Konu 263-264: 1- “AMİN” KELİMESİNİN KÖKENİ NEREDEN GELMEKTEDİR? 2- İSLAM DİNİNİN MEZHEPLERİ

SİTE DİZİNİNDEKİ 263. KONU
“AMİN” KELİMESİNİN KÖKENİ NEREDEN GELMEKTEDİR?

Yaklaşık olarak MÖ 1500-1000 yıllarında, Mısır’da köle olan birtakım Yahudiler bulunmaktaydı. Yine bu zamanlarda Antik Mısır’ın Thabes şehrinin en büyük Tanrısı Amen ya da Amon idi. Bazı Tanrıların ki güneş de buna dâhil, güneşin batması sonucu Tanrıların görülememesi “Görülemeyen Saklı Kral Tanrı” inancını doğurarak “Amen Tanrısı” oluşmuştur. Amen Mısır’daki birçok Tanrıdan sadece birisi idi. Bu süreç içerisinde “Âmen veya Amon” kelimesi Mısır’da köle olarak bulunan -sözde- Yahudilerden Orta Doğu Yahudilerine, sonrasında Hristiyanlık’a sonrasında da İslamiyet’e “Amen veya Âmin” olarak aktarılmıştır. Kur’an’da Âmin kelimesi geçmemektedir. Yaygın olarak İslam’da Fatiha Sûresi’nin sonunda Âmin denilmektedir.[172]

Tevrat ve İncil’deki Benzerliği-Analizi

Tevrat: Mısır’dan Çıkış 17:16 “Eller Rab’bin tahtına doğru kaldırıldı” …
Yasa’nın Tekrarı 27: 11 Musa halka şöyle dedi: 27: 14 Levililer bütün İsrail halkına yüksek sesle şöyle diyecekler: 27:15 “‘Rab’bin tiksindiği el işi oyma ya da dökme put yapana ve onu gizlice dikene lanet olsun! “Bütün halk, ‘Amindiye karşılık verecek.
27:16 “‘Annesine, babasına saygısızca davranana lanet olsun!” Bütün halk, ‘Amin! diyecek.
27:17 “‘Komşusunun sınırını değiştirene lanet olsun! “Bütün halk, ‘Amin! diyecek.
27:21 “‘Herhangi bir hayvanla cinsel ilişki kurana lanet olsun! “Bütün halk, ‘Amin! diyecek.
27:26 “‘Bu yasanın sözlerine uymayan ve onları onaylamayana lanet olsun! “Bütün halk, ‘Amin! diyecek.”

İncil: Pavlus’tan Korintliler’e İkinci Mektup 1:20 Tanrı’nın yüceliği için Mesih aracılığıyla Tanrı’ya “Amin” deriz.
Pavlus’tan Timoteos’a Birinci Mektup 2:8 … erkeklerin öfkelenip çekişmeden, her yerde pak eller yükselterek dua etmelerini isterim.
Vahiy 7:12 “Amin! Övgü, yücelik, bilgelik, Şükran, saygı, güç, kudret, Sonsuzlara dek Tanrımız’ın olsun! Amin!”

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 264. KONU
İSLAM DİNİNİN MEZHEPLERİ

İslam dinindeki 3 büyük mezhep: Sünnilik, Şiilik ve Haricilik’tir.

• Sünniler günümüzde inanç açısından Maturidilik ve Eşarilik, fıkhi açıdan da sırayla Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbelî mezheplerine bağlıdırlar. Bir de Selefiyye mezhebi vardır, bunlar her sorunun çözümünü Kur’an’da aradıkları için yeni sorunlarda yetersiz kaldıklarından fazla yandaş bulamamışlardır.
• Şiilerin günümüzde bağlı olduğu en büyük mezhep ise İmamiyye (Caferiyye)’dir.[173] (Sırtlarına zincir vuranlar.[174])
• Haricilerin ise en bilinen mezhebi İbadiyye’dir. Diğerleri; Ezarika, Nacedat ve Aceride’dir. Bunlarda günah işleyen kişiler öldürülmelidir görüşü vardır.

Sunni ve Hanefi mezhepleri, kader inancı açısından Maturidilik Mezhebi’ni benimser. Ortak görüşleri “Tam Özgür İrade”ye inanmalarıdır. Maturidilik ve Eşarilik mezheplerine göre ibadet imanın bir parçası değildir: Edilmemesi kişiyi dinden çıkarmaz, derler. Şafi, Maliki ve Hanbelî mezheplerinin ortak görüşleri, tam özgür irade olmamak koşuluyla “Seçim Hakkı”nın olduğunu savunur. Sunni Mezhebi namazı 5 vakit kılar; Şii mezhebi namazı çoğunlukla 3 vakit kılar. Şiiler; Halifelik Hz. Ali ve evladına ait, der. Sunniler, 4 halifeyi kabul eder. İlk 3 halifeden yaşça küçük olan Hz. Ali son halife olmuştur: İlk 4 Halifeye bakıldığında sırasıyla yaşı kim büyükse ilk ve devamında o halife olmuştur.

Yezidilik ve Meymuniyelik ise İslam çerçevesinde oluşmuş fakat İslam’dan farklı tavırları ve düşüncelerinden dolayı İslam ve bu 2 grup birbirlerini reddetmektedirler. Yezidiler/Ezidiler Şeytan Meleği’ni önemserler ve bu(nlar) İslam’dan önceki bir oluşumdur. Meymuniyelik Grubu Yusuf Sûresi’nin kutsal bir değeri olmadığını aksine bir aşk hikâyesi olduğunu savunur. Ayrıca Meymuniyelik’te akraba evliliği serbesttir.

(Yazardan ünlem: İslam Dini Peygamberi Muhammed zamanında mezhebin olmaması, sonradan onlarca mezhep türemesi ilginçtir!..)

Alevilik İslam’ın içindedir fakat ondan biraz esnektir. Namaz, oruç gibi ibadetler ister yapılır ister yapılmaz. Hz. Ali’nin ilk halife olmasını isteyen gruptan Alevilik filizlenmiştir sonra İran’a İsmaililik adı altında geçmiştir ve gelişmiştir. Alevi sözcüğünün kökeni 200 yıl ötesine gitmez, yeni oluşmuş bir kelimedir. Alevilik, MS 11. ve 12. yy.larda İran’da oluşmuş İsmaililiktir. Şii, İsmaili ve Alevi kültürleri benzerdir.

Cebriye Mezhebi her şey -düşüncemiz bile- kader derken Maturidilik Mezhebi özgür iradeyi savunur.[173]

___________________
[172] Vikipedi Katılımcıları, “Âmin”, Vikipedi, Özgür Ansiklopedi, <https://tr.wikipedia.org/wiki/Âmin> Erişim: Ekim 2014.
[173] Vikipedi Katılımcıları, “İslam Mezhepleri”, Vikipedi, Özgür Ansiklopedi, <https://tr.wikipedia.org/wiki/İslam_mezhepleri> Erişim: Ekim 2014.
[174] Cenksu Üçer, “Aleviliğin Yanlış Algılanması: Muharrem Uygulamaları Örneği”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi, Sayı: 74, 2015, <http://hbvdergisi.gazi.edu.tr/index.php/TKHBVD/article/view/1720/1412> Erişim: Mayıs 2018, s. 68. ss. 45-76.