ZERDÜŞTLÜK, SABİİLİK VE MANİHAİZM (21. Bölüm: 8 Konu)

ZERDÜŞTLÜK, SABİİLİK VE MANİHAİZM
(21. Bölüm: 8 Konu)

 

İÇİNDEKİLER

 


 

[one-third-first]

SİTE DİZİNİNDEKİ 272. KONU
ZERDÜŞTLÜK’ÜN ARKA PLANI VE ZERDÜŞT’ÜN MAZDEİZM İNANCI

MÖ 5.000 civarında Kuzey Kafkasya ve Ural Dağları’nın batısında yaşayan Hint-Avrupa kavimleri MÖ 3.000 civarında geniş Asya topraklarına yayılıp / göç edip bu sahalarda yerleşmeye başlamışlardır. MÖ 1.500 civarında kendilerine -şerefli anlamına gelen- Arya(n) diyen bir kavim yaşadıkları bölgeye İran adını vermiştir. Bu bölgede göçebelikten yerleşik yaşama geçen Aryan kavimleri Medler ve Persler’dir.[1] MÖ 2. binyılda -göçebe ve silahlı gruplar olan- Aryanlar Orta Asya civarlarından İran’a ve Hindistan’a göç/işgal etmişlerdir ve buralarda kültürler, medeniyetler ve dinler kurmuşlardır. İran’a gidenler İran kültürünü, Hindistan’a gidenler ise Hint kültürünü oluşturmuştur: Hindistan’da Vedaizm, Budaizm ve İran’da Mitraizm, Maniizm ve Zerdüştlük’ü kurmuşlardır. İran’a gidenler Medleri-Med Krallığını, Ahamenişleri-Ahameniş Devletini ve Persleri-Pers İmparatorluğunu oluşturmuştur. Ahamenişler ile Persler aynıdır. Pers kralı olabilmek için Ahameniş soyundan gelmek gerekiyordu. Ahameniş/Pers kralı Büyük 2. Kiros/Kyros/Keyhüsrev; Babil’i ele geçirmiş[2] (MÖ 539[3]), Marduk’un vekili olmuş ve Yahudileri Babil sürgününden Kenan’a geri yollamıştır.[2] (2. Kyros, Nebukadnezar’ın Yerusalem/Kudüs’ten Babil’e sürdüğü yahudileri özgür bırakıp tekrar Kudüs’e dönmelerini sağlamış ve eski mabetlerini tekrardan inşa etmeleri için onlara maddi ve manevi destekte bulunmuştur. Bundan dolayı Tanah’ta Kyros’tan övgü ile bahsedilir. Rahiplerin güvenini kazanması ve rahiplerin onu “dört kıta kralı” ilan etmesi Kyros’u yüceltmiştir.[4])

Kral 2. Kambises ise Mısır’ı alarak[2] (MÖ 525[5]) Pers İmparatorluğu’nu genişletmiştir. Sonrasındaki Kral 1. Darius/Dara döneminde[2] (MÖ 521-486[5]) Zerdüştlük inancı hakim olmuş ve krallar kendilerini artık Ahura Mazda’nın vekili olarak görmeye başlamışlardı. Pers İmparatorluğu’ndaki “Ölümsüzler Ordusu” önemlidir: Bu ismin verilmesinin nedeni ise Medler ve Perslerden oluşan 10.000 kişilik orduda ölenlerin yerine hemen yenileri eklenip tekrar 10.000’e tamamlanmasıdır. Aryanlardan İran’a göç edenlere İran aryanları, Hindistan’a göç edenlere ise Hint aryanları denilir. Hint aryanları Hindistan’da verimli topraklar ve ormanlarla karşılaşır, yaşama koşulları kolaydır, bu yüzden burada oluşan/gelişen dinler soyuttur ve insanın kendi iç hesaplaşmalarını içinde barındırır. İran aryanları ise İran’da kurak ve çetin koşullarla karşılaşır, yaşama koşulları zordur, bu yüzden burada oluşan/gelişen dinler somut ve akılcıdır. Mitraizm’de doğa güçleri, ateş, güneş ve kurban verme özellikleri ön plandadır. Yeni bir dinin doğması mülkiyete[2] (Mülkiyet: Sahiplik. Kendisinin olan bir şeyi yasa çerçevesinde istediği gibi kullanabilme hakkı.[6]) ve medeniyetin doğmasına bağlıdır. Medeniyet oluşursa yeni sorunlar/ihtiyaçlar doğacaktır dolayısıyla yeni çarelerin oluşması da gerekir. Bu bağlamda Perslerin Mitraizm inancı yetersiz kalmıştır ve Zerdüştlük oluşmuştur. Zerdüştlük (Zarathustrizm/Zoroasterizm): Zerdüşt tarafından kurulan, kitabı Avesta olan, Avesta’daki Gatalar bölümünün Zerdüşt tarafından oluşturulduğuna inanılan, kurban vermeye – putlara tapmaya – sihir ve büyüye karşı olan, ilkel ve bedevi/göçebe dini reforme eden, tarımı içeren, yeni İran hayatını açıklayan, MÖ 521-486 arasında benimsenen (ki bu dönem ve devamında Ahura Mazda figürünü krallar artık taçlarında kullanmaya başlıyor), her şeyin zıttı ile varolduğuna inanılan bir dindir. Zıtsız bir şey olmaz, zıt güçler hesap gününe kadar çekişir/savaşır, bu çekişme dünyadaki her şeyin varolmasının sebebidir. “Ahura Mazda” iyi tanrı (tanrı)- “Ehriman” kötü tanrı/güç (şeytan), “Spentameinu” iyi olan her şey – “Engermeinu” kötü olan her şey, “Övgü Evi” iyi olanların gideceği cennet – “Yalan Evi” kötü olanların gideceği cehennemdir. Zerdüştlük dini göçebe hayattan yerleşik hayata geçildiğinde oluşturulduğu için çiftçilik ve/veya tarım önemlidir. Bu yüzden iş üreten ve tarımla uğraşanlar sevap kazanır, hatta su kuyusu kazanların cennete gideceği belirtilmiştir. Suyun dindeki yeri önemlidir. Göçebe Mitraizm’de hayvancılık önemliydi ve inek kutsal olup doğa güçlerine / tanrı(lar)a sunulan kurbandı ama yerleşik Zerdüştlük’te bunların yerini yeşillik, ağaç ve su aldı. Zerdüşlük’teki zıtlık, sonraki tek tanrılı dinlere ilham kaynağı olmuştur. Zerdüştlük “tek tanrı” iddiasıyla ortaya çıkmış bir dindir.[2]

___________________
[1] Muzaffer Duran, “Satraplık Sisteminin Pers Yönetim Teşkilatındaki Yeri”, Süleyman Demirel Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 34, Nisan 2015, <http://dergipark.gov.tr/download/issue-file/1134> Erişim: Haziran 2018, s. 62.
[2] Hüseyin Sevinç, “Yunan’ın Çağdaşı Uygarlıklarda Toplumsal Geli̇şmeler, Si̇yasal ve Di̇nsel Düşünüş”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 32, Haziran 2014, <http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi32_pdf/2tarih/sevinc_huseyin.pdf> Erişim: Haziran 2018, s. 233-238.
[3] Arda Kısakürek, Evin Esmen Kısakürek, “Bizimkiler: İmparatorluklar (3)“, Anadolu Merkezli Dünya Tarihi: 3. Kitap: MÖ 560 – MÖ 270, e-kitap, Haziran 2009, <http://www.okurkafe.com/oksid/3.Kitapk.r.y.pdf> Erişim: Haziran 2018, s. 12. 28 kitaplık tüm seriye bakmak için <https://sites.google.com/site/ekitapdunyatarihi/> Erişim: Ağustos 2018.
[4] Engin Eroğlu, “Pers Kralı Büyük Kyros’un Siyasi ve İktisadi Politikaları”, History Studies: International Journal of History (JHS), Cilt: 8, Sayı: 1, Mart 2016, <http://www.academia.edu/29266819/Pers_Kralı_Büyük_Kyrosun_Siyasi_ve_İktisadi_Politikaları> Erişim: Haziran 2018, s. 44.
[5] Kısakürek, age., s. 61.
[6] Türk Dil Kurumu (TDK), “Büyük Türkçe Sözlük“, Arayınız: Mülkiyet, <http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&view=bts> Erişim: Haziran 2018.

 

Pers/Fars/İranlı Zerdüşt, MÖ 700’lerde Hint ile İran dinlerinde bir reform yapmıştır. Zerdüşt kenarda köşede kalmış Ahura Mazda Tanrısı’nı yücelterek Tek Tanrı yapıp, Mazdeizm inancını oluşturmuştur. Bu inanç sonraki dönemlerde daha çok Mecusilik adıyla anılmıştır.[7]

 

“The Darius Seal / Darius Mührü”, Silindir Mühür, MÖ 6-5. yy., Ahameniş (Pers / Antik İran). 1. Darius, savaş arabasında ayakta: Ahura Mazda, üstteki kanatlı. (British Museum)[8]

Silindir Mühür, Ahameniş (Pers / Antik İran), MÖ 538-331. Sağ üstteki Zerdüşt(lük) tanrısı Ahura Mazda, kanatlı güneş olarak yükselir. Sol ortada sfenkslerin üstünde duran ise cüce şeytan olan Mısır tanrısı Bes’tir. Ortadaki ise ismi çözülemeyen Pers elbiseli bir Pers kralıdır. (British Museum)[9]

Görüşüme göre Mısır tanrısı Bes ile Pers tanrısı Ahura Mazda’nın silindir mühürde aynı karede olması Mısır mitolojisi ile Pers inançlarının kaynaşıp etkileştiğini bize gösterir: Öyle ki Ra da Ahura Mazda da güneşle ilişkilendirilir: A. Mazda adeta güneşle sembolize edilen Ra’nın bir başka görünümü / formu / avatarası gibidir. Pers İmparatorluğu’nun Mısır civarlarına kadar yayılmış olması bu etkileşimi başlatmış / arttırmış olmalı.

