi kadının doğurganlığı ile ilişkilendirilerek, Toprak Ana veya Yeryüzü Ana kavramı oluşturulmuştur. Toprak artık Tanrısal bir güçle; doğum ve ölümü barındıran bir yaratıcıdır. Toprak Ana; “Döllenmeden Doğurur”, bu şekilde “İnsanlar Topraktan Oluşur” inancı mevcuttur. Topraktan doğan insan annesine yani mezara veya toprağa geri dönmektedir.[34] (Bakireden döllenmeden doğan Hz. İsa[36] ve topraktan-çamurdan oluşan insan şeklindeki dinsel inançların[37] kökeni buna dayanır.[35])

Tarıma geçildikten sonra, yeryüzü ile gökyüzü arasında bir ilişki kurulmuştur. Öyle ki; Dünya Ağacı’nın kökleri yeraltında, gövdesi yeryüzünde, üstü ise gökyüzüne uzanır. Böylelikle Ağaç 3 kutsal bölgeyi birleştirir. Sistem her sene doğar ve ölür, yeni bir senenin başlaması gibi kendini yeniler ve ölümsüzdür. Bu mit dünyanın birçok bölgesinde görülmüştür. Buna Axis Mundi denilir.[34] (Dinsel üçlemelerin kökeni buna dayanır.[38] Babil’in Marduk Tanrısının her sene gelip bitkilere can vermesi ve Yeni Yıl / Noel / Yılbaşı kutlamalarının kökeni de[39] bu eski inançlardaki toprak-bitki-mevsim döngüsüne dayanır[35]. Axis Mundi ilerleyen süreçlerde, Marduk’un “Hayat Ağacı”na evrilmiştir.[35])

Demir kullanımı MÖ 4-3 binlerden başlar. Sümercede Anbar demir demektir ve gökyüzü-ateş anlamına gelir. Demir gökyüzü-yıldız madeni olarak bilinmektedir. MÖ 1.400’lerde Hitit Kralları “Gökyüzünün Siyah Demirini” kullanırlardı.[34] (Belki de o dönemlerde bulunan siyah bir meteorit / gök taşı[40] da bu olgunun içindedir[35] hatta Hacer-ül Esved taşının bile gök taşı olduğu düşünülür[41]. Hindu Şiva Lingam[42] ve Mısır Felsefe Taşı da siyah kutsal bir taştır[43]. Bu “Siyah Taş Kutsallığı” demir çağı ile başlayan bir olgudur.)

Madencilerin egemen olmasıyla, Yeryüzü Ana Tanrısının / Tanrıçasının gizli bölgelerine girilmiştir çünkü yeraltından demir çıkartılarak ateşle işlenmektedir. İşleme sonucunda birçok alet yapılır. Öyle ki madenciler veya zanaatkârlar, Tanrılara silah yapanlar haline gelir. Tapınakları yapanlar da bunlar olmuştur.[34] (Öyle ki Tapınakçılar, Masonlar ve İllüminaticiler’in kökeni; pergel ve gönye gibi sembolleri olan Mimarlara dayanır bunların kökeni de Madencilerdir.[44])

