MISIR MİTOLOJİSİ (16. Bölüm: 5 Konu)

MISIR MİTOLOJİSİ
(16. Bölüm: 5 Konu)

 

İÇİNDEKİLER

1- Antik Mısır Hakkında Öncül Bilgiler (Tevrat ve İncil’deki Benzerliği-Analizi)
2- Mısır Mitolojisi; Yaratılış, Atum, Ra, Osiris, Ptah ve Diğer Tanrılar ve de Kalp-Ruh-Akıl-Söz Bağlantısı (Tevrat, İncil ve Kur’an’daki Benzerliği-Analizi)
3- “Aton, Ey Sen Tek Tanrı, Senin Dışında Başka Tanrı Yok” ve Günah-Sevap Terazisi (Tevrat, İncil ve Kur’an’daki Benzerliği-Analizi)
4- Tek Gözlü Horus ve Görünmez Amon Tanrısı (İncil’deki Benzerliği-Analizi)
5- MÖ 5000-1000 Aralığında Hermetizm’in Dinlere Katkıları (İncil’deki Benzerliği-Analizi)
Kaynakça

 


 

[one-third-first]

SİTE DİZİNİNDEKİ 183. KONU
ANTİK MISIR HAKKINDA ÖNCÜL BİLGİLER

Eski Mısır’da kabileler Nil etrafında göçebe olarak yaşıyorlardı: MÖ 5000 ve devamında yerleşik hayata geçip Mısır’ın yerleşim yerlerini oluşturmaya başladılar. Her bölgede koruyucu bir tanrı bulunurdu. Bu bölgelerin insanları kendi tanrılarını birinci/bir tanrı yapma yolunda yarışa da girmişlerdi. Mısır’da MÖ 2575’te başlayan Piramitler Çağı’na kadar iklim kurak değil nemliydi ve günümüzdeki çölleri bozkırlıktı. Eski Mısır temelde Afrikalı olsa da saf bir etnik gruba dahil olmayıp çoğunlukla uzun ve geniş kafalı türde iki insan tipi gözümüze çarpar. MÖ 3. binyılda Mısır’ın nüfusunun 7 milyon olduğu tahmin edilir. Yazının da kullanılmaya başlanmasıyla Mısır MÖ 3100’lerde yüksek bir uygarlığa erişmiştir. Firavun’un yetkileri tanrısal olup -tanrı gibi de düşünülüp- tüm Mısır ona aitti. İlk/Erken Hanedanlık Dönemi MÖ 2920’de başlamıştı. Mısır dili -kökleri Sahra bölgesinde konuşulan ve çok eskiye giden- Afrika kökenli olup MÖ 6000’lerde daha da gelişen ve MÖ 3000’lerde atağa geçen bir dildir.[1] Mısır piramitleri firavunlar veya yakın akrabaları için yaptırılan, öldüğünde mumyalanarak içine konulan anıt mezarlardır.[2]

Eski Mısır’da akraba evliliği serbestti.[1] (Mısır’la bağlantılı olan Tevrat’ta da akraba evliliklerini görmekteyiz.)

Tevrat’taki Benzerliği-Analizi

Yaratılış 17:17 İbrahim… 20:12 Üstelik, Sara gerçekten kız kardeşimdir. Babamız bir, annemiz ayrıdır. Onunla evlendim. {Yani İbrahim -baba bir anne ayrı olan- kız kardeşiyle evlenmiştir.}
24:15 İbrahim’in kardeşi Nahor’la karısı Milka’nın oğlu Betuel’in kızı Rebeka… 24:67 İshak Rebeka’yı annesi Sara’nın yaşamış olduğu çadıra götürüp onunla evlendi. {Yani İbrahim oğlu İshak, kuzeniyle evlenmiştir.}
28:6 Yakup… 9 İsmail’in yanına gitti. İbrahim oğlu İsmail’in kızı Nevayot’un kızkardeşi Mahalat’la evlenerek onu karılarının üzerine getirdi. {İshak ile İsmail İbrahim’in oğullarıdır: Yakup ise İshak’ın oğludur: Bu evlilikle Yakup, amcasının kızıyla evlenmiştir.}
Çölde Sayım 36:10,11 Selofhat’ın kızları Mahla, Tirsa, Hogla, Milka, Noa, RAB’bin Musa’ya verdiği buyruk uyarınca davranarak amcalarının oğullarıyla evlendiler. {Burada ise toplu olarak akraba evliliğini görmekteyiz.}[3][4][5]

MÖ 3. binyılın son yarısındaki firavun Snefru’nun unvanları “Alçak Gönüllü Kral” ve “En Büyük Tanrı”dıydı. Yaklaşık MÖ 2000’lere ait olup eski bir Mısır masalında yazıldığı üzere; güneş-tanrı Ra 5. Hanedan’ın rahiplerinden birisinin karısını gebe bırakmış ve bu hanedandaki ilk üç firavunun da babası olmuştur: Sonrasındaki firavunlar da “Ra’nın oğlu” olarak görülmüştür.[6] (Bu anlatımı, Meryem’in Tanrı(sallık)tan gebe kalıp İsa’yı doğurmasıyla bağlamlaştırabiliriz.)