Zerdüşt, Tanrı’yla konuştuğunu ve vahiy aldığını iddia ederek Avesta adında bir kutsal kitap yazmıştır. Antik İran dininde; Tanrı-Şeytan Dualizmi, Mesih İnancı, İyinin Zaferi ve Yeniden Diriliş kavramları vardı. Avesta adlı kitap, Antik İran’ın kutsal kitabıdır. Bu kitabın dörtte üçü kaybolmuştur lakin Zerdüşt’ün yazdığı Gatha şiirleri varlığını korumuştur. Avesta da bunlardan oluşur. O yoksuldu, iki kızı vardı ve din rahibiydi. Peygamber olarak da ifade edilen Zerdüşt, öğretilerini çevreye yaydı fakat onlar bunu reddettiler. O, bir aşiret reisinin yanına sığındı. Reis onu korudu. Yoksullar ve dostlardan oluşan bir cemiyet kurdu. Cemiyet çeşitli silahlarla kendisini korudu. Avesta’da Zerdüşt Tanrı’ya şöyle seslenir: “Güneş ve Yıldızların yollarını kim çizdi! Yeri ve göğü düşmeyecek biçimde kim sabitledi! İyiye kavuşan ruh nasıl kaybolur! Kötülükten nasıl kurtuluruz! Bana görünür işaretler ver! Kötülük edene ne ceza verilecek! Doğruluk kötülüğü ne zaman yenecek, Ey Bilge, Ey Tanrı!”

• Zerdüşt, Mesih olarak görülür: “O gökte doğdu ve yere indi. Parıl parıl nur içinde parlıyordu. O doğdu, bitkiler ve sular sevindi, artık Mazdeizm yedi kıtaya yayılacak! Kutsal sözleriyle şeytanları, devleri kaçırdı!” Mazdeizm’de doğaüstü-mistik ışık ve şeytanlarla savaş kavramları sık sık geçer.[7]

İncil’deki Benzerliği-Analizi

İncil: Vahiy (Özet: 1,2,3,10-13,17,18 İsa öldükten sonra İsa’dan vahiy alan Yuhanna, İsa’yı gördüğünde şunu diyor:) 1:16 … Yüzü bütün gücüyle parlayan güneş gibiydi.[10][11][12]

• Zerdüşt, çile çekme yoluyla yücelme kavramını uygulamıştır.[7] (Görüşüme göre Zerdüşt(lük) bu inancı Hinduizm inancından almış olabilir. Çünkü bu “çile çekme” kavramı Hinduizm inancında da vardır: Hinduizm’de -cennet olan- tanrılar yurduna gidebilmek için veya Nirvana’ya ulaşabilmek için kişinin yapması gereken koşullardan bir tanesi de “çile çekmek”tir. Bu sayede ruhlar sonsuz yeniden doğuş çemberi olan samsaradan kurtulur. Hinduizm’in kutsal literatürü; MÖ 1300-800 yıllarına ait Veda ilahileri ile sonrasında derlenen Brahmanalar, Upanişadlar ve çeşitli destan-kanun kitaplarından oluşur.[13])
• İnsan, Ahura Mazda’yı izlemelidir lakin seçimlerinde özgürdür. İnsan, Tanrının kölesi-hizmetkârı değildir.[7] (Sümerlerde insanlar -hizmetkar/köle olarak- tanrılara hizmet etsin diye kilden yaratılmıştır.[14] Görüşüme göre Zerdüşt(lük) Sümerler’den kalma bu inanca veya varyantlarına bir devrim/reform yapmış olabilir.)
• A. Mazda, dünyayı hiçten düşünce yoluyla yaratmıştır. O, birinci ve sonuncudur; başlangıç ve sondur.[7]

İncil’deki Benzerliği-Analizi

İncil: Vahiy (Kısaltma: 1:1,4-6 Yuhanna, İsa için şöyle diyor) 1:7 İşte bulutlarla geliyor! Her göz O’nu görecek, O’nun bedenini deşmiş olanlar bile. O’nun için dövünecek yeryüzünün bütün halkları. Evet, böyle olacak! Amin. 8 Var olan, var olmuş ve gelecek olan, Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı, “Alfa ve Omega Ben’im” diyor. (Kısaltma: 22:16 İsa şöyle dedi) 22:13 “Alfa ve Omega, birinci ve sonuncu, başlangıç ve son Ben’im.”[15]

• A. Mazda’ya, Tanrısal varlıklar (melekler) eşlik eder. Onlar, adaleti sağlayan Aşa; iyi düşünceyi getiren Vohu, bağlılık sağlayan Armaiti, güç veren Khşathra, sağlık Haurvatat ve ölümsüzlük Ameretat adındaki baş meleklerdir. Bunlar dünyanın düzenini sağlar. Zerdüşt onlara seslenir: “Herkesin emeğini verirken bana acıyın!”
• A. Mazda, iyi ve kötü ruha egemendir. İnsanlar da buna göre tercih yapar.
• A. Mazda’nın karşısında kötü Tanrı yoktur: O, Tek Tanrıdır.
• Çok Tanrılara kurban sunulması yanlıştır: Bunlar günahkârlardır.
• Ölü beden toprağı kirletmemesi için, kulelerin tepesine yatırılarak akbabalara yedirilir.
• Herkes yaptığı tercihe göre yargılanır; doğrular cennete, günahkârlar ise cehenneme gider. “İnsan iradesi doğrultusunda ya iyiliği ya da kötülüğü seçer.” Tanrı iyi olanları ödüllendirir, kötüleri ise cezalandırır.
• A. Mazda’ya tapan iyiler Cinvat Köprüsü’nden Zerdüşt’le beraber geçer ve cennete ulaşır. Avesta’da Zerdüşt, kurtarıcı olarak geçer. Ölenlerin ruhu Cinvat Köprüsü’nden geçer; iyi ise geçer, kötü ise köprü incelir ve aşağı karanlığa düşer. Çok kötüler sürekli cehennemde kalır, orta-az kötüler cehennemde bir süre kalır sonra cennete geçer, iyiler ise cennete geçer. İyi erkekler cennette iyi kadınlarla yani genç hurilerle sonsuza kadar mutlu yaşar. Ölümden sonra cennet-cehennem sonsuzdur.[7] (Tarihte “uhrevi köprü” olgusu yaygındır: Göğe yükselmek için köprü olarak görülen gökkuşağı köprüsü ilk inançlarda; bir Şaman’ın iyi yere gidebilmesi için köprüden geçen kişiye yardım ettiği, geçemeyenlerin kötü yere gittiği Şamanlar’ın köprüsü; ölülerin gölgelerinin gittiği Kur’a gidebilmek için Sümerler’in köprü benzeri nehri; cennete ulaşabilmek için hadislerde geçen “sırat köprüsü” ile Kur’an’da geçen yol anlamındaki “sırat” ve doğru yol anlamındaki “sırât-ı müstakîm”.[16] Görüşüme göre bütün inançlar kendinden önceki inançların varyantıdır.)
• Cennet, şarkı evi olarak eğlenceli bir yer olarak düşünülüyordu.[7]

Kur’an’daki Benzerliği-Analizi

Kur’an: Duhan 54 İşte böyle; biz onları iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir.
Tur 20 Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Ve Biz onları iri-ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz. 24 Kendileri için (hizmet eden) civanlar, etrafında dönüp dolaşırlar; sanki (her biri) ‘sedefte saklı inci gibi tertemiz, pırıl pırıl.’
Zuhruf 71 ‘Onların etrafında altın tepsiler ve testilerle dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı her şey var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız.’ 73- ‘Orada sizin için birçok meyveler vardır; onlardan yiyeceksiniz.’[17]

• Kurban törenlerinde rahipler Haoma denilen “ölümsüzlük içkisi” içerler, bu sayede insanlığını aşar ve Tanrı’ya yaklaşırlar. İncil’de İsa, son yemekte şarap içer. İsa, insanların kurtuluşu için kendini kurban etmişti. İşte o içki, İsa’nın kanını sembolize eder. Haoma ile İsa’nın kanı antropolojik olarak benzerlik gösterir. Yani İsa’nın yaptığı bu eylem çok önceleri biliniyordu.
• Mazdeizm’de eski Tanrılar, şeytanlaştırılmıştır. Zerdüştlük’te “Kutsal Savaş” kavramı vardır. İyi dini seçenler Ahura Mazda ve Başmeleklerle beraber kötü şeytanlara karşı savaşır. Bunun sonucunda iyilik kazanacak ve insanlar mutlu ve ölümsüz olacaklardır. Bu hikâye, İncil’de geçen Armageddon Savaşı’na birebir benzer. O savaşta da iyiler ve kötüler savaşacaktır, sonunda İsa’ya inananlar kazanacaktır.
• Kişi hayatında iyi şeyler yapmışsa, öldüğünde kişinin ruhu “güzel görünümlü, düzgün bedenli, boylu poslu, dik memeli, 15 yaşında ışıltılı genç bir kızla karşılaşır” sonra ruhu ezeli ışıklar olan cennete ulaşır. Kötünün ruhu ise korkunç bir çirkinle karşılaşır ve ezeli karanlıklar olan cehenneme gider ve burada zehir yer. Bu anlatım Kur’an’da geçen ceylan gözlü ve göğsü yeni tomurcuklanmış kızların cennette iyi insanları beklemesine benzer. Ayrıca yine Kur’an’da cehennemdekilerin irin, zakkum, zehir içip yemeleri de geçmektedir.[7]

Kur’an’daki Benzerliği-Analizi

Kur’an: Nebe 31 Gerçek şu ki, muttakiler için ‘bir kurtuluş ve mutluluk’ vardır. 32 Nice bahçeler ve üzüm bağları. 33 Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar. 34 Dopdolu kadehler.