___________________
[34] Eliade, age., s. 54-77.
[35] Yazarın görüşüdür/yorumudur.
[36] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 221, 223)
[37] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 155)
[38] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 171, 177, 181), bk. (Dizin 187), bk. (Dizin 222, 223)
[39] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 130)
[40] Dünya’ya düşen ve düşecek meteoritlerin çoğu demir-nikel yapısında olup siyah/siyahımsı renktedir: “Meteor Yağmurları“ [Sunum], Ankara Üniversitesi Kreiken Rasathanesi, Şubat 2013, <http://rasathane.ankara.edu.tr/files/2013/02/meteor_yagmuru.pdf> ET: Mart 2018, s. 3, 12, 13. Tolgahan Kılıçoğlu, “Asteroidler, Kuyruklu Yıldızlar ve Meteor Yağmurları” [Sunum], Ankara Üniversitesi Kreiken Rasathanesi, 24 Mayıs 2014,<http://rasathane.ankara.edu.tr/files/2013/02/2014_05_24_Carpma_Tehlikesi_Olan_Gok_Cisimleri.pdf> ET: 12 Haziran 2018, s. 27, 35. (Dünya’nın magmasının çoğunlukla demir ve nikelden oluştuğunu hatırlatırım.)
[41] Ahmet Emin Seyhan, “Hadislerde Kutsiyet Atfedilen Fenomenlerin Dini Değeri: Hacerülesved Örneği“, Rağbet Yayınları, İstanbul 2016,  <http://abs.kafkas.edu.tr/upload/612/hadislerde_kutsiyet_adli_kitabimin_baskiya_giden_tek_sayfali_hali__25_03_2016_.pdf> ET: Mart 2018, s. 117. Mehmet Özel, “Hacer’ül Esved Göktaşı Mı?“, Gizli İlimler Kütüphanesi, Fenomen Dergisi (Bilimin Merceğinden), <https://gizliilimler.tr.gg/Hacer-h-.ue.l-Esved-G.oe.ktasi-Mi-f-.htm> ET: Mart 2018. Wabar Meteorit Kraterleri’nin görselleri için bakınız -sırasıyla site isimleri ve linkleri-: Maxing Out Offroad, Marmet Meteorites, Meteorite Studies, Lifeng Lamost, Lunar and Planetary Institute (LPI), Fotoğraflar: David A. Kring, Jeff Wynn,  Meteorites.tv;  <http://positivegraphics.com/Maxingout_Offroad.htm>, <http://www.marmet-meteorites.com/>, <http://www.meteoritestudies.com/protected_WABAR.HTM>,  <http://lifeng.lamost.org/courses/astrotoday/CHAISSON/AT314/HTML/AT31403.HTM>,  <https://www.lpi.usra.edu/science/kring/epo_web/impact_cratering/World_Craters_web/africacraters/Wabar.html>, <http://www.meteorites.tv/wabar-pearls/377-wabar-pearl.html> ET(ler): Mart 2018.
[42] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 238, 239)
[43] Kadim/Antik Mısır’da Siyah renkli Felsefe/Filozof Taşı veya siyah renk dönüşümün, bilgeliğin, olgunlaşmanın sembolüydü. Simyacılar düşük metalleri eritip içine çeşitli çözeltiler atıp özellikle de felsefe taşını atıp altına dönüştürmeye çalışıyorlardı ama burada içindeki felsefe taşını bul ve kendini bilgeleştir/mükemmelleştir gizli anlamı da yatıyordu: Mustafa Said Kurşunoğlu, “Doğu Düşüncesinde Hermetik Ruhsal Simya Tecrübesi ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin Makalatı“, EKEV Akademi Dergisi, Yıl: 18, Sayı: 58, Kış 2014, <http://dergipark.ulakbim.gov.tr/ekev/article/view/5000144180/5000131696> ET: Mart 2018, s. 610-613. Metin Bobaroğlu, “Simge Kavramı ve Simgesel Düşünme“, Anadolu Aydınlanma Vakfı, 2014, <http://www.anadoluaydinlanma.org/Yazilar/simge_kavrami.pdf> ET: Mart 2018, s. 6, 7. Turgut Gürsan, “Dünya’nın Gizli Tarihi 1“, Pegasus Yayınları, Kasım 2008, s. 123.
[44] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 323)

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 127.1 KONU
GÖBEKLİTEPE

National Geographic TV kanalının, “Cradle of the Gods” adlı Göbeklitepe’yi anlatan belgeselinin en önemli yerlerinin özetidir. Sunan: Arkeolog ve eski inançlar uzmanı Dr. Jeffrey I. Rose. Kazı başkanı: Arkeolog Prof. Klaus Schmidt.[45]

 

National Geographic TV kanalının, “Cradle of the Gods” adlı “Göbekli Tepe”yi anlatan belgeselinden bir kare