İncil’deki Benzerliği-Analizi

Matta, 1:18 “…Meryem’in Kutsal Ruh’tan gebe olduğu anlaşıldı.”
3:16 İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı. O anda gökler açıldı ve İsa, Tanrı’nın Ruhu’nun güvercin gibi inip üzerine konduğunu gördü. 17 Göklerden gelen bir ses, “Sevgili Oğlum budur, O’ndan hoşnudum” dedi.[7][8]

Amon: “Saklanmış ve Görünmez Olan” anlamına gelen hava tanrısıydı: Tanrıların Kralı’ydı: Her şeye ruh, can ve nefes veren oydu: Nefes’i -tanrının ruhu- her şeyde bulunuyordu: O Önder’di: Kendinden önceki “En Büyük Tanrı Ra” ile özdeşleştirilip evrensel bir tanrı Amon-Ra / Amen-Ra şeklinde de ifade edildi, Ra’nın görüntüsü Amon’du: Tanrıların Babası’ydı -Eski Mısır’da çeşitli tanrılar zaman zaman en yüksek konuma getirilebilirdi-: Amon, Ra’nın yerini aldı: Amon “Zamanın Efendisi”ydi.[9] (Amon’un bu zamanla ilgili durumunu Kur’an’da “kesintisi olmayan zaman”ın (dehrin) yıkıma uğratması söylemiyle ‘belki’ bağlamlaştırabiliriz.)

Kur’an’daki Benzerliği-Analizi

Casiye 24 “Dediler ki: ‘(Bütün olup biten,) Bu dünya hayatımızdan başkası değildir, ölürüz ve diriliriz; bizi ‘kesintisi olmayan zaman’ (dehrin* akışın)dan başkası yıkıma (helake) uğratmıyor.’ Oysa onların bununla ilgili hiç bir bilgileri yoktur; yalnızca zannediyorlar.” (“Dehr”: Sınırı belli olmayan uzun zamanlar. Evrenin yaratılışından yıkılışına kadar süren zaman. Evrenin bekası süresi, uzun müddet. “Dehri”: İnsan hayatının bu dünyada yaşanan ömürden ibaret olduğunu kabul eden ve ahiret hayatını inkar eden dünya görüşüne, felsefi düşünceye mensup kişi. Ateist.)[10][11] {Kur’an burada ya deizmden ya panteizmden ya da ateizmden bahsediyor: Bana kalırsa öl-diril’in de olması -döngü olup- panteizme işaret ediyor olabilir.}

Ra: Resmedilemeyen ve görülemeyen bir tanrıdır: Kendini yaratan Sonsuz Ruh’tur: Terinden tanrıları, gözyaşından insanları yarattı: Re/Ra sözcüğü yaratma anlamındadır: O doğan güneştir: Sembol hayvanı ise döllenme olmaksızın üreyebilen hepri/gübre böceğidir: Ra, ilk olarak koyu karanlıkta ışığı/nuru yarattı. Evren bir kaosken zifiri karanlık olan Nun’la Ra arasında Ölüler Kitabı’nda aynen şu diyalog geçmektedir: “Nun’da yalnız ve hareketsizdim. Ayakta durabileceğim bir yer bulamadım, oturabileceğim yer yoktu. İkamet edeceğim taht henüz şekillenmemişti; üzerimde henüz Nut’u (gök tanrıçası) yaratmamıştım. İlk tanrılar henüz dünyaya gelmemişti. Başlangıç tanrılarının Enneası (Dokuzlu tanrılar) yoktu. Henüz benimle (benliğimde, vücudumda) idiler. Tamamen hareketsiz (su yüzünde) sallanıyordum… Oğlum Hayat beni şuurlu kıldı ve hareketsiz olan öğelerimi birleştirdikten sonra kalbimi yaşattı”. Başlangıç suyunu temsil eden Nun’un cevabı şöyledir: “Kızın Maât’ı (gerçek ve adalet tanrıçası) teneffüs et. Kalbinin yaşaması için onu burnuna kadar yükselt. Kızın Maât ve adı hayat olan oğlun Şhu senden uzaklaşmasınlar”. Firavunların ve hatta insanların öte dünyada eriştikleri tanrıdır. Sanduka metinlerinde Ra-Atum veya Ra şöyle der: “Ben, tek ve benzeri olmayan Nun’um… Vücudumu büyüsel gücüm sayesinde yaşama getirdim. Kendi kendimi yarattım, istediğim gibi, dilediğim gibi kendimi oluşturdum”. Yine Ra başka bir yerde şöyle der: “Kalpleri Batıyı düşünmeyecek şekilde yaptım”. Ra oğlu firavunu ölüler diyarından / Batı’dan çıkararak parlak doğuya da götürmüştür. Firavun için en önemli şey -yönetimi adil ise- öldükten sonra ruhunun yeraltına gidip tanrı Osiris’le bütünleşmek ve her sabah güneşin doğumuyla Ra eşliğinde sonsuz yaşama -cennete- kavuşmaktı. Ra -daha çok- göktedir ve gökte cennet bahçesi bulunur. İnsanların amacı tanrının buyruklarına uymak ve ödül olarak Ra ile birlikte sonsuz yaşama kavuşmaktı aksi halde huzursuz bir ahiret onu beklerdi. O başlangıç tanrısıdır, ilk tanrıdır ve her şeyden haberdardır. O her yerdedir: Hayat nefesi can veya sonsuzluk verir. Eski Mısır’da güneşin doğduğu Doğu iyi, battığı Batı ise kötü olarak düşünülmekteydi: Kötü güç şeytan Aposis ise bu döngüyü yıkmak isteyen varlıktı fakat Ra ve tahtlarda oturan askerleri her defasında döngüyü sürdürüyordu: “Git! Geri çekil! Defol! Ey şeytan Apopis, Yoksa, gök gölünün derinliklerinde boğulacaksın (…) Ra’nın doğum yerine yaklaşma, Bak! Ben Ra’yım, dehşet saçarım! O halde seni acıtacak ışığımın okları önünden Geri çekil şeytan! Diğer tanrılar Ra’nın sıfatlarıdır. Ra göğün en yüksek katında oturur. Ra’nın gerçek adı aslında gizlidir, nerede olduğu ve varlığı bilinmeyip her yerdedir ve herkes onu hissedebilir: Bu yüzden en büyük ve tek tanrıdır. Büyük İskender (MÖ 332) bile Ra’nın oğlu olarak görülmüştür.[12]

