Konu 177: SON BUZUL ÇAĞI, SÜMER’DE BÜYÜK TANRILAR, EVRENİN VE İNSANIN YARATILIŞI VE KALP GÖZÜ KAVRAMI

 

MÖ 8.000’lerde son buzul çağının bitmesiyle, soğuk hava yerini yavaş yavaş sıcak havaya bırakıyordu. Buzlar eridi, akarsular canlandı ve ormanlar arttı: Mezopotamya Bölgesi’nde ormanlar, bitkiler çok miktarda arttı. Rusya ve Hazar Denizi çevrelerindeki topluluklar; akarsularla verimli, bitkilerle dolu Mezopotamya Bölgesi’ne yerleşmeye başladılar. Sümerler, bu topluluktan oluştu. MÖ 3.000’lerde (MÖ 3. bin yıl içerisinde yani MÖ 3.000-2.000 arasında) Sümerler ilk dinsel metinleri yazdılar. Daha doğrusu sözlerdeki kalıplaşmış/ezberlenmiş bilgiler MÖ 3. binyılda yazıya aktarıldı. Dini inanç külliyatı, Sümerler ve sonrasında yazıya aktarıldı: Sümerler ve Sümerlerden önceki binlerce yıllık dönem içerisinde dünyanın çoğu yerindeki bu dini inanç külliyatı temelde şunlardan oluşuyordu:

• Tanrının Boğa-Boynuz-Öküz ile ifade edilmesi,
• Topraktan yaratılan insan kavramı,
• Yeraltı-Yeryüzü-Gökyüzü üçlemesi ve bu üçlemenin birleşimine Hayat Ağacı denmesi,
• Toprak Ana, Göğe Yükselme, Büyü, Dans, Şarkı, Ahiret İnancı ve Ruh.[110]

Sümer metinlerinde “An, Enlil ve Enki Tanrı Üçlemesi” gözümüze çarpar. An, Gökyüzü Tanrısı ve Tanrıların başıdır; Enlil Hava, Enki ise Su Tanrısıdır. Tanrıça Nammu ise İlksel Deniz olarak; Eril Gök’ü (Anu’yu) ve Dişil Yer’i (Antu’yu) yaratan, bunlardan da bütün Tanrıları yaratan Kadın Ata’dır / Öz’dür. Anu eril, Antu dişil olup ilk iki tanrılardır. Yer-Gök bitişik iken çiftleşti ve Enlil ile Enki doğdu: Enlil Yer’i aşağıya, An Gök’ü yukarıya kaldırdı.[111][110] (Kur’an’da; yer-gök bitişikken ayırdık, yazmaktadır: Enbiya 30 “O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer, birbiriyle bitişik iken, biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?”)

Ebedi olmayan, kökeni belirtilmeyen İlk – İlkel Deniz olan tanrıça/anne Nammu göğü (An; eril, tanrı, cennet) ve yeri (Ki; dişil, tanrıça, yeryüzü, dünya) doğurdu / çıkardı / oluşturdu / kaynağıydı yani gök ve yere o sebep oldu (Birleşik gök-yer=Kozmik Dağ): An ve Ki birleşti/çiftleşti ve Enlil doğdu/üretildi: Gök ve yer (An-Ki) birleşikti ve Enlil yerden göğü ayırdı (katı olan An-Ki hava/gaz eşliğinde genişledi), An da göğü yukarı taşıdı. Hava yer ve gökten hafiftir ve Ay’da bundan yapılmıştır: Güneş ise Ay’dan yapılmıştır: Sonra hava, toprak ve suyun birleşiminden bitki, hayvan ve insan ortaya çıktı / oluştu / yaratıldı. Atmosfer/Hava lapis lazuli adı verilen karanlık bir (pitch) zift / saha / perde / dereceden yapılmıştı, burası evin/dünyanın iç kaplama duvarlarındaki tavandı, Enlil burada yaşıyordu, aydınlansın diye ay tanrısı Nanna’yı yaptı, Nanna da güneş tanrısı Utu’yu yaptı. Sonraki dönemde Utu’nun Nanna’nın önüne geçmesi veya ondan üstün olması, Mezopotamya’nın felsefe ve psikolojisi ile alakalıdır ve bu durumun diğer örnekleri; Enlil’in An’ın, Marduk’un Enki’nin ve İsa’nın Elohi’nin önüne geçmesi durumlarında da görülür. Enlil ile Ki’nin birleşimi ve Enki’nin de yardımıyla dünyada bitki ve hayvanlar üretildi. İnsan ise Nammu, Ninmah ve Ki’nin yardımı ile nihai olarak Enki tarafından yaratıldı.[111]