Göbeklitepe (GT) insanlık taş devrini yaşarken inşa edildi. Çömlek, yazı ve tekerlek yokken; buz devrinin sonuna doğru 12.000 yıl önce yapıldı. Teoriye göre tarım; yerleşik hayata geçmemize, dini öğretiler geliştirmemize ve tapınaklar inşa etmemize sebep oldu. Avcı-toplayıcılıktan tarıma geçildiğinde insanın boş zamanı ve dolayısıyla düşünme süresi de arttı. Düşünen insan dinleri geliştirdi. Mısır, İsrail, Suriye ve Irak üçgeninde -Bereketli Hilal’de- insanoğlu ilk kez yerleşik hayata geçti.

Türkiye Urfa’daki GT Tapınağı’nın alanı 300 metreye 300 metre genişliğindedir. Tapınaktaki taş sütunlar T şeklinde olup 3-5 metre yüksekliğinde ve 10-15 ton ağırlığındadır ve bunlar bilinen diğer yapılara benzememektedir. Taşların üzerine oyma ve rölyeflerle hayvan figürleri yapılmıştır. Rölyefler, dikilitaşların / sütünların muhafızı olsun diye yapılmış olabilir. T şeklindeki sütunlar aslında birer sembolik insandır. Sütunun üstü -yüz olmaksızın- baş, ortada çizilmiş eller ve peştemalleri mevcuttur. 1995’te GT’yi bulan ve kazı çalışmalarının başkanı olan Alman  arkeolog Prof. Klaus Schmidt’e göre bunlar görünüşte insan olsa da, spiritüel alemden gelen varlıklardır, tanrılardır, belki de insanlık tarihinde resmedilmiş ilk tanrılardır: Bu, dünyanın en eski tapınağıdır: 11.500 yıldır burada duruyor.

Bu yapıyı yapabilmek için yüzlerce insanın çalışması gerekir. GT’yi yapan insanlar göçebe olup avcılık ve toplayıcılıkla besleniyorlardı, yapıda bulunan yabani hayvan kemikleri bunu doğrulamaktadır. Yani tarıma geçmemişlerdi. GT bulunmadan önce sıralama tarım-yerleşik hayat-din idi. Ama GT -istisna olarak- dini başa getirmiş oldu. GT’den bin yıl önce Bereketli Hilal’de, tarımsız, yerleşik hayata geçenler vardı. Bunlar taşlardan evimsi yapılar yapmışlardı ve ambarlarına yabani tahılları stokluyorlardı. Stoklama varsa tapınak yapacak zamanı da bulmuşlardır diyebiliriz.

GT’nin inşası sırasında Urfa’da bir yerleşim yeri vardı. Buradaki insanlar GT’yi inşaa etti. GT’yi yapanlar yüzü olan heykeller de yapmışlardı. Fakat dikilitaşlarında yüz yapmamışlardı: Çünkü bir tanrıyı ya da doğa üstü bir varlığı resmediyorlardı. Taşları yerdeyken keskin taşlarla oyup, tahtadan manivela ile kaldırmış ve kaydırma yöntemiyle de yerlerine götürmüşlerdi. Dikilitaşların çevresi 2 metre yükseklikte taş duvarlarla örülmüştür. Bu duvarların arasına sıkıştırılmış 5-15 arası T sütunu ve ortada 2 tane daha uzun T sütunu vardır. Odalar bu şekildedir. Tapınak alanında bu şekilde birçok -benzer- 10-30 metre çapında oda/bölüm vardır. Odanın/dairenin bir de kapısı vardı. Bu kapı/giriş Schmidt’e göre ölüler diyarının/şehrinin giriş kapısı gibidir: Bu yapılar -ölümle ilgili olarak- yeraltı dünyasına açılan bir geçit gibi düşünülebilir. Bir odanın ~70 kişilik bir ekiple ~1 yılda tamamlanabileceği tespit edilmiştir. Alanda 16 tane oda tespit edilmiştir. Alanda yapılan bazı yapıların tarihi 15.000 yıl önceye dayanıyor. Bu da buz devrinin sonlarına denk gelmektedir. Tarıma dayalı yerleşik düzen MÖ 10.000-7.000’lerde başladı. GT’deki kabartma resimler, çeşitli sembolik anlatımlardır.