___________________
[1] Hasan Ergin, “Mısırlıların Dini İnanç ve Adetleri: Milattan Önceki Devirler“, Gazi Üniversitesi, Master Tezi, Ankara 2007, <https://s3.amazonaws.com/kaynakca/584c13cc-dcc0-41c6-98a6-619fb64ac16c/357-misirlilarindiniinancveadetleri(milatdanoncekidevirler)(hasanergin)(ankara-2007).pdf> ET: 29 Haziran 2018, s. 7-10, 15.
[2] Age., s. 144, 145.
[3] Tevrat, İncil ve Kur’an maddelerinin tamamı yazar tarafından eklenmiştir.
[4] “Kutsal Kitap: Eski ve Yeni Antlaşma (Tevrat, Zebur, İncil)”, Kitab-ı Mukaddes Şirketi, Yeni Yaşam Yayınları, Yeni Çeviri, İstanbul 2001-2009, <https://incil.info/kitaplistesi> veya <https://www.kitabimukaddes.com/kutsal-kitap-hakkinda-bilgilendirme-ve-tam-metni/> ET(ler): 2011-2018. (Tevrat maddeleri buradan alınmıştır.)
[5] Tevrat: Yaratılış, 17:17-21 (İshak ile İsmail İbrahim’in oğullarıdır), 28:6,7 (Yakup İshak’ın oğludur).
[6] Ergin, age., s. 31-33, 48.
[7] “İncil (Müjde): İncil’İn Çağdaş Türkçe Çevirisi”, Kitab-ı Mukaddes Şirketi, Zirve Yayıncılık ve Dağıtım, Yeni Yaşam Yayınları, Acar Basım, Yeni Çeviri: 1987-1994-2001, İstanbul, 6. Basım: Temmuz 2008. (İncil maddeleri buradan alınmıştır.) (Bu İncil kitabında yazanların aynısına dipnot 4’teki -aynı- bağlantılardan ulaşabilirsiniz.)
[8] Tevrat, İncil ve Kur’an maddelerinde -diğer dini inançlarla bağlantı/benzerlik kurulabilecek yerlerin ve/veya- önemli/anlamlı görülen söz ve/veya söz gruplarının altı çizilmiştir.
[9] Ergin, age., s. 48, 57-60.
[10] “Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Anlamı: Meal ve Sözlük”, Meali Hazırlayan: Ali Bulaç, Bakış Yayınları, İstanbul 1985. (Kur’an maddeleri buradan alınmıştır.) (Bu meal Milli Eğitim Bakanlığı’nın 18.11.1985 tarih ve 2199 sayılı Tebliğler Dergisi’nde tavsiye edilmiştir.) (Bu meali seçmemin nedeni diğerleri gibi “anlam tercümesi” olmayıp “kelimesi kelimesine” tercüme ettiği içindir: Diyanet İşleri Başkanlığı meali de dahil diğer çoğu mealde Kur’an’da olmayan sonradan eklenen ve sonradan eklenildiğini belirtmeyen açıklama şeklindeki kelime, kelime grupları ve sözler vardır: Sonradan eklendiğini parantez içinde belirttiği için bu meali analizde daha uygun gördüm.)
[11] İncil ve Kur’an maddelerinde bazı sözler “*” ile işaretlenmiş ve sonunda da “( )” işaretleri içerisinde -sonradan ek olarak, neyin ne anlama geldiğini göstermek için- belirli terim / söz tanımlamaları veya açıklamalar yapılmıştır: Bunlar yazar tarafından değil kullanılan İncil ve Kur’an kaynaklarındaki açıklamalar olup buralardan alınmıştır.
[12] Ergin, age., s. 76-86, 88, 89.