• Zerdüşt rahipler dini temizlik idealini ateşle simgelerdi. Onlara göre Ateş, Tanrı’nın ruhu ve oğludur. Yalnız ateşe tapılmaz, ateş simgedir. İnsanlar Ateş üstünde yürüyerek suçsuz olduğunu ispatlardı.[7]

Kur’an’daki Benzerliği-Analizi

Kur’an: Saffat 10 Ancak (sözü hırsızlama) çalıp-kapan olursa, artık onu da delip geçen ‘yakıcı bir alev’ izler (ve yok eder).

• Evrende görünen görünmeyen her şey Tanrı’nın yapısıdır, denilir.
• Bu din Afganistan ve Hindistan’a doğru yayılmıştır. Günümüzde Parsilik adındadır. Zerdüştlerin sayısı bugün yaklaşık 200 bin civarındadır: En fazla sırasıyla; Hindistan, İran, İngiltere, ABD, Pakistan ve Kanada’da yaşamaktadırlar.[7]

___________________
[7] Mircea Eliade, “Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi”, Cilt 1: Taş Devrinden Eleusis Mysteria’larına, Çeviri: Ali BERKTAY, Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2003, s. 375-411.
[8] Parvine H. Merrillees, John E. Curtis, Nigel Tallis, (vd.), “The Darius Seal”, Müze Numarası: 89132, British Museum, 1836-2012 (Yıl aralığı), <http://www.britishmuseum.org/research/collection_online/collection_object_details.aspx?assetId=23386001&objectId=282610&partId=1> Erişim: Haziran 2018, Çeviren: Alper Çadıroğlu (Bağlantı sayfasındaki “Associated names” ve “more”lara da bakınız).
[9] John Boardman, Parvine H. Merrillees (vd.), Müze Numarası: 89352, British Museum, 1893-2005 (Yıl aralığı), <http://www.britishmuseum.org/research/collection_online/collection_object_details.aspx?assetId=23390001&objectId=367908&partId=1> Erişim: Haziran 2018, Çeviren: Alper Çadıroğlu (Bağlantı sayfasındaki “Associated names” ve “more”lara da bakınız).
[10] Tevrat, İncil ve Kur’an maddelerinin tamamı yazar tarafından eklenmiştir.
[11] “İncil (Müjde): İncil’İn Çağdaş Türkçe Çevirisi”, Kitab-ı Mukaddes Şirketi, Zirve Yayıncılık ve Dağıtım, Yeni Yaşam Yayınları, Acar Basım, Yeni Çeviri: 1987-1994-2001, İstanbul, 6. Basım: Temmuz 2008. (İncil maddeleri buradan alınmıştır.) (Bu İncil kitabında yazanların aynısına dipnot 21’deki -aynı- bağlantılardan ulaşabilirsiniz.)

[/one-third-first][one-third]

[12] Tevrat ve İncil maddelerinde “( )” işaretleri arasındakiler; -uzunca yazılmaması ve/veya anlam kaybı olmaması için- değişiklik yapılmadan ve belirtilen madde(ler)den alınarak kısa ve özet şeklinde yazar tarafından yazılmış olup: Bunlar “Özet”tir ve “Kısaltma”dır tarzında işaretlendirilmiştir: Herhangi bir işaretlendirme yoksa doğrudan / aynen alınmıştır.
[13] Necati Sümer, “Hint Dinlerinde Acıdan Kaçışın Bir Yolu Olarak Ötanazi”, Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 2, Sayı: 2, 2015, <http://dergipark.gov.tr/download/article-file/259972> Erişim: Haziran 2018, s. 72-76, 78.
[14] Samuel Noah Kramer, “Sümer Mitolojisi“, Çeviren: Hamide Koyukan, Kabalcı Yayınevi, İstanbul 1999, <http://www.academia.edu/23286466/SAMUEL_NOAH_KRAMER-Sümer_Mitolojisi> Erişim: Haziran 2018, s. 132. (Yükleyen: Gamze Bulgan)
[15] Tevrat, İncil ve Kur’an maddelerinde -diğer dini inançlarla bağlantı/benzerlik kurulabilecek yerlerin ve/veya- önemli/anlamlı görülen söz ve/veya söz gruplarının altı çizilmiştir.
[16] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 125).
[17] “Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Anlamı: Meal ve Sözlük”, Meali Hazırlayan: Ali Bulaç, Bakış Yayınları, İstanbul 1985. (İstisna olarak metin içinde veya dipnotta nereden alındığı belirtilmiş olanların dışında belirtilmemiş tüm Kur’an maddeleri buradan alınmıştır.) (Bu meal Milli Eğitim Bakanlığı’nın 18.11.1985 tarih ve 2199 sayılı Tebliğler Dergisi’nde tavsiye edilmiştir.) (Bu meali seçmemin nedeni diğerleri gibi “anlam tercümesi” olmayıp “kelimesi kelimesine” tercüme ettiği içindir: Diyanet İşleri Başkanlığı meali de dahil diğer çoğu mealde Kur’an’da olmayan sonradan eklenen ve sonradan eklenildiğini belirtmeyen -belirtse dahi bazını belirtip bazısını belirtmeyen- açıklama şeklindeki kelime, kelime grupları ve sözler vardır: Sonradan eklendiğini -veya sonradan eklenilen her şeyi- parantez içinde belirttiği için bu meali analizde daha uygun gördüm.)

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 273. KONU
MÖ 200’LER: SABİİLİK DİNİ VE O’NUN HRİSİTİYANLIK-İSLAM’A KATTIKLARI

Sabiilik

Ön Bilgi: Musevilikten sonra, Hristiyanlık ve İslam’dan önce olan Sabiilik (Saabilik veya Sabitlik) Dini demirbaş bir dindir. Öyle ki Hristiyanlık’a ve İslam’a “kaynak” olmuş bir dindir.

MÖ 200’lü yıllarda kendini göstermeye başlamıştır ama kökenleri daha eskiye de dayanmaktadır. Bir bakıma Sümerlere kadar dayanan Babil Okulu öğretisinin halka mal olmuş şeklidir de denilebilir. Günümüz dinleri ve Sabiilik birbirlerinden etkilenmişlerdir. Mesela namaza benzer ibadet, abdest alma, oruç tutma gibi durumlar bir takım değişikliklere tabi tutularak İslam’da yerini almıştır. Sabiilik Güney Irak (Mezopotamya), Fırat Nehri çevresi, Arap Yarımadası topluluklarının inançlarıdır. Onlar için Hz. Yahya önemlidir. Günümüzde ∼20.000 inananı kalmıştır. Bu inançta ruhun ölümden sonra gezegenlerden geçerek Işık Alemi’ne yükselmesi inanışı mevcuttur.

Sabiilik dini, içerisinde Tektanrıcılık yatmakla birlikte Çoktanrıcılığı da içinde barındıran yanı sıra Dualist (İkili) bir yapı olarak Işık Alemi Tanrısı ve Karanlık Alem Kralı (veya Tanrısı) olarak iki âlemden ve/veya bunların mücadelesinden söz edilen bir inanç sistemidir. (Bu kavramlar; Tanrı ve Şeytan, Cennet ve Cehennem olarak düşünülebilir.) Güneş, Tanrı’nın sembolüdür, kimi zaman Tanrı’dır. Yanı sıra Asur-Babil’in bazı geleneklerinden gelen 7 gökyüzü cismine farklı Tanrı ismi verilerek onlara tapınım ve ayinlerin düzenlenmesi geleneğini de içinde barındırır ki bu cisimler tanrının farklı görünümleridir, vasıflarının temsilcileridir. Sabiilik; Büyük İskender’in fetihleri sırasında (MÖ 336-323) batılı görüşlerle ve Pisagorculuk’la etkileşerek -yanı sıra aynı dönemde batıni inançlarla da etkileşerek- “bir yüce varlık” anlayışı oluşmuş ve gök cisimleri ise değişip bunlar onun yardımcılarına (aracılarına) dönüşmüştür / evrilmiştir, ayrıca tanrıya sevgi ile ulaşabilme inancı da bu etkileşme sonucu oluşmuştur. Sabiilik için Güneş, Ay, yıldızlar ve gezegenler kutsal olarak önemlidir. Gökyüzü cisimlerine 7 farklı isim verilerek onlara tapınılırdı ve ayinler düzenlenirdi. Kur’an’da Sabiilik dini Tek Tanrılı din olarak yazılır. Bildiğimiz üzere Müslümanlar Sabiileri (Saabileri veya Sabitleri) İslam dini çatısı altına almak için onların inançlarını İslamiyet yolunda değiştirme eğilimine girmişlerdir. Sabiiler için ibadetler kişinin kurtuluşa ermesini sağlamaktadır. İslamiyet’in birçok söyleminin ve tapınım-ibadet tarzının Sabiilik’ten geldiği görülür. Kendilerine Manden veya Nasuralar derlerdi: Komşuları onlara Sabii demektedir. Sabiiler için Ay ve Ay Tanrıçası (veya tanrının farklı bir görünümü -tezahürü- olan Ay) çok önemlidir.[18][19] Sabiilerin dili Mandence’ydi, Arapça da konuşabiliyorlardı.[18] Sabii kelimesi,[20] Aramca’nın doğu lehçelerinden biri olan[18] Mandence’de vaftiz olmak veya boy abdesti almak anlamındaki “sabaa”dan türetilmiştir.[20]

