Konu 192: BUDİZM’İN KÖKENLERİ

 

Bu yazıda Buddha’nın (MÖ 563-483) düşüncelerinin ve Budizm’in oluşmasının kökeni ve temelleri anlatılmaktadır. Bu temeller, Budizm’den önceki; Veda (MÖ 2. binyıl), Brahman (MÖ 1.000-800) ve Upanişad (MÖ 800-500) inançlarından oluşmuştur.

Evren’de olan hareketler ve insanların her eylemi bir neden-sonuç zincirine bağlıdır. Bu zincir sonsuzdur. Kişinin öldükten sonra ruhunun, Öte Dünya’da mutlu (cennet) veya mutsuz (cehennem) olması da bir eylem olup, bu eylemler de başka neden-sonuçları doğurur. Bu sayede ruh Dünya’da veya Öteki Dünya’da tekrar döngüye girer. Buna Reenkarnasyon (Ruh Göçü, Tenasüh) denir. Ruh, hiç yok olmadan bu döngüye giriyordu. O halde, bu Dünya ve Öbür Dünya anlamsızdı. Düşünebildiğin her türlü şeyden uzaklaşıp, mutlu ve mutsuzluktan arınıp, nötr olma ile aydınlanmak; Budizm’den önceki Hindistan’da MÖ 700’lerde oluştu. Bu olgu, binyıllarca egemen olan Hinduizm’e vurulan bir darbe oldu. Çünkü artık Kurtuluş için ne Tanrı’ya, ne kurbana ne de hiçbir dine ihtiyaç yoktu. Sevap ve Günah önemsizdir: Amaç Mutlak Hakikat’e ulaşmaktır: Neden-sonuçlar anlamsızca durmadan oluşarak, asıl gerçeği gizler.

MÖ 2.000’den sonraki dönemde; Hindu yazıtlarında diğer Tanrılar arasında kenarda köşede kalmış, her şeyin özünü oluşturan, Bir olan, İlk Varlık vardır. Ona, Bir veya O denilirdi. O, MÖ 800’lerde Brahman adını aldı. O, tasavvur edilemez, ezeli ve ebedidir, aşkın ve içkindir, içimizde ve dışımızdadır, hem Bir’dir hem bütündür, her şeyden büyüktür. MÖ 800-500 arasında; insanlar, O’nu, meditasyon ve yogayla yakalamaya çalıştılar. İnsanın içinde Tanrı’dan bir parça vardır: Kişi, farkına vardığında, cahillikten yani reenkarnasyon döngüsünden kurtulacaktır. Bu sayede dünya işlerinin bir yansıma olduğunu anlayacak ve benliğinden sıyrılıp; birle, bütünle birleşecektir. Burada benliğin önemsiz olması söz konusudur. Hayat bir “sınav” ve “oyun”dur. Cahiller bu oyuna düşer, aydınlanmışlar ise farkında olarak meditasyon teknikleri ile yogayla kurtuluşa erer. Kişi, derin düşünme hali olan yoga eşliğinde, cenneti bile elinin tersiyle itip, Öz’e kavuşmayı amaçlar.[14]

___________________
[14] Eliade, age., s. 233-304.