Akhenaton ve Aton Dini: MÖ 14. yüzyılda 4. Amenhotep tüm Mısır tanrılarını kaldırıp hepsinin yerine bir tek olan gökteki “Aton” dediği tanrıyı -monoteist olarak- koymuştur. “Amon memnundur” anlamındaki Amenhotep/Amenofis olan ismini de “Aton’a Hizmet Eden” anlamındaki Akh-en-Aton olarak değiştirmiştir. Tapınaklardaki diğer tanrıların adlarını sildirmiş, tüm sihir, büyü ve hurafeleri de yasaklatmış ayrıca -gerçek bir tanrı görülemez ve dokunulamazdır, o her zaman her yerde vardır düşünseli ile- ressamların Aton’un suretini çizmelerini de yasaklamıştır. Bu dinde heykel de kapalı bir mabet de yoktur: Amacı yalana karşı çıkıp hakikate erişmektir. “Sen çok uzakta olsan da, ışınların yeryüzünde; Sen insanların yüzlerinde olsan da, izlerin görünmez.” Aton tanrısı Akhenaton’dan önce -önemsizce- Ra’nın cisimlendiği güneş olarak görülüyordu, Akhenaton onu tanrının kendisini yaptı ve Amon-Ra’nın yerine geçirdi. Aton “güneş disk”i anlamına gelir. Aton’dan çıkan eller inananlara hayat verir. Akhenaton tanrı tasvirini yasaklattı ama güneş ve ışıklarını onun sembolü olarak kullandı. Aton yeryüzünde, gökyüzünde ve öteki dünyada her şeye kadirdir. Günümüz biliminin de kabul ettiği üzere o yeryüzündeki tüm yaşamın güneşten kaynaklandığını düşünüyordu. Aton, herhangi bir bölgenin vs. tanrısı değildir, o evrenseldir. Bütün insanları ayrı ayrı renk, tip ve dille yaratıp çeşitli iklimlere yerleştiren tüm insanların tanrısıdır. Akhenaton Aton’un oğlu olduğunu kabul etmiştir ve sözlerinde bir peygamberlik edası vardır. Bu Aton Dini’nde Aton bir put olarak gösterilmez, sadece adalet ve eşitliği simgeleyen eşit oranda ışık saçan yuvarlak kırmızı bir güneş olarak betimlenir. O dönemde yapılan Akhenaton heykelleri “birebir”dir. Akhenaton’un ilahilerinde geçen “tek tanrı” ve “senin dışında başka tanrı yok” söylemleri kendisinden neredeyse bin yıl önce Amon, Ra ve Atum tanrıları içinde söylenmişti. Kendisi tanrı olarak da görülüp insanlar dualarını bazen ona da yapmıştır. Bir ilahisinde şöyle der: “Sen benim kalbimdesin ve gücünün sırrına eriştirdiğin oğlun (yani Akhenaton) dışında, kimse seni tanımıyor!”. Ölümünden sonra Mısır tekrar eski tanrılarına dönüş yapmıştır. O kainatı yaratan bir tanrıyı “bir”lemiş ve “tanrı birdir” demiştir: Neredeyse eski her şeyi reddeden bu reformu dünyada eşsizdir.[13]

İktidarının ilk beş yılında Akhenaton’un tanrısı Aton üçlü bir birliği ifade ediyordu. Bu üçlemede “Ra” baba ve ezeli tanrıydı, “Aten” tanrının cisimlendiği güneşti ve “Akhenaton” da tanrının fiziksel yansımasıydı. Akhenaton Ra’nın ve Aten’in fiziksel varoluşu, aynı zamanda ikisinin de hem oğlu hem de babasıydı ayrıca hem Ra hem de Aten’di.[14] (Tıpatıp Yeni Antlaşma’daki Üçleme ve İsa gibi değil mi!)