Çeşitli isimlerde cemaatleri vardı. Bu cemaatlerin birçoğu Yahudilik’e karşı çıkıyorlardı. Yahudiler, Hristiyanların da bu cemaatler arasında bulunan Nasuralardan çıktığını söylüyorlardı. Hz. Yahya, Yahudilik’e karşı çıkarak kendi cemaatini kurdu. Kendisinden küçük olan Hz. İsa da onun vaazlerini dinlemek için yanına gelirdi. Sonra Yahya, Yahudilerce başı kesilerek öldürülmüştür!.. Kudüs ve Güney Mezopotamya arasında MÖ 200 ile MS 200 yılları arasında altın çağını yaşadılar. MS 600’lü yıllarda Irak’ı fetheden İslam’ın hâkimiyetine girdiler.

Birçok kutsal kitapları olmasına rağmen kutsal Ginza kitabı önemlidir ve dualar, teoloji, mitoloji, ölüm ve ölüm sonrası hayat gibi konuları içerir.
• Sabiiler kutsal kitapları için; Âdem’e Yüce Tanrı tarafından vahiy yoluyla inmiştir, demektedir.
• Bütün eksikliklerden münezzeh ve en üstün niteliklerle mücehhez olan en yüce varlık (Nhura/Tanrı) için Ginza’da şu ifadeler geçer: “Sana hamd olsun! …kudreti dışa taşan ve sonsuz olan Gerçekliğin Tanrısı, bitmek bilmeyen saf Nur ve yüce Işık; merhametli, bağışlayan, rahim (müşfik) ve şefkatli (yüce varlık); bütün inananların kurtarıcısı, bütün iyiliğin sahibi, kudretli, akıllı, (her şeyi) bilen, gören, hikmet sahibi olan ve her şeye gücü yeten (varlık); yukarı, orta ve aşağı ışık alemlerinin hepsinin sahibi, izzetin yüce siması, saltanatında bir ortağı olmayan ve tahtını paylaşacak bir şeriki bulunmayan sonsuz ve görünmez (varlık).”
• Işık Alemi’ndeki Yüce Tanrı’nın (Nhura’nın ya da Işık Kralı’nın) çevresinde sayısız nurani varlık bulunur.
• Karanlık Alem’deki yaratıcının (Hşuka’nın ya da Karanlık Kralı’nın) etrafında kötülük, şeytanlar, devler, canavarlar gibi varlıklar bulunur.
• Dünyanın sonunda yüce Tanrı Nhura, Hşuka’yı kendi kabuğuna hapis edecektir.
• Işık Alemi’ni ele geçirmeye çalışan kötü güçlerden veya karanlıktan bahis edilir.
• Dünyayı ele geçiren kötü güçlerden bahis edilir.
• Karanlık güçler, ışık varlığının kaçmaması için dünyayı cinler ve şeytanlarla doldurur.
• Işık Alemi’nden atılan ışık varlıklar -ruhlar- vardır.
• Yüce Işık Tanrısı insanın ruhunu Işık Alemi’nden yeryüzüne indirerek bedene can verir. Âdem bu sayede ayağa kalkar ve konuşur.
• Ruh, iyilik ve nuru; beden ise kötülük ve karanlığı temsil eder.
• Ruh Işık Alemi’ne yükselmek için çırpınır durur. Karanlık güçler ise, kötü istek ve arzularla nefs şeklinde ruhu dünyaya bağlamak ister. Ruh, doğru inanç ve ibadet ile kurtuluşa erer.

Sabiilik’te kötülüklere karşı kısa muskalar ve sihir metinleri kâğıda sarılırdı. (Zaten bunun günümüze yansımasını bilmekteyiz.)

Sabiilik’te 4 farklı Tufan şekli söz konusudur: İlki kılıç-hastalık yoluyla insanlığın yok edilmesi, sonrası ateş ile yok olma, sonrası Tufan (su) ile yok olma, en son ise kıyamet günü ile son olmadır. Son dönemlerde kıtlık, kuraklık, zulüm, doğal afetler, fitne, salgınlar vb. kötülükler yaygınlaşacak ve bununla ilgili gök taşı düşmesi, fırtınalar gibi çeşitli işaretler görülecektir. Son dönemlerde Mehdi “Son Savaşçı-Kral” gelecek ve dünyaya iyilik hâkim olacaktır. Kıyamet sonrası kişi inanıyorsa gezegenlerden şimşek hızıyla geçerek Işık Alemi’ndeki cennete ulaşacak ve günahkârlar ise Abatur Terazisi’nde tartılarak cehennem olan Suf Denizi’ne atılacaktır, bunlar ceza sona erdiğinde Işık Alemi’ne gideceklerdir. Kıyamet sonrasında, Karanlık Alemi’ndeki Hşuka kendi kabuğuna hapis edilecek ve bu arada düşmüş ışık varlıkları tekrar ışık âlemine kabul edilecektir.[18]

Kur’an’daki Benzerliği-Analizi

Kur’an: Araf 8 O gün tartı haktır. Kimin tartıları ağır basarsa, işte kurtulanlar onlardır. 9 Kimin tartıları hafif kalırsa, bunlar da ayetlerimize zulmettiklerinden dolayı nefislerini hüsrana uğratanlardır.

• İbadetlerin kurtuluşa ermek için yapılması şart olarak görülürdü.
• Masbuta Vaftizi ile akarsuya girilip çıkılmasıyla bir boy abdest alınırdı: Her Pazar yapılması şarttı.
• Tamaşa Vaftizi ise dini kirlenme sonucu akarsuya 3 kez dalınıp çıkılmasıyla alınan abdestir.
• Rişama Vaftizi de İslam’daki abdeste benzemektedir: Akarsularda yapılır.
• Ayin yemekleri ve törenleri de vardır. Kişi öldüğünde yemekler, vaftiz, dua etmek gibi inanışları vardır.
• Namaz: Sabiiler günün belirli saatlerinde 7 gezegen adına 7 vakit (ya da 3 kez gündüz ve 2 kez gece olarak 5 vakit) olmak üzere kuzeye dönerek Yüce Işık Tanrısı’na dualar ederlerdi. İslam namazı benzeri bir ibadettir: Zaten İslam’dan önce namaz kılınmaktadır.
• Ayinlerde koç ve güvercin kurban edilirdi.
• Oruç: 1 ay süreyle eli, dili, kalbi, kulağı ve diğer organları kötülükten uzak tutma adına oruç tutarlardı.
• Bayram: Bahar Bayramı olan Panja Bayramı’nda duaların kabul olacağı, günahların ise affolacağı inanışı vardı.
• Sarık takma mevcuttu(r).[18] Görüşüme göre Hz. Muhammed’in Sabilik inancına bağlılığı ve ilişkili olduğu muhtemeldir.

___________________
[18] Şinasi Gündüz, Ekrem Sarıkçıoğlu, “Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi”, Fakülte Kitabevi, Isparta 2002, Darul Kitap: İslam Ansiklopedisi, <http://www.darulkitap.kuranikerimde.com/tarih/v2/es-dinlertarihi/index.htm#_Toc148194609>, <http://www.darulkitap.kuranikerimde.com/tarih/v2/es-dinlertarihi/index.htm#_Toc148194610> veya <https://tr.scribd.com/document/327938307/Ekrem-Sarıkcıoğlu-Baslangıctan-Gunumuze-Dinler-Tarihi> Erişim: 2012 ve 2018, (s.y.), “Gnostik Dinler” ana bölümünün giriş yazısı ve “Sâbiîlik” bölümü. (Bu kitabın yazarı Sarıkçıoğlu’dur fakat kitaptaki “Gnostik Dinler” bölümünü Gündüz yazmıştır.)
[19] Cihangir Gener, “Batıni Bir Ekol: İsmaililik – İsmaili İnançlarının Türk ve Batı Dünyası Üzerindeki Etkileri”, Historical Sense, 14 Nisan 2002, <http://www.historicalsense.com/Archive/Ismaililik_1.htm> Erişim: Kasım 2011, s. 2. (Bağlantıya ulaşılamıyorsa aynı yazı için bk.)
[20] Hakan Hadi Kadıoğlu, İbrahim Hakkı Aydın, Eyüp Bekiryazıcı, “Dinî ve Tıbbî Açıdan Sünnet”, Atatürk Ü. İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 25, Erzurum 2006, <http://dergipark.gov.tr/download/article-file/30663> Erişim: Haziran 2018, s. 14.