Cennet Dilmun’dur: Burada hastalık ve ölüm yoktur: Efendisi Enki’dir. Enki, eşi Tanrıça Ninhursag ile birleşti ve çocukları oldu. Enki’nin cennetteki bitkilerin kaderini belirlemesi ve işlevlerini gerçekleştirmesi gerekiyordu. Yememesi gereken bitkileri yedi! Eşi onu cezalandırdı, artık ona “Yaşam Gözü” ile bakmadı. Enki zayıfladı giderek ölüyordu fakat eşi onu iyileştirdi.[110][112] (Enki Dilmun’da ağaç, bal vs. 8 bitkiyi yer Ninhursag’da ona “yaşamın gözü / can gözü” ile bakmayacağını söyleyerek onu lanetler. Sonra Enki’nin 8 yerinden çektiği sancıları Ninhursag iyileştirir.[112]) Ayrıca Enki’nin Ninhursag ile çiftleşmesi, “kalp suyu”nu ona akıttı olarak geçer.[113] (Enki’nin yememesi gereken bitkileri yeyip cezalandırılması, Âdem’in Yasak Elma’yı yemesine benzer. Yaşam Gözü de yine Kur’an’daki “Kalp Gözü” kavramını çağrıştırır. Onlar Tanrıyı bilmezler bu yüzden kalp gözleri kapalıdır, söylemi Kur’an’da yazmaktadır.) (Ayrıca mitoloji ve/veya dinlerdeki bu “kalp” mefhumu/kavramı bazılarınca, beynin ortasında bulunan “epifiz” bezi ile ilişkilendirilmeye çalışılmaktadır yani kalp gözü aslında epifiz bezidir denmektedir. Epifiz bezi -mutluluğu ve hayal gücünü arttıran- melatonin, DMT gibi hormonları/molekülleri salgılayan/arttıran leblebi büyüklüğündeki bir organdır. Aç kalmak, karanlıkta uzun süre yalnız kalmak, uyuşturucu/uyuşturucumsu kullanmak vs. epifizi tetikler; fazla uyarılan epifiz kişiyi hayal aleminde yaşamaya bile sokabilir.[114] Melatonin ve Seratonin Triptofan sayesinde salgılanır: Triptofan içeren en fazla gıdalar ise şunlardır; parmesan peyniri, yumurta, hindi eti, fındık-fıstık-badem-ceviz; aslında her gıdada az veya çok bulunur, et ve süt ürünlerinde daha fazla bulunur. Aslında epifiz iyi uyku, sağlıklı beslenme, spor vs. yapıldığında zaten kendisi çalışır.[115] Fazla uyarılması gereksizdir. Kalp gözüne üçüncü göz de dendiği olmuştur. Mısır kahinleri, Sümer alimleri, Hindu rahipler, peygamberler, mutasavvıflar vb. epifizi fazla tetiklemiş olabilirler. Benim burada anlatmak istediğim konu ise eskiden epifiz bezi bilinmiyordu dolayısıyla “kalp epifizdir” iddiasındaki günümüzün bazı insanları bence yanılıyorlar: Çünkü kalp korku, heyecan, stres gibi durumlarda hızla attığından “kalp gözünü aç korkularını yen” bağlamında eski insanlarca düşünülmüş olsa gerek.) 

Sümerlerde ilk insanın yaratılması dört farklı şekilde anlatılır.

1- İlk insanlar bitkinin çıktığı gibi topraktan çıkarak oluşmuştur.
2- Zanaatkâr Tanrılar insanı kilden yoğurur, Nammu kalp verir, Enki ise nefesiyle can verir.
3- Tanrıça Aruru, insanları yaratmıştır.
4- İnsan, öldürülen iki Tanrı olan Lagmaların kanından -oluşmuştur- kendini yaratmıştır.[110] (Kur’an’da insan; toprak, çamur, kil, kan, su, meni ve/veya nefisten / nefesten / Tanrı’nın ruhundan yaratılmıştır söylemleri ayrı ayrı ayetlerde geçer.)

İnsanlar Tanrılara hizmet etmek için yaratılmıştı. Bu hizmetler de adak, sunu, kurban ve ibadet şeklindeydi.[110]

Tevrat ve Kur’an’daki Benzerliği-Analizi

Tevrat: Yasa’nın Tekrarı 23:21 “Tanrınız Rab’be bir dilek adağı adadığınızda yerine getirmeyi savsaklamayın. Tanrınız Rab sizden kesinlikle bunu isteyecektir. Yerine getirmezseniz size günah sayılacaktır.”

Kur’an: Araf 189 O, sizi tek bir nefisten yarattı ve kendisiyle durulup-yatışması için ondan eşini var etti. Onu (eşini) örtüp-bürüyünce, o da bir yük yüklendi de bununla (bir süre) gezindi. Nitekim ağırlaşınca, ikisi Rableri olan Allah’a dua ettiler: ‘Eğer bize salih (bir çocuk) verirsen, andolsun şükredenlerden olacağız.’

___________________
[110] Eliade, age., s. 78-111.
[111] Kramer, age., s. 37-41, 73-75.
[112] Kramer, age., s. 57, 58.
[113] Kramer, age., s. 56.
[114] Videolar için: Ünal Güner, “Pineal bez ya da Epifiz salgı bezi”, Bütünsel Yaşam Merkezi, 20 Ocak 2018, <https://youtu.be/tck_yJdD0pI> ET: Nisan 2018. | Ayhan Çakmur, “Epifiz Bezi ve Bilinmesi İstenmeyenler”, Patika, 2 Mayıs 2017, <https://youtu.be/cLYk_-pIqrI> ET: Nisan 2018. | Nebuch, “Epifiz I (Başlangıç)”, 13 Ekim 2013, <https://youtu.be/KdZAaZXLFQY> ET: Nisan 2018.
[115] Aminoasitler.org, “L-Triptofan”, <http://aminoasitler.net/l-triptofan/> ve “Uyku Bozuklukları”, <http://aminoasitler.net/uyku-bozukluklari/> ET(ler): Nisan 2018. | Ruhan Aşkın Uzel, “Mutluluk veren gıda: Hindi eti”, Yaşar Üniversitesi, 28 Aralık 2015, <https://haber.yasar.edu.tr/saglik/mutluluk-veren-gida-hindi-eti.html> ET: Nisan 2018.