[/one-third][one-third]

Avcı-toplayıcı olarak göçebe yaşayan insanlar küçük gruplar halinde yaşardı. Tarıma geçildikten sonra grupların nüfusları yüzlere ve binlere ulaştı: Ahlak kuralları da bu zamanlarda oluşmaya başladı. GT’den önce insanlar; hayvanların, bitkilerin, taşların ve her şeyin bir ruh taşıdığına inanıyordu. İnsan tabiatın yalnızca küçük bir parçasıydı. Mağaralardaki figürlerde insan resminin yok denecek kadar az olması bize bunu gösterir. GT’de insan biçimindeki sütunlar vahşi hayvanlarla sembolize edilen tabiatın üstünde yükselmekteydi. İnsanoğlu artık tabiata hükmeder hale gelmişti. Sütunların ruhani insan başının altındaki hayvan figürleri bunu akla getirir.[45]

 

Göbekli Tepe görselleri[46] (Düzenleme: Alper Çadıroğlu)

Göbekli Tepe görselleri[46] (Düzenleme: Alper Çadıroğlu)

Schmidt’e göre insanın tarıma/yerleşik hayata geçmesinin sebebi dindir, bunu GT’de görebiliyoruz: Sütunlardaki resimler, ölüler diyarını ve defin törenlerini anlatıyor olabilir. GT’nin yapıldığı zamanlarda başka yerleşimlerdeki defin törenlerinde ölüler önce gömülür sonra kafatasları çıkartılarak kutsal emanet olarak saklanırdı. GT ölüler için veya onlara adanan bir mabet olarak yapılmış olabilir.

GT’de kültürel devrimi tetikleyen şey, hayvanlardan üstün olduğumuzu telkin eden din unsuruydu. Aynı çatı altında tapınak inşa etmek için toplanan insanlar daha sonra tarımla ve evcilleştirdiği hayvanlarla yerleşik hayata geçti. GT bin yıldan fazla, bölgenin ritüel ve kültürel merkezi / toplanma yeri oldu. Zirai temeller burada atıldı. GT’yi inşa edenler 1.500 yıl sonra onu toprakla gömdü ve üzerine benzer küçük yapılar inşa etti. 1.000 sene sonra da bunları da yine gömüp sütunsuz basit yapılar inşa ettiler.

O bölgedeki insanlar GT’den sonra kendi bölgelerine GT benzeri yapılar inşa ettiler. Tarıma geçildikten sonra insanlar GT gibi mabetlere ihtiyaç duymamaya başladılar. Çatalhöyük ilk yerleşim yerlerinden biri olarak 9 bin yıl önceye uzanır ve burada çiftçilik yapan 8 bin civarı insan yaşamıştı. Buradaki vahşi boğa, leopar, domuz vb. kabartmalar GT’dekilere benzerdir. Bu da GT külliyatının civarda devam ettiğini gösterir. Boğa figürü önemlidir, ilahiliği, uhreviliği, tanrıyı temsil eder. Tarih öncesi yaban öküzlerinin sırt yüksekliği yaklaşık ‘2 metreydi’: Boynuz açıklığı ise ‘3 metreyi’ buluyordu!.. Boğalara karşı üstünlük kurma mücadelemiz bugün bile İspanya’da halen devam etmektedir.