İncil’deki Benzerliği-Analizi

Matta 28:19 (Kısaltma:[15] 28:16-18 İsa, öğrencilerine) “…gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları BabaOğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin.” {Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlemesi}
İbraniler’e Mektup 1:3 Oğul, Tanrı yüceliğinin parıltısı, O’nun varlığının öz görünümüdür. {İsa tanrının oğlu[16] ve onun öz görünümüdür.}
Pavlus’tan Korintliler’e İkinci Mektup 4:4 Tanrı’nın görünümü olan Mesih’in… {Mesih İsa’dır.[16]} {Vahiy 21:6,7 ile 22:13,16 ve bu bölümün son iki kısmına ve/veya bölümün tamamına baktığımızda İsa’nın Tanrı olduğunu anlarız.[17]}

Akhenaton Aton’un izinde önce Amon’un adını sonra Ra’nın adını silip Aton’u “bir”ledi. Bir ilahisinde şöyle der: “Aton uludur. Aton’dan başkasına tapılmaz”.[14]

___________________
[13] Meryem K. Çifçi, “Eski Mısır Dininde Tanrı ve Öte Dünya İnancı“, Selçuk Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, Konya 2010, <http://acikerisim.selcuk.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/123456789/6735/274272.pdf?sequence=1&isAllowed=y> ET: 29 Haziran 2018, s. 103-109.
[14] Ergin, age., s. 113-117.
[15] Tevrat ve İncil maddelerinde “( )” işaretleri arasındakiler; -uzunca yazılmaması ve/veya anlam kaybı olmaması için- değişiklik yapılmadan ve belirtilen madde(ler)den alınarak kısa ve özet şeklinde yazar tarafından yazılmış olup: Bunlar “Özet”tir ve “Kısaltma”dır tarzında işaretlendirilmiştir: Herhangi bir işaretlendirme yoksa doğrudan / aynen alınmıştır.
[16] İncil: Matta 26:64 (Özet: 26:57,59,63 İsa tutuklanıp Yüksek Kurul’un önündeyken başkahin O’na sorar: “Yaşayan Tanrı’nın Oğlu Mesih sen misin?”) İsa, “Söylediğin gibidir” karşılığını verdi.
[17] Bu sitede belirttiğim maddelere ve bölüme bk.

 

Mumyalama: Antik Mısır’da ruhun ebedi ve yeniden dirilişe inanıldığından ölüyü öteki dünya yaşamına hazırlamak için mumyalama işlemi yapılırdı: Böylelikle ruh cesedini aynı bulacaktı.[18] Mumyalama düşüncesi şudur: Yeryüzündeki fiziksel beden ruhun ikamet yeridir, öteki dünyadaki bozulmaz beden de onun gökteki evidir. Yani Mısırlılar mumyalanan kişinin fiziksel olarak canlanıp ayağa kalkacağına değil, ruhsal bedeninin çürüyüp şekli değişmemiş mumya bedenden çıkacağına bu beden nasılsa ona benzeyeceğine inanmışlardır veya ruhsal bedenlerinin de fiziksel bedenlerine benzemelerini dilemişlerdir.[19]

Tevrat’taki Benzerliği-Analizi

Yaratılış 50:1 Yusuf… 50:2 Babasının cesedini mumyalamaları için özel hekimlerine buyruk verdi. Hekimler İsrail’i mumyaladılar.
50: 26 Yusuf yüz on yaşında öldü. Onu mumyalayıp Mısır’da bir tabuta koydular.

Ölümden Sonra Yaşam: Eski Mısırlılar’a göre gökteki yıldızlar ölülerin ruhlarıydı veya tanrı olmuş ölülerdi: Kendilerinin de bunlar gibi olup parlayacaklarını düşünüyorlardı. Ayrıca evrensel sırrı bilenler, iyi olanlar ve/veya sevdiği kulları Ra yanına alıyordu. Dünya hayatı önemsizdi. Her ölümden sonra yerine bir bebek doğup ölümden sonraki ışının ışığın kaynağı Ra’ya döneceğini düşünüyorlardı: Yani kişi öldükten sonra tanrı Ra’ya dönüyordu.[20] (Bu, Kur’an’da geçen ‹sonra Allah’a döndürüleceksiniz› söylemiyle benzerlik gösterir.[21]) Bu dönüşümü sadece -doğru, adil, temiz- günahsızlar tadabilirdi: Kalbi tartıldığında hafif çıkarsa yaşayan ruh olarak aydınlığa çıkıp -Ra’nın alemine girmeye hak kazanıp- nura kavuşarak ödüllendirilirdi.[20]

[/one-third-first][one-third]

Kur’an’daki Benzerliği-Analizi

Yunus 30 “İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak ve onlar asıl-gerçek mevlaları olan Allah’a döndürülecekler.”[21]

Ayrıca şunu da antiparantez olarak ekleyeyim: Eski Mısır’da bayramlarda oruçtan sonra kurbanlık hayvan kesilirken tanrının adı anılırdı.[22]

___________________
[18] Ergin, age., s. 124.
[19] Çifçi, age., s. 51.
[20] Ergin, age., s. 126.
[21] Benzer maddeler için bu sitede belirttiğim maddelere bk. Kur’an: Bakara 28, Zuhruf 85 ve Nazi’at 10.
[22] Ergin, age., s. 121, 122.