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 274. KONU
TEVRAT, İNCİL VE KUR’AN’DA IŞIK-KARANLIK DUALİTESİ

Tevrat: Yaratılış 1:3 Tanrı, “Işık olsun” diye buyurdu ve ışık oldu. 1:4 Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı. 1:5 Işığa “Gündüz”, karanlığa “Gece” adını verdi. 1:14-15 Tanrı şöyle buyurdu: “Gök kubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. 1:16 Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı. 1:17-18 Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.[21]

İncil: Yuhanna 8:12 İsa yine halka seslenip şöyle dedi: “Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur.”
Elçilerin İşleri (Özet: 26:1,13-15 İsa öldükten sonra Pavlus ve arkadaşlarına parlak bir ışık şeklinde görünür ve bir ses -yani İsa- onlara şöyle der) 26:17-18 “… Seni, …onları karanlıktan ışığa, Şeytan’ın hükümranlığından Tanrı’ya döndürmek için gönderiyorum.”
Pavlus’tan Korintliler’e İkinci Mektup 6:14 Işıkla karanlığın ne paydaşlığı olabilir? 15 Mesih’le Beliyal* uyum içinde olabilir mi? (“Beliyal”: Şeytan’ın adlarından biri.)[22]
11:14 Buna şaşmamalı. Şeytan da kendisine ışık meleği süsü verir.
Pavlus’tan Efesliler’e Mektup 5:8 Bir zamanlar karanlıktınız, ama şimdi Rab’de ışıksınız. Işık çocukları olarak yaşayın.
6:10 Son olarak Rab’de, O’nun üstün gücüyle güçlenin. 11 İblis’in hilelerine karşı durabilmek için Tanrı’nın sağladığı bütün silahları kuşanın. 12 Çünkü savaşımız insanlara karşı değil, yönetimlere*, hükümranlıklara, bu karanlık dünyanın güçlerine, kötülüğün göksel yerlerdeki ruhsal ordularına karşıdır. (Söz konusu yönetimler vb., cinler ve Şeytan’a hizmet eden öbür kötü güçlerdir. Şeytan’a hizmet eden ruhsal varlıklardan -örneğin cinlerden- oluşan yönetimler ve hükümranlıklar.)
Pavlus’tan Timoteos’a Birinci Mektup 6:15–16 Mübarek ve tek Hükümdar, kralların Kralı, rablerin Rabbi, ölümsüzlüğün tek sahibi, yaklaşılmaz ışıkta yaşayan, hiçbir insanın görmediği ve göremeyeceği Tanrı, Mesih’i belirlenen zamanda ortaya çıkaracaktır.
Yakup’un Mektubu 1:17 Her nimet, her mükemmel armağan yukarıdan, kendisinde değişkenlik ya da döneklik gölgesi olmayan Işıklar Babası’ndan gelir.
Yuhanna’nın Birinci Mektubu 1:5 Mesih’ten işittiğimiz ve şimdi size ilettiğimiz bildiri şudur: Tanrı ışıktır, O’nda hiç karanlık yoktur.
Yahuda’nın Mektubu 6 Yetkilerinin sınırı içinde kalmayıp kendilerine ayrılan yeri terk etmiş olan melekleri, büyük yargı günü için çözülmez bağlarla bağlayarak karanlığa hapsetti. 13  Onları sonsuza dek sürecek koyu karanlık bekliyor.

Kur’an: Hac 17 Gerçekten iman edenler, Yahudiler, yıldıza tapanlar (Sabii) Hristiyanlar, ateşe tapanlar (Mecusi) ve şirk koşanlar; şüphesiz Allah, kıyamet günü aralarını ayıracaktır. Doğrusu Allah, her şeyin üzerinde şahid olandır.
Maide 16 Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır.
Enam 122 Ölü iken kendisini dirilttiğimiz ve insanlar içinde yürümesi için kendisine bir nur verdiğimiz kimsenin durumu, karanlıklarda kalıp oradan bir çıkış bulamıyanın durumu gibi midir?
Araf 46 İki taraf arasında bir engel ve burçlar (A’raf) üstünde hepsini yüzlerinden tanıyan adamlar vardır. Cennete gireceklere: ‘Selam size’ derler, ki bunlar, henüz girmeyen fakat (girmeyi) ‘şiddetle arzu edip umanlardır.’
Rad 16 De ki: ‘Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?’ De ki: ‘Allah’tır.’ De ki: ‘Öyleyse, O’nu bırakıp kendilerine bile yarar ve zarar sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?’ De ki: ‘Hiç görmeyen (a’ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?’ Yoksa Allah’a, O’nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki: ‘Allah, her şeyin yaratıcısıdır ve O, tektir, kahredicidir.’
İbrahim 1 Elif, Lam, Ra. (Bu bir) Kitap’tır (ki,) Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik.
Nur 35 Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah her şeyi bilendir. 36 (Bu nur,) Allah’ın, onların yüceltilmesine ve isminin zikredilmesine izin verdiği evlerdedir; onların içinde sabah akşam O’nu tesbih ederler.
Haşr 20 Ateş halkı ile cennet halkı bir olmaz. Cennet halkı ‘umduklarına kavuşup mutluluk içinde olanlardır.’
Mearic 4 Melekler ve Ruh (Cebrail), ona, süresi elli bin yıl olan bir günde çıkabilmektedir.

___________________
[21] “Kutsal Kitap: Eski ve Yeni Antlaşma (Tevrat, Zebur, İncil)”, Kitab-ı Mukaddes Şirketi, Yeni Yaşam Yayınları, Yeni Çeviri, İstanbul 2001-2009, <https://incil.info/kitaplistesi> veya <https://www.kitabimukaddes.com/kutsal-kitap-hakkinda-bilgilendirme-ve-tam-metni/> Erişim(ler): 2011-2018. (Tevrat maddeleri buradan alınmıştır.)
[22] İncil maddelerinde bazı sözler “*” ile işaretlenmiş ve sonunda da “( )” işaretleri içerisinde -sonradan ek olarak, neyin ne anlama geldiğini göstermek için- belirli terim / söz tanımlamaları veya açıklamalar yapılmıştır: Bunlar yazar tarafından değil kullanılan İncil kaynağındaki açıklamalar olup buradan alınmıştır.

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 275. KONU
SABİİLİK’TEN BATI DİLLERİNE GÜN İSİMLERİNİN DİNSEL OLUŞUMU

Bu inanışta gök cisimlerine; Tanrısal tapınma, Tanrıların sembolü haline getirme, kutsallaştırma mevcuttur ve bu yüzden haftanın günleri için her bir gezegene özel ayinler yapılırdı. Pazar günleri, Güneş ayinlerine; pazartesi, Ay ayinlerine; salı, Mars; çarşamba, Merkür; perşembe, Jüpiter; cuma, Venüs; cumartesileri de Satürn ayinlerine ayrılmıştır. Bu Güneş Kültü’nün günümüze kadar yansıması, Latince kaynaklı Batı dillerinde kendini gösterir. Pazar günleri, Güneş Ayinleri yapılırdı: İngilizce “Sunday” (Sun = Güneş) Bu gün, Güneş Ayinleri gününden etkilenerek günümüze yansımıştır. Pazartesi, Ay Ayinleri yapılırdı: “Monday” (Moon = Ay). Cumartesi, Satürn Ayinleri yapılırdı: “Saturday” (Saturn = Satürn). Önceki çok Tanrılı dinlerden Sabiilik dinine aktarılan “Güneş Kültü” bu şekilde -batı dillerinde- günlerin isimsel oluşmasına yol açmıştır.[23]

___________________
[23] Gener, ags., s. 2.

 
[/one-third][one-third]

SİTE DİZİNİNDEKİ 276. KONU
MS 200’LER: MANİHAİZM DİNİ VE İSLAM DİNİ ARASINDAKİ BENZERLİKLERİ

Manihaizm

Ön Bilgi: Manihaizm Dini, Hristiyanlık ile İslam’ın oluşumunun ortasında yer alır. Bu din, İslam’dan önce hangi inançların olduğu konusunda bize bilgiler verir.