GT’den önce ölüler akbabalara yem oluyordu sonrasında ölü gömülüp bir süre sonra açılıp kafatasları çıkartılırdı. (Not: ceset 2 yılda tamamen çürür ve geriye sadece kemik, saç ve deri döküntüleri kalır.) Bu kafatasları diğerleriyle birlikte sergilenirdi böylelikle ölümden sonra tekrar dirildiğine inanılırdı. GT’deki başsız insan figürü de diriliş inancının ilk örneklerinden biri olabilir. Bu öğretide, ölen bir insan ya da tanrı yeniden hayat buluyor ve insanları ortak bir amaçta buluşturuyordu. Yeniden dirilme düşüncesi binlerce yıllık süreçte pek çok coğrafyada din sistematiğinin bel kemiğini oluşturdu.

GT aynı zamanda bir sanat eseridir. GT göğe yükselen sütunlar eşliğinde tanrıların doğuşu gibidir. GT’yi avcılıkla tarım arası bir ara form olarak düşünebiliriz.[45]

___________________
[45] Klaus Schmidt, Jeffrey I. Rose, “Cradle of the Gods” [TV Belgeseli], Tim Conrad (Yön.), NGC Network İnt. LLC, Atlantic Productions LTD, National Geographic Channels, 2012, <https://youtu.be/sQwjYQiedOI> ET: Eylül 2017. (Sunan: Jeffrey I. Rose – Institute of Archaeology & Antiquity University of Birmingham. Kazı Başkanı: Klaus Schmidt – German Archaeological İnstitute Site Director. Göbekli Tepe.)

 

Göbekli Tepe görselleri (Düzenleme: Alper Çadıroğlu) (Sağ alt[46])

Göbekli Tepe görselleri (Düzenleme: Alper Çadıroğlu)

___________________
[46] Klaus Schmidt, “Göbekli Tepe”, Çeviren: Rüstem Aslan, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 2007, s. 178, 181, 188, 202, 204, 207, 210, 253, 289, 294.

[/one-third][clearfix]

 


 

KAYNAKÇA

AKÇAY Mustafa, “Sırat”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2009, Cilt: 37, ss. 118-119, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c37/c370083.pdf> ET: Mart 2018.

ALPER Hülya, “Sırât-ı Müstakîm”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2009, Cilt: 37, ss. 119-120, <https://islamansiklopedisi.org.tr/sirat-i-mustakim> ET: Mart 2018.

ALTUNTAŞ Halil, ŞAHİN Muzaffer, Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) Kur’an-ı Kerim Meali, DİB Yayınları, Ankara, 1. Baskı 2001, <http://kuran.diyanet.gov.tr/Yayinlar> ET: Mart 2018.

ATILGAN Mehmet, “Başlangıcından 19. Yüzyıla Tıp Kütüphaneleri“, ÜNAK’05: Bilgi Hizmetlerinin Organizasyonu ve Pazarlanması, İstanbul, 22 Eylül 2005, ss. 91-119, <http://kaynak.unak.org.tr/bildiri/unak05/u05-12.pdf> ET: Mart 2018.

BAĞÇECİ Muhiddin, “…Ayet ve hadislerde sırat köprüsü hakkında bilgi var mı?“, Sorularla İslamiyet, 22 Ekim 2011, <https://sorularlaislamiyet.com/sirat-koprusu-denen-bir-koprunun-olmadigini-iddia-edenler-var-ayet-ve-hadislerde-sirat-koprusu> ET: Mart 2018.

BAŞ Erdoğan, “Sema”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2009, Cilt: 36, ss. 453-455, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c36/c360300.pdf> ET: Mart 2018.

BOBAROĞLU Metin, “Simge Kavramı ve Simgesel Düşünme“, Anadolu Aydınlanma Vakfı, 2014, <http://www.anadoluaydinlanma.org/Yazilar/simge_kavrami.pdf> ET: Mart 2018.

ÇADIROĞLU Alper, Mutlak Bilim, <https://www.mutlakbilim.net/> ET: Haziran 2018.

ÇİNER Attila, SARIKAYA Mehmet Akif, “Türkiye’de İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Enerji“, Bölüm 1: “Buzullar ve İklim Değişikliği: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek”, Editör: Volkan Ş. Ediger, ENİVA: Enerji ve İklim Değişikliği Vakfı, İstanbul, 2013, <http://web.itu.edu.tr/~masarikaya/Publications_files/Ciner2013Eniva_Bolum_1.pdf> ET: Mart 2018.