 

Altın: Antik Mısır; altın kullanım yönünden zengindi, altın adeta uhrevi bir anlam içeriyordu. Firavunlar altın kaplama ile mumyalanırdı, dinsel çoğu yapıt/eser altından yapılırdı, altın “Tanrı’nın Derisi” olarak kabul edilirdi ve gücün sembolüydü.[23] (Görüşüme göre Mısır’daki bu uygulamaların yansımaları, Tevrat’taki yapıların -Kutsal Ahit Sandığı ve etrafındaki malzemelerin altından, sandığın bulunduğu Çadır’ın ve bu tapınma yerinin altından veya altınla kaplanması[24] durumu bunların- neden altın olduğunu gösteriyor olabilir. Sonuçta altın metali ilahi/uhrevi bir nesne olarak görülmüştür. Acaba altından bir firavun mezarı bulmuş veya çalmış bir grubun Mısır’dan çıkması / kaçması mıdır Tevrat’ta anlatılan Yahudilerin Göçü’ndeki Ahit Sandığı hikayesi?)

İncil’deki Benzerliği-Analizi

Vahiy 8:3 Altın bir buhurdan taşıyan başka bir melek gelip sunağın önünde durdu. Tahtın önündeki altın sunakta…

___________________
[23] Ellie Harrison, “The Treasure Hunters” Man-made Treasure: Episode 2 of 2, BBC One [TV Belgeseli], 14 Nisan 2014, <http://www.bbc.co.uk/programmes/b040zb5q> ET: Nisan 2018, Süre 37-47 dakikalar arası. (Bir Türk TV kanalında izlediğim bu belgesel maalesef telifli).
[24] Bu sitede belirttiğim maddelere bk. Tevrat, Mısır’dan Çıkış 11:2; 12:35,36; 25:18; 26:3,32,33; 28:11,12; 31:7-11; 35:22; Çölde Sayım 31:50-52.

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 184. KONU
MISIR MİTOLOJİSİ; YARATILIŞ, ATUM, RA, OSİRİS, PTAH VE DİĞER TANRILAR VE DE KALP-RUH-AKIL-SÖZ BAĞLANTISI

Kadim (Eski/Antik) Mısır yazıyı MÖ 3. binyılda Sümerlerden aldı. Mısır’da her firavun birer Tanrıydı yani Tanrı’nın dünyadaki insan görünümüydü. Firavunlar yeryüzünde sözde ölse bile aslında piramitlere gömülerek gökyüzüne yükselmekle beraber ölümsüz oluyorlardı. MÖ 2.300 yılına kadar olan sürede dinsel olgular geliştirildi, bundan sonraki süreçte bu olgular pek değişmedi. Bu olgular; Ra, Osiris ve Horus Tanrıları etrafında toplanıyordu. Mısır’ın dinsel ve kültürsel külliyatının kökeni; MÖ 2.500’lerdeki Piramit Metinleri’ne, MÖ 2.300’lerdeki Lahit Metinleri’ne ve MÖ 1.500 sonrasındaki Ölüler Kitabı’na dayanmaktadır.

Mısır Mitolojisi’nde yaratılışın başlangıcı, uçsuz bucaksız Su’dan çıkmaktadır. Su’dan çıkan farklı öyküler mevcuttur; ilk kara kütlesini, hayatı ve ışığı da doğurmuştur. Yine Su’dan çıkan “Işık Kuşu’nu barındıran ezeli yumurta” veya Çocuk Güneş’i taşıyan Nilüfer Çiçeği’nden ilk yaratılma olmuştur.

Atum en üstün ve gizli Tanrıdır: Sembolü yılandır. Ra (Re, Güneş) ise görünür bir Tanrıdır. Atum ile Ra aslında aynı Tanrılardır. Khepri, doğan güneş; Re, tepedeki güneş; Atum, batan güneş olarak Güneş’in 3 halini ifade eder. Khepri-Re-Atum Tanrısı, ilk Tanrı çiftini yaratır, bunlar Şu (Hava) ve Tefnut’tur. Bunlar da; Geb (Yer) Tanrısı ile Nut (Gök) Tanrıçası’nı doğurur. Geb ve Nut’un birleşmesiyle; Osiris, İsis, Seth ve Nephtys Tanrıları oldu. İlk 8 Tanrı, ilk insan olan Kutsal Çocuk’u doğurdu.[25]

 