Manihaizm, MS 3. yy.da Mani[24] (MS 216-276[25]) adlı kişi tarafından kurulmuş olan gnostik bir dini gelenektir ya da dindir. Mani ve ailesi, Hristiyanların bir mezhebi olan ve yine onlarca sapık mezhep olarak görülen Elkesai[24] (Elkasai[26]) mezhebindeydiler.[24] Mani, Babil yakınlarında bu mezhep içinde büyüdü ve yetişti: Elkasailar vaftizci bir Yahudi-Hristiyan topluluğuydu.[26] Mani’nin düşüncesini Elkesai mezhebinin yanı sıra, o dönemde var olan Sabiilik, Zerdüştlük ve Mecusilik inançları da etkilemiştir.[24] Mani Güney Mezopotamya’da[27] muhtemelen Dicle nehri kenarındaki Fars başkenti olan Silifke-Ktesifon’da doğmuştur[28], Babil’de büyüdü[26], Sasani İmparatorluğu kralı 1. Şapur’un onayını alıp inancını İran ve çevresine yaydı[27], Mani muhtemelen[28] ya da doğrudan İran kökenlidir[26]. Maniheizm eski İran’da[27] / Sasani İmparatorluğu içinde kurulmuştur. 1. Şapur Mani’yi devlet himayesine almıştır. Mani, “Köln Mani Kodeksi”nde ikizi olarak adlandırdığı bir melekten vahiyler aldığını ve görevinin bunları tüm dünyaya duyurmak olduğunu ifade eder. Mani Zerdüştlük, Yahudilik, Hıristiyanlık ve Kadim Mezopotamya dini inançlarını yoğurup, peygamberliğini ilan edip Mani dinini oluşturmuş ve öğretilerini yaymıştır.[26]

Mani küçükken ağaçlar, önünde eğilerek yüceliğine şehadet ediyorlardı. Mani ikizim de dediği, ilahi bir elçi olan “Kutsal Ruh” tarafından çeşitli ilhamlar alıyordu.[24] Kendisi, vahiyler aldığını söylemiştir.[26] Bu ilhamlardan sonra inanç sistemini şekillendirmeye ve yaymaya başladı. İlk tebliğini aile büyüklerine yaparak duyurdu ve onları dinine kazandırdı. Kral 1. Şapur ona destek vererek imparatorluk sınırları içinde Mani, çeşitli seyahatler ederek bu yerlerde cemaatler kurdu. Öğrencilerini doğu ve batıya göndererek bu dini yaygınlaştırdı. Ancak 1. Behram döneminde Mecusilik ön plana çıktığından Mani yakalanarak -Mecusiler tarafından- başı kesildi!.. Onun öğrencileri ardından bu dini yaymaya devam ettiler. Manihaizm, gelişmiş bir misyonerlik yapısı ile MS 300-400’lü yıllarda Mısır, Anadolu, Avrupa ve Asya içlerine kadar ulaşarak Hristiyanlık’a rakip olmuştur. İslam hâkimiyeti öncesinde Orta Doğu’da hâkim bir dindi. Sonralarında 6. yüzyılda Batı’da, 7. yüzyılda Müslümanların buraları fethetmesiyle ve 12. yüzyılda Asya’da gerilemeye başlamasıyla zamanla yok oldu. Günümüzde mensubu kalmamıştır ya da pek nadirdir.

Mani, öğretilerini 7 kitapta bir araya getirmiştir. Bu -kutsal- kitaplar; Dualar ve İlahiler kitabı, Sırlar kitabi, Hayat İncili, Hayat Hazinesi, Devler kitabı, Pragmateia ve Mektuplar kitabıdır. Dualizm (İkilik) görüşü; Işık (iyilik) ve Karanlık (kötülük) olarak vardı. Işık Alemi’nin hâkimi Yüce Işık Tanrısı yani Tanrı’dır. Mani, Tanrı için şöyle der: “O hayat sahibidir ve sonsuza dek yaşar, her şeyden önce vardır sonrasında da var olacaktır, her şey onun varlığına bağlıdır onun gücüyle yaşar.” Ulûhiyet, Nur, Güç ve Bilgi kudretlerindendir. Işık Alemi’nde sevgi, iman, sadakat, iyilik ve hikmet nitelikleri de mevcuttur. (Aslında Işık Tanrısı, Tanrı; Karanlık Önderi de Şeytan’dır. Işık Alemi, Cennet; Karanlık Alem ise Cehennem’dir.) Karanlık Alem’in başında Karanlık Kralı veya Tanrısı bulunur. Burası kötülüklerden oluşur. Yüce Işık Tanrısı “Yüce Mimar” veya “Hayat Ruhu” olarak kurtarıcıyı yaratır. Yanı sıra “Üçüncü Elçi” dünyada karanlığa hapsolmuş ışıkları -ruhları- Ay’a ve Güneş’e olmak üzere semavi/göksel olarak bir ışık sütunu şeklinde göğe yükseltir: Oradan da bunlar Işık Cenneti’ne yollanır. Ayrıca Hürmüz, karanlıkla mücadele eden bir varlık olarak yaratılır.[24]

İncil’deki Benzerliği-Analizi

İncil: Vahiy (1:1,2; 3:7,21 İsa, Yuhanna’ya vahyi yazdırırken şöyle diyor) 3:12 “Galip geleni Tanrım’ın Tapınağı’nda sütun yapacağım. Böyle biri artık oradan hiç ayrılmayacak.”

Karanlık Alem Tanrısı, Işık Alemi’nden tutsak ettiği -çaldığı- ışıkları kaybetmemek için İnsan’a dönüştürür ve Âdem-Havva oluşur. Sonra bunları kötü istek ve arzu ya da nefs ile -kaybetmemek adına dünyada tutmaya- tutsak etmeye çalışır. Ruhların da Işık Alemi’ne dönme isteği mevcuttur. Âdem’e İsa gerçeği anlatır ve Havva ile birleşme der. Havva da karanlık güçle ilişkiye girerek Habil ve Kabil’i doğurur. Sonra Karanlık Güç yardımıyla Havva Âdem’i kandırır ve Şit adında bir oğulları olur. Sonrasında Âdem ve nesli Işık Alemi’ne yükselir, Havva ve nesli ise Cehennem’e gider. “Manihaizm’de Şeytan’ın Vesvesesi”: Mani dininde (Maniheizm ya da Manihaizm’de), insan öldüğünde ruhun ışık gibi yükselmesi vardır.  Karanlık Kralı’nın/Tanrısı’nın Cennet’ten çaldığı ışıkları (veya ruhları, güçleri, enerjileri, tanrısal parçaları) kaybetmemek adına bunları insana çevirir ve onların iradesine nefs ile hakim olarak onları bağlamaya, ele geçirmeye çalışır. Beden ruhun hapishanesidir. Karanlık kötü Tanrıya uyanlar Işık Alemi’ne (Cennet’e) gidemezler, uymayanlar ise Işık olup Cennet’e yükselir.[24] Görüşüme göre burada, günümüz Semavi Dinler’indeki Şeytan/İblis ve Tanrı/Allah çekişmesi babında; “şeytanın insanlara vesvese vermesi, kötülüğe yönlendirmesi” düşünseliyle, Cennet-Cehennem kavramlarının bir nevi ara formunu ve/veya varyantını görmekteyiz.

___________________
[24] Gündüz (Sarıkçıoğlu), “Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi”, age., <http://www.darulkitap.kuranikerimde.com/tarih/v2/es-dinlertarihi/index.htm#_Toc148194623> Erişim: 2012 ve 2018, (s.y.), “Manihaizm” bölümü.
[25] Münevver Ebru Zeren, “Uygurlarda Maniheizm Etkisi Altında Gelişen Din-Devlet İlişkisi”, JOTS: Journal of Old Turkic Studies, Cilt: 1, Sayı: 2, 2017, <http://dergipark.gov.tr/download/article-file/325413> Erişim: Haziran 2018, s. 141.
[26] Dila Baran Tekin, “Mani ve Öğretileri“, Hitit Ü. Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Çorum 2014, <http://cdn.hitit.edu.tr/sbe/files/95087_232201512329475.pdf> Erişim: Haziran 2018, s. VII, 1, 6, 17, 31 (VII: önsöz içindedir).
[27] Şinasi Gündüz, “Maniheizm”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2003, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c27/c270393.pdf> Erişim: Haziran 2018, Cilt: 27, s. 575.
[28] Kurt Rudolph, “Maniheizm”, Çeviren: Mustafa Bıyık, Gazi Ü. Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 1, 2002, <http://ktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02476/2002_1/2002_1_BIYIKM.pdf> Erişim: Haziran 2018, s. 380.

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 277. KONU
“BEN SON PEYGAMBERİM” DİYEN MANİ

Mani; insanları kurtarmak adına Işık Elçileri (elçi) olarak kurtarıcılar geldiğini, Zerdüşt, Buda ve İsa’nın birer elçi olduğunu, kendisinin de “Son Elçi” (Son Peygamber) olduğunu ve ‘kendisinden sonra başka hiçbir elçinin gelmeyeceğini’ fakat ‘yalancı elçilerin zuhur edeceğini’ söylemiştir.[29] Mani: “Ben, Hak Tanrısının Babil’e gönderdiği peygamberi Mani’yim.” demiştir. Mani’nin vahiy sonucu yazdığı/yazdırıldığı kutsal kitapta şu ifade edilir: “Selam sana Mani, benden ve beni sana gönderen, seni elçiliği için seçen Rab’den selam sana! O, hakkınla davet etmeni ve onun tarafından bildirilen hakikati müjdelemeni ve bu uğurda bütün gücünle çalışmanı emrediyor. Artık ortaya çıkma ve herkesi açıkça yoluna çağırma zamanın geldi.” Mani kendisini son peygamber/elçi veya Faraklit[30] veya Mesih[31] olarak ilan edip bütün dinlerin tamamlayıcısı olduğunu söylemiştir. Tüm bu ifadeler Mani ve Maniheistlerce ilahi mesaj içerip kutsal kabul edilen, Mani tarafından yazılan (veya Mani’ye vahiyle yazdırılan) kitaplarda yer almaktadır.[30][31]