ELIADE Mircea, “Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi: Taş Devrinden Eleusis Mysteria’larına”, Cilt: 1, Çeviri: Ali BERKTAY, Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2003.

ELİAÇIK İhsan, “Kur’an’da ‘Kurban’ Ayetleri Haritası“, Adil Medya, 26 Ekim 2012, <http://www.adilmedya.com/kuranda-kurban-ayetleri-haritasi/> ET: Şubat 2018.

ELİBOL Nadir, “Sümer Tabletleri ve Kutsal Kitaplar“, 3 Sütun, 25 Ekim 2004, <http://www.3sutun.com/say2/sumersayfa4.html> ET: Mart 2018.

GÜRSAN Turgut, “Dünya’nın Gizli Tarihi 1“, Pegasus Yayınları, Kasım 2008.

HAUB Carl, “How Many People Have Ever Lived on Earth?“, Population Reference Bureau (PRB), 2011, <http://quelux.info/wp-content/uploads/2015/08/PRB_howManyPeopleHaveEverLivedOnEarth.pdf> ET: Mart 2018.

Is there a God?, “How many early humans?“, 16 Mart 2013, <http://www.is-there-a-god.info/blog/life/how-many-early-humans/> ET: Mart 2018.

KANEDA Toshiko, HAUB Carl, “How Many People Have Ever Lived on Earth?“, Population Reference Bureau (PRB), 9 Mart 2018, <http://www.prb.org/Publications/Articles/2002/HowManyPeopleHaveEverLivedonEarth.aspx> ET: Mart 2018.

KILIÇOĞLU Tolgahan, “Asteroidler, Kuyruklu Yıldızlar ve Meteor Yağmurları” [Sunum], Ankara Üniversitesi Kreiken Rasathanesi, 24 Mayıs 2014,<http://rasathane.ankara.edu.tr/files/2013/02/2014_05_24_Carpma_Tehlikesi_Olan_Gok_Cisimleri.pdf> ET: 12 Haziran 2018. “Meteor Yağmurları“ [Sunum], Ankara Üniversitesi Kreiken Rasathanesi, Şubat 2013, <http://rasathane.ankara.edu.tr/files/2013/02/meteor_yagmuru.pdf> ET: Mart 2018.

Kitab-ı Mukaddes Şirketi, Tanah / Eski Antlaşma, <https://www.kitabimukaddes.com/kutsal-kitap-hakkinda-bilgilendirme-ve-tam-metni/eski-antlasma/> ET: Şubat 2018.

KURŞUNOĞLU Mustafa Said, “Doğu Düşüncesinde Hermetik Ruhsal Simya Tecrübesi ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin Makalatı“, EKEV Akademi Dergisi, Yıl: 18, Sayı: 58, Kış 2014, ss. 605-628, <http://dergipark.ulakbim.gov.tr/ekev/article/view/5000144180/5000131696> ET: Mart 2018.

MIHAI Niculita, MARGARINT Mihai Ciprian, SANTANGELO Michele, “Archaeological evidence for Holocene landslide activity in the Eastern Carpathian lowland“, ResearchGate, Quaternary International, 415, 2016, ss.175-189, <https://www.researchgate.net/publication/289928050_Archaeological_evidence_for_Holocene_landslide_activity_in_the_Eastern_Carpathian_lowland…> ET: Mart 2018.

ÖZEL Mehmet, “Hacer’ül Esved Göktaşı Mı?“, Gizli İlimler Kütüphanesi, Fenomen Dergisi (Bilimin Merceğinden), <https://gizliilimler.tr.gg/Hacer-h-.ue.l-Esved-G.oe.ktasi-Mi-f-.htm> ET: Mart 2018.