“Ölüler Kitabı”, Ani’nin papirüsü (çerçeve 3), Mısır, MÖ 1250. (British Müzesi). Yargı Salonu’nda Ani’nin yargılanması. Ani / Any firavunun katibi, Mısırlı resmi yetkili ve hattat / yazardır. Aşağı ortadaki dengenin / terazinin sol kabında / kefesinde Ani’nin kalbi, sağda ise gerçeğin ve düzenin ilahi kişileştirilmesi Maat’ı temsil eden tüy vardır. Terazinin üstündeki Thot’un maymun formudur / avatarasıdır. Terazinin alt/iç sağında çakal başlı insan vücutlu Anubis, terazinin dengesini ayarlıyor. Hemen sağında tanrıların yazıcısı/katibi ibiş başlı Thoth, Ani’nin sorgulanmasından çıkan sonuçları not ediyor. Hemen sağında timsah başlı, aslan ön ve su aygırı arka vücutlu bir canavar; Ani’nin testi geçemediği takdirde kalbini yemek için hazır bekliyor. Yukarıda; Mısır’ın en büyük tanrıları tahtlarda oturuyor ve yargı sonucunun sunulmasını bekliyor, sağdan sola: Ra-Horakhty, Atum, Shu, Tefnut, Geb, Nut, İsis ile Nephthys, Horus, Hathor ve tanrılar vasıtasıyla katılan ilahi / kutsal / harika / tanrısal sözü temsil eden Hu (divine word) ve sezgi / algılama / idrak / kavramayı temsil eden Sia (perception). Dengenin solunda sorgu/dava işlemlerini gözetmen olarak takip eden Shay (Kader) tanrısı ve iki doğum tanrıçası Renenutet ve Meskhenet bulunur. Dengenin iç solunda; Ani’nin ruhu veya ‘ba’ kuşu, ölümden sonra mezarın / lahitin içinde ve dışında özgürce hareket etmesine ve isteklerine imkan sağlayacak / izin verecek olan tapınak biçimli bir yapının üstünde -denge/yargı Ani lehine karar verirse serbest bırakılmaya hazır bir şekilde- duruyor. En sol altta ise Ani ve eşi Tutu bu zorlu yargılanmayı / toplantıyı saygıdan eğilerek alçak gönüllü bir heyecanla izlemeye geliyorlar. Ani kalbine Ölüler Kitabı’ndaki büyülü sözleri fısıldıyor / gönderiyor ve onun için her şey yolunda gidiyor, öbür hayat için nitelikli olduğu anlaşılıyor.[26]

MÖ 2700’lerde metinlerde “Ptah” adında bir Tanrı göze çarpar. Bu Tanrı Mısır Mitolojisi’nin en büyük Tanrısıdır. Atum sadece ilk Tanrı çiftini yaratır; sonrasındaki Tanrıları, dünyayı ve insanları yani her şeyi yaratan Ptah Tanrısı’dır. Orijinal metin şudur: “Atum’un görüntüsü altında kalp (=ruh) olarak tecelli eden, dil (=söz) olarak tecelli eden, çok eski Tanrı Ptah’tır…” Ptah her şeyi, ruhuyla ve sözüyle yaratmıştır. Mısır’da kalp, ruh anlamına geliyordu aynı zamanda “Düşüncenin Merkezi” idi. Ayrıca Mısır yazılarında Tanrıya şu şekilde seslenilir “Kalbime gerçeği ver!”. İncil’de, her şeyin “Söz” ile yaratılması yazmaktadır. Kur’an’da “Kalple düşünme” ve “Kalple görme” ve de “Kalp gözü” kavramları yazmaktadır. Anlaşılıyor ki Mısır Mitolojisi, İncil ve Kur’an’da devam etmiştir.[25]

Tevrat, İncil ve Kur’an’daki Benzerliği-Analizi

Tevrat: Yasa’nın Tekrarı 10: 16 Yüreklerinizi Rab’be adayın…

İncil: Matta (Kısaltma: 13:14 Yeşaya’nın -Tanah’taki Yeşaya 6:10- peygamberlik sözleri) 13:15 ‘… Kulakları duymasın, yürekleri anlamasın ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.’  Yuhanna 12:40 (Aynı) “Tanrı onların gözlerini kör etti ve yüreklerini nasırlaştırdı. Öyle ki, gözleri görmesin, Yürekleri anlamasın ve bana dönmesinler.
Luka 22:3 Şeytan, … İskariot’un yüreğine girdi.
Pavlus’tan Romalılar’a Mektup 10:6-7 İmana dayanan doğruluk ise şöyle diyor: “Yüreğinde, ‘Göğe -yani Mesih’i indirmeye- kim çıkacak?’ ya da, ‘Dipsiz derinliklere -yani Mesih’i ölüler arasından çıkarmaya- kim inecek?’ deme.” 8 Ne deniyor? “Tanrı sözü sana yakındır, Ağzında ve yüreğindedir.”
Pavlus’tan Korintliler’e İkinci Mektup 3:15 Ne var ki, bugün bile Musa’nın yazıları okunduğunda yüreklerini bir peçe örtüyor.

Kur’an: Taha 25 [Musa] Dedi ki: ‘Rabbim, benim göğsümü aç.’ 26 ‘İşimi kolaylaştır.’ 36 (Allah) Dedi ki: “Ey Musa istediğin sana verilmiştir.”

___________________
[25] Mircea Eliade, “Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi”, Cilt 1: Taş Devrinden Eleusis Mysteria’larına, Çeviri: Ali BERKTAY, Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2003, s. 112-146.
[26] British Museum, “Ölüler Kitabı“, Ani’nin papirüsü (çerçeve 3), Çeviren: Alper Çadıroğlu,<http://www.britishmuseum.org/research/collection_online/collection_object_details.aspx?assetId=684647001&objectId=113335&partId=1> ET: Mayıs 2018. (Buradaki açıklamayı kelimesi kelimesine -kelimelerin tüm diğer anlamlarına bakarak ve kullanarak- özenle çevirdim: Çeviride ayrıca linkteki “Associated names” başlığı altındaki bahsi geçen isimlerin açıklamalarından da faydalandım.)