Maniheizm’de inanmayanlara (veya kurtuluşu hak etmeyenlere tekrar tekrar ceza olarak) sınırlı bir reenkarnasyonun olduğuna inanılır ve Maniheistler, ölen Mani’nin doğrudan ışık alemine gitmediğine çünkü ruhların (ışıkların) tamamının kurtulması için bekleyip ruhlara yol gösterdiğine inanırlar.[29]

Mani’nin yazdığı bir paragrafa bakalım: “Sizin için yazdığım bu önemli yazılar Işık’ın Babası tarafından size sunulan birer armağandır. Hayat İncili Elçi’nin armağanıdır. Hayat Hazinesi İhtişam Sütunu’nun armağanıdır. Risaleler (Pragmateia), Sırlar Kitabı ve Devler Kitabı: Bu üç kutsal kitap Işık İkiz’inin tek bir armağanıdır. Ve zaman zaman sizin için yazdığım Mektuplar benim ikramım ve armağanımdır. Bu size hayırlı ağaçtan verdiğim hayırlı bir meyvedir. Şimdi siz sevdiklerim! Şükredin ve Işık’ın Babası tarafından verilen bu hayırlı yazıları tasdik edin. Onları kalbinizin içine alın ve onlara inanın. Onları hafızanıza kaydedin. Çünkü sizler onlar sayesinde sonsuz hayatı (elde edeceksiniz)…”[32]

Mani’ye göre Işık Alemi’ne -cennete- ait olan ruhlar Işık Alemi’ne çekildikçe dünyadaki zulüm ve şiddet artacak, kötülük çoğalacaktır. Dünyada son ışık parçacıkları (ruhlar) kaldığında büyük bir savaş olacak ve İsa Mesih gelip, iyiyi ve kötüyü ayıracaktır. İsa’nın sağında iyilikler/iyiler ve Maniheistler yer alır ki burası -Cennet’e gidecek olan- kazanan taraftır, solunda da günahkârlar yer alır ki bunlar ise Cehennem’e atılır. Sonra evren çöker, Karanlık Güç ve taraftarları derin bir kuyuya hapsedilir.[29]

İncil ve Kur’an’daki Benzerliği-Analizi

İncil: Yahuda’nın Mektubu 6 Yetkilerinin sınırı içinde kalmayıp kendilerine ayrılan yeri terk etmiş olan melekleri, büyük yargı günü için çözülmez bağlarla bağlayarak karanlığa hapsetti. 13  Onları sonsuza dek sürecek koyu karanlık bekliyor.

Kur’an: Hakka 30 (Allah buyruk verir:) ‘Onu tutuklayın, hemen bağlayın.’ 31- ‘Sonra çılgın alevlerin içine atın.’  İnsan 4 “Doğrusu biz kafirlere zincirler, demir halkalar (tomruklar) ve çılgınca yanan bir ateş hazırladık.”

İbadet anlayışlarında, “Beş Emir” ve “Üç Mühür” kuralına uymakla yükümlüdürler.
• Bu Beş Emir; Oruç, Dua(Namaz)-Sadaka, Yalan Söylememek, Canlı Öldürmemek, Temizliğe Dikkat Etmek -mala mülke önem vermeyip fakirliği gözeterek mütevazı olmak gibi-konuları içerir.
• Üç Mühür ise; Eline, Diline (Düşüncene) ve Duygularına (Beline) hâkim olmaktır.
Ağzın mührü kötü söz söylememek, içki içmemek, et yememektir. Zina, hırsızlık, öldürme, yalan, putperestlik, sihir yapılmaması gerekenlerdendir. Tek evli olmak gerekir. Din konusunda şüphe duyulmamalıdır.[29] Maniheizm’deki Beş Emir ile İslam’ın temel hükümleri olan erkânü’l-İslâm / İslam’ın Beş şartı “kelime-i şehâdet, namaz, zekât, oruç ve hac”[33] benzerdir. Üç Mühür ise Türk Tasavvuf ve/veya Alevi-Bektaşi etiğindeki “eline, beline ve diline sahip ol” ilkesiyle aynıdır.[34][35] Ayrıca Alevi – Bektaşi inanışlarında “Allah-Muhammed Ali” üçlemesi de önemlidir.[36]

• Günde 7 vakit kuzeye dönülerek namaz benzeri dua edilir. Dinleyiciler 4 vakit dua eder. Dua esnasında Yüce Işık Tanrısı’na ilahiler ve çeşitli metinler okunur.
• Yılda 100 gün oruç tutulur.
• Haftalık tövbe ve günah itirafı vardır. Yılda bir kez cemaat halinde tövbe ayini de vardır.
• Gelirlerinin 10’da biri cemaate aktarılır.
• Çeşitli kutsal gün ve bayramları vardır.
• Beş basamaklı bir kürsü hazırlanarak Mani’nin resmi asılır.
• Seçkinler bütün kurallara tam anlamıyla uyar, orta uyanlar olan dinleyiciler ise onlara hizmette bulunurlar.
• Yemeğe başlamadan önce dua edilir.[29]

___________________
[29] Gündüz (Sarıkçıoğlu), “Başlangıçtan…”, age., “Manihaizm” bölümü.
[30] Tekin, age., s. 7, 12, 15, 34, 39, 81.
[31] Rodolph, age., s. 390.
[32] Tekin, age., s. 27.
[33] Tevhit Ayengin, “Rükün”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2008, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c35/c350197.pdf> Erişim: Haziran 2018, Cilt: 35, s. 286.
[34] Ekrem Keleş, “Eline, Beline, Diline Sahip Olma Bilinci”, T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, (t.y.), <http://www2.diyanet.gov.tr/DinHizmetleriGenelMudurlugu/VaazProjeleri/Eline, Beline, Diline Sahip Olma Bilinci.pdf> Erişim: Haziran 2018, s. 1.
[35] Mevhibe Coşar, “Alevi-Bektaşi Kültüründe Sayılara Yüklenen Terim Değeri”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi, Sayı: 60, 2011, <http://hbvdergisi.gazi.edu.tr/index.php/TKHBVD/article/view/207/200> Erişim: Haziran 2018, s. 124.
[36] Nilgün Çıblak Çoşkun, “Tahtacılarda Üç Sayısı ve Üçleme”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi, Sayı: 56, 2010, <http://hbvdergisi.gazi.edu.tr/index.php/TKHBVD/article/view/1211/1200> Erişim: Haziran 2018, s. 77.

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 278. KONU
TEVRAT, İNCİL ve KUR’AN’DA HERKESİN “BEN SON PEYGAMBERİM” DEMESİ!

Tevrat: Yasa’nın Tekrarı (Özet: 5:1,5,27,31; 10:1,12; 11:1,27; 12:1,32;  Musa Rab’le konuşur ve ondan aldığı buyrukları İsrail halkına kendi ağzından şöyle aktarır) 13:1 “Aranızdan bir peygamber ya da düş gören biri çıkarsa, bir belirtiyi ya da şaşılası bir olayı önceden bildirirse, 13:2 ‘Bilmediğiniz başka ilahlara yönelip tapınalım derse, söz ettiği belirti, şaşılası olay gerçekleşse bile, 13:3 o peygamberi ya da düş göreni dinlememelisiniz. Tanrınız Rab kendisini bütün yüreğinizle, bütün canınızla sevip sevmediğinizi anlamak için sizi sınamaktadır. (…) 13:5 O peygamber ya da düş gören öldürülecek.”

İncil: Matta 24:11 (4 İsa,) “Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi saptıracak.” 24 “Sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar.”
Pavlus’tan Korintliler’e İkinci Mektup 11:13 Bu tür adamlar sahte elçiler, düzenbaz işçiler, kendilerine Mesih’in elçisi süsü verenlerdir.
Petrus’un İkinci Mektubu 2:1 İsrail halkı arasında sahte peygamberler vardı; tıpkı sizin de aranızda yanlış öğreti yayanlar olacağı gibi. Bunlar kendilerini satın alan Efendi’yi bile yadsıyarak gizlice aranıza yıkıcı öğretiler sokacaklar. 3 Açgözlülüklerinden ötürü uydurma sözlerle sizi sömürecekler.
Vahiy (Kısaltma: 1:1,2 İsa, Yuhanna’ya vahyi yazdırırken) 2:1 “Efes’teki kilisenin meleğine yaz… 2 … Elçi olmadıkları halde kendilerini elçi diye tanıtanları sınadın ve onları yalancı buldun.
2:18 Tiyatira’daki kilisenin meleğine yaz… 20 … Kendini peygamber diye tanıtan İzebel adındaki kadını hoşgörüyle karşılıyorsun. Bu kadın öğretisiyle kullarımı…”
19:20 Canavarla onun önünde doğaüstü belirtiler gerçekleştiren sahte peygamber yakalandı.

Kur’an: Ahzab 40 Muhammed, sizin erkeklerinizden hiç birinin babası değildir; ancak o, Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi bilendir.