ROSE Jeffrey I., SCHMIDT Klaus, “Cradle of the Gods” [TV Belgeseli], Tim Conrad (Yön.), NGC Network İnt. LLC, Atlantic Productions LTD, National Geographic Channels, 2012, <https://youtu.be/sQwjYQiedOI> ET: Eylül 2017.

SEYHAN Ahmet Emin, “Hadislerde Kutsiyet Atfedilen Fenomenlerin Dini Değeri: Hacerülesved Örneği“, Rağbet Yayınları, İstanbul 2016,  <http://abs.kafkas.edu.tr/upload/612/hadislerde_kutsiyet_adli_kitabimin_baskiya_giden_tek_sayfali_hali__25_03_2016_.pdf> ET: Mart 2018.

SCHMIDT Klaus, “Göbekli Tepe”, Çeviren: Rüstem Aslan, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 2007.

Sorularla İslamiyet, “Bir yere girerken sağ ayakla girmek…“, 22 Ağustos 2011, <https://sorularlaislamiyet.com/bir-yere-girerken-sag-ayakla-girmek-sol-ayakla-cikmak-gibi-sag-taraftan-baslamakla-ilgili-konulari-0> ET: Şubat 2018. Sorularla İslamiyet, “Tuvalete niye sol ayakla girilir…“, 9 Temmuz 2009, <https://sorularlaislamiyet.com/tuvalete-niye-sol-ayakla-girilir-ve-euzu-besmele-cekilir-cikista-sag-ayakla-cikilir-ve-elhamdulill-0> ET: Şubat 2018. Sorularla İslamiyet, “Yüz üstü yatmak günah mıdır?…“, 21 Temmuz 2006, <https://sorularlaislamiyet.com/yuz-ustu-yatmak-gunah-midir-uyku-adabi-nasildir> ET: Şubat 2018. Sorularla İslamiyet, “Cahiliye diye adlandırılan dönemde…“, 4 Nisan 2011, <https://sorularlaislamiyet.com/cahiliye-diye-adlandirilan-donemde-hac-yapiliyordu-bu-hac-hangi-din-uzere-nasil-ve-ne-zaman-0> ET: Şubat 2018.

SOYLU Metin, “Amerika’nın Keşfi!..“, MetinSoylu.com, 17 Kasım 2014, <http://www.metinsoylu.com/index.php?module=yazar_yazilari&yazi_no=156#.WnSB3Lxl8dU> ET: Mart 2018. SOYLU Metin, “Piri Reis Haritasının 500 Senelik Gizemi” [Söyleşi], Gönül Dergisi, 3 Temmuz 2017, <http://www.gonuldergisi.com/piri-reis-haritasinin-500-senelik-gizemi-arastirmaci-yazar-metin-soylu.html> ET: Mart 2018.

TÜRKEŞ Murat, “İklim Değişiklikleri: Kambriyen’den Pleyistosen’e, Geç Holosen’den 21. Yüzyıl’a“, Ege Coğrafya Dergisi, Cilt: 22, Sayı: 1, İzmir 2013, ss. 1-25, <http://dergipark.ulakbim.gov.tr/ecd/article/view/5000115473/5000107465> ET: Mart 2018.

Vikipedi Katılımcıları, “Ruh”, Vikipedi, Özgür Ansiklopedi, SGT: 19 Şubat 2018, <https://tr.wikipedia.org/wiki/Ruh> ET: Mart 2018.

 

Bu sitede daha fazlası için: HARVARD ÜNİ.Sİ PROF. GÖNÜL TEKİN’DEN: ANTİK MEZOPOTAMYA İNANÇLARI VE GÜNÜMÜZE ETKİLERİ (14. Bölüm: 24 Konu) (Orijinal 1 Video)
SÜMERLER VE ANTİK MEZOPOTAMYA İNANÇLARI (15. Bölüm: 31 Konu) (Orijinal 2 Video)

Hazırlayan: Alper Çadıroğlu
Son güncellendiği tarih: 20 Ağustos 2018