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 279. KONU
KISACA MECUSİLİK İNANCI

Mecusilik dini; tek tanrılı (monoteist) bir din olan Zerdüştlükle eski İran inançlarının harmanlanmasıyla İran’da oluşmuş olup Zerdüştlüğün bir varyantıdır, devamıdır, onunla iç içedir. Birer rahip olan Mecilerin Zerdüştlük içerisinde hafif değişiklerle bir mezhep olarak oluşturduğu bir inanç olarak da Mecusiliğe bakabiliriz. İlk başlarda (MÖ 600 ve devamında) Zerdüşti öğretilerden dolayı monoteisttiler. Perslerin batıya doğru yayılmasıyla Helenistik ve eski İran inançları etkileşimi eşliğinde bu monoteist yapı sendeledi ama varlığını sürdürdü ve nihayet Sasaniler döneminde (MS 250 civarında) Mecusilik inancı dualist (iyi-kötü veya Mazda-Ehriman olarak çift tanrılı) bir yapıya dönüştü: 272 yılında da imparatorluğun resmi dini oldu. İslam’ın İran’ı ele geçirmesiyle keskin bir düşüşe geçmiş ve inananları haraca bağlanmıştır. Önceki dönemde bile Muhammed Yemen’deki Mecusilerden haraç (cizye) almıştır. Mecusiler İslam döneminde ceza almamak ve haraçtan kurtulmak için İslam dinine geçmişlerdir, yine bu dönemde tapınakları da yıkılmıştır. Sasani döneminde Mecusi tapınaklarından temizlenen tanrı suretlerinin yerini ateş almıştır. Mecusilik’te ateşe tapılmaz: Ateş tanrısal iyiliğin, saflığın ve temizliğin bir sembolüdür. Mecusilik’teki birçok düşünüş Zerdüştlük külliyatına benzeyip oradan gelmektedir.[37]

İncil’deki Benzerliği-Analizi

İncil: Vahiy 14:18 “Ateş üzerinde yetkili olan başka bir melek de sunaktan çıkıp geldi.”

___________________
[37] Şinasi Gündüz, “Mecûsîlik”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2003, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c28/c280168.pdf> Erişim: 8 Ağustos 2018, Cilt: 28, s. 279, 280, 282, 283.

[/one-third][clearfix]

 


 

KAYNAKÇA

AYENGİN Tevhit, “Rükün”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2008, Cilt: 35, ss. 286, 287, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c35/c350197.pdf> Erişim: Haziran 2018.

BOARDMAN John, MERRILLEES Parvine H., (vd.), Müze Numarası: 89352, British Museum, 1893-2005 (Yıl aralığı), <http://www.britishmuseum.org/research/collection_online/collection_object_details.aspx?assetId=23390001&objectId=367908&partId=1> Erişim: Haziran 2018, Çeviren: Alper Çadıroğlu.

COŞAR Mevhibe, “Alevi̇-Bektaşi̇ Kültüründe Sayılara Yüklenen Teri̇m Değeri̇”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergi̇si̇, Sayı: 60, 2011, ss. 113-128, <http://hbvdergisi.gazi.edu.tr/index.php/TKHBVD/article/view/207/200> Erişim: Haziran 2018.

ÇIBLAK ÇOŞKUN Nilgün, “Tahtacılarda Üç Sayısı ve Üçleme”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergi̇si̇, Sayı: 56, 2010, ss. 73-92, <http://hbvdergisi.gazi.edu.tr/index.php/TKHBVD/article/view/1211/1200> Erişim: Haziran 2018.

DURAN Muzaffer, “Satraplık Sisteminin Pers Yönetim Teşkilatındaki Yeri”, Süleyman Demirel Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 34, Nisan 2015, ss. 61-86, <http://dergipark.gov.tr/download/issue-file/1134> Erişim: Haziran 2018.

ELIADE Mircea, “Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi”, Cilt 1: Taş Devrinden Eleusis Mysteria’larına, Çeviri: Ali BERKTAY, Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2003.

EROĞLU Engin, “Pers Kralı Büyük Kyros’un Siyasi ve İktisadi Politikaları”, History Studies: International Journal of History (JHS), Cilt: 8, Sayı: 1, Mart 2016, ss. 37-47, <http://www.academia.edu/29266819/Pers_Kralı_Büyük_Kyrosun_Siyasi_ve_İktisadi_Politikaları> Erişim: Haziran 2018.

GENER Cihangir, “Batıni Bir Ekol: İsmaililik – İsmaili İnançlarının Türk ve Batı Dünyası Üzerindeki Etkileri”, Historical Sense, 14 Nisan 2002, <http://www.historicalsense.com/Archive/Ismaililik_1.htm> Erişim: Kasım 2011.

GÜNDÜZ Şinasi, “Mecûsîlik”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2003, Cilt: 28, ss. 279-284, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c28/c280168.pdf> Erişim: 8 Ağustos 2018.

_______, “Maniheizm”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2003, Cilt: 27, ss. 575-577, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c27/c270393.pdf> Erişim: Haziran 2018.

İncil (Müjde): İncil’İn Çağdaş Türkçe Çevirisi, Kitab-ı Mukaddes Şirketi, Zirve Yayıncılık ve Dağıtım, Yeni Yaşam Yayınları, Acar Basım, Yeni Çeviri: 1987-1994-2001, İstanbul, 6. Basım: Temmuz 2008.

KADIOĞLU Hakan Hadi, İbrahim Hakkı Aydın, Eyüp Bekiryazıcı, “Dinî ve Tıbbî Açıdan Sünnet”, Atatürk Ü. İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 25, Erzurum 2006, ss. 1-16, <http://dergipark.gov.tr/download/article-file/30663> Erişim: Haziran 2018.

KELEŞ Ekrem, “Eli̇ne, Beli̇ne, Di̇li̇ne Sahi̇p Olma Bi̇li̇nci̇”, T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, (t.y.), <http://www2.diyanet.gov.tr/DinHizmetleriGenelMudurlugu/VaazProjeleri/Eline, Beline, Diline Sahip Olma Bilinci.pdf> Erişim: Haziran 2018.

KISAKÜREK Arda, KISAKÜREK Evin Esmen, “Bizimkiler: İmparatorluklar (3)“, Anadolu Merkezli Dünya Tarihi: 3. Kitap: MÖ 560 – MÖ 270, e-kitap, Haziran 2009, <http://www.okurkafe.com/oksid/3.Kitapk.r.y.pdf> Erişim: Haziran 2018.

KRAMER Samuel Noah, “Sümer Mitolojisi“, Çeviren: Hamide Koyukan, Kabalcı Yayınevi, İstanbul 1999, <http://www.academia.edu/23286466/SAMUEL_NOAH_KRAMER-Sümer_Mitolojisi> Erişim: Haziran 2018.

Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Anlamı: Meal ve Sözlük, Meali Hazırlayan: Ali Bulaç, Bakış Yayınları, İstanbul 1985.

Kutsal Kitap: Eski ve Yeni Antlaşma (Tevrat, Zebur, İncil), Kitab-ı Mukaddes Şirketi, Yeni Yaşam Yayınları, Yeni Çeviri, İstanbul 2001-2009, <https://incil.info/kitaplistesi> veya <https://www.kitabimukaddes.com/kutsal-kitap-hakkinda-bilgilendirme-ve-tam-metni/> Erişim(ler): 2011-2018.

MERRILLEES Parvine H., CURTIS John E., TALLIS Nigel, (vd.), “The Darius Seal”, Müze Numarası: 89132, British Museum, 1836-2012 (Yıl aralığı), <http://www.britishmuseum.org/research/collection_online/collection_object_details.aspx?assetId=23386001&objectId=282610&partId=1> Erişim: Haziran 2018, Çeviren: Alper Çadıroğlu.

RUDOLPH Kurt, “Maniheizm”, Çeviren: Mustafa Bıyık, Gazi Ü. Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 1, 2002, ss. 378-393, <http://ktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02476/2002_1/2002_1_BIYIKM.pdf> Erişim: Haziran 2018.

SARIKÇIOĞLU Ekrem (GÜNDÜZ Şinasi), “Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi”, Fakülte Kitabevi, Isparta 2002, Darul Kitap: İslam Ansiklopedisi, <http://www.darulkitap.kuranikerimde.com/tarih/v2/es-dinlertarihi/index.htm> veya <https://tr.scribd.com/document/327938307/Ekrem-Sarıkcıoğlu-Baslangıctan-Gunumuze-Dinler-Tarihi> Erişim: 2012 ve 2018.

SEVİNÇ Hüseyin, “Yunan’ın Çağdaşı Uygarlıklarda Toplumsal Geli̇şmeler, Si̇yasal ve Di̇nsel Düşünüş”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 32, Haziran 2014, ss. 232-251, <http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi32_pdf/2tarih/sevinc_huseyin.pdf> Erişim: Haziran 2018.

SÜMER Necati, “Hint Dinlerinde Acıdan Kaçışın Bir Yolu Olarak Ötanazi”, Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 2, Sayı: 2, 2015, ss. 69-86, <http://dergipark.gov.tr/download/article-file/259972> Erişim: Haziran 2018.

TEKİN Dila Baran, “Mani ve Öğretileri“, Hitit Ü. Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Çorum 2014, <http://cdn.hitit.edu.tr/sbe/files/95087_232201512329475.pdf> Erişim: Haziran 2018.

Türk Dil Kurumu (TDK), “Büyük Türkçe Sözlük“, <http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&view=bts> Erişim: Haziran 2018.

ZEREN Münevver Ebru, “Uygurlarda Maniheizm Etkisi Altında Gelişen Din-Devlet İlişkisi”, JOTS: Journal of Old Turkic Studies, Cilt: 1, Sayı: 2, 2017, ss. 140-157, <http://dergipark.gov.tr/download/article-file/325413> Erişim: Haziran 2018.

 

Hazırlayan: Alper ÇADIROĞLU
Son güncellendiği tarih: 27 Ağustos 2018