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 185. KONU
“ATON, EY SEN TEK TANRI, SENİN DIŞINDA BAŞKA TANRI YOK” VE GÜNAH-SEVAP TERAZİSİ

Mısır küçük bir alandan MÖ 1400’lerde büyük bir alana yayıldı ve imparatorluk oldu. Sınırlar Anadolu’ya kadar ulaştı. Bu sıralarda Amon-Ra en büyük Tanrıydı. Amon Rahipleri neredeyse ülkeyi firavundan çok yönetiyorlardı. MÖ 1370’lerde firavun 4. Amenhotep tahta çıktı. Rahipler sınıfından kurtulmak istiyordu. Böylelikle Amenhotep (Amon memnundur) olan ismini Akhenaton (Aton’a hizmet eden) olarak değiştirdi. Tel el-Amarna’da yeni bir başkent kurdu. Aton Tanrısı için tapınaklar yaptırdı. Akhenaton aslında bir devrim yapmıştı: Baskıcı rejimden halkın özgürlüğe kavuşmasını sağladı. Kendisi çelimsiz ve “çirkin” birisiydi.[27]

 
[one-half-first]

Akhenaton (Egyptian Museum)

[/one-half-first][one-half]

Akhenaton’un büstü/yüzü (Egyptian Museum of Berlin)

[/one-half][clearfix]

Akhenaton, Aton Tanrısını “Tek Tanrı” olarak gördü yani çok tanrılılıktan tektanrılılığa geçti. O, Dünya’ya ilk kez tektanrılılığı getiren “Yönetici” kişidir. Orijinal Mısır metinlerinde şunlar yazmaktadır: “Aton, Ey sen tek Tanrı, senin dışında başka Tanrı yok.” Bu metin o dönemlerde ilahi olarak ta okunmaktaydı.[27] (Görüşüme göre bu metin; Kur’an’daki “La ilahe İllallah = Allah’tan başka Tanrı yok[28]” metnine birebir benzer!) “Oğlun Akhenaton dışında kimse seni tanımıyor” metni de mevcuttur.[27]

Tevrat ve Kur’an’daki Benzerliği-Analizi

Tevrat: Yasa’nın Tekrarı 5:1 Musa… 6:4 “Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rab’dir.”
(Açıklama: 31:16-22 Rab’bin sözleri olup Rab’bin Musa’ya öğrettiği ezgide geçen bir kısım) 32:39 “Artık anlayın ki, ben, evet ben O’yum, benden başka tanrı yoktur! …”

Kur’an: İsra 46 … Sen Kur’an’da sadece Rabbini ‘bir ve tek’ (ilah olarak) andığın zaman, ‘nefretle kaçar vaziyette’ gerisin geriye giderler.

Kur’an’da “lâ ilâhe illallah” 3 kere geçer. “lâ” olumsuzluk edatıdır.[28] Aramice -tanrı anlamına gelen- “Elaha”nın, İslam öncesi Araplara “ilah” şeklinde geçtiği görüşü ağır basar. Yine İslam öncesi, İlah kelimesinin Arapça’da söylenirken zorluk çekilmesi ve dilde kolaylık sağlaması için Araplar ilah’a “el-ilah” demişlerdir ve daha da kolay söylenilebilmesi için “Ellah/Allah” kelimesi dilde yerini almıştır.[29] Hû/He’nin nefesle bağlantılı olup tanrının gerçek ismi olduğuna dair görüşler vardır.[30] Allah kelimesindeki “Al”ın Arapça’daki ilk 2 harf olan elif ve lam’dan geldiği görüşü ağır basar.[31] (Görüşüme göre… “la” olumsuzluk edatı ise ve yok-değil gibi anlamlara geliyorsa, ha/he/hu nefesle bağlantılı olarak Allah’ın gerçek ismiyse; Ela-ha, İla-h “Tanrı Yok” anlamına geliyor olabilir mi! Ya da Al-la-h “Bir Tanrı Yok” anlamına geliyor olabilir mi! Veya Al-la-h “Var Yok Tanrı” yani hem var hem de yok anlamına mı geliyor!..)

Şu belirtilmelidir ki Aton Tanrısı, Akhenaton’dan önce bilinmekteydi. Ra’nın bir diğer adı Aton’du. Fakat Akhenaton, Aton’u alıp Tek Tanrı yapmaya çalıştı. Akhenaton genç yaşta öldükten yaklaşık 10 sene sonra Ai ve Tuthmosis firavunları eşliğinde tekrar Çoktanrılı yaşama geri dönüldü.

Antik Mısır’da MÖ 1500’lerde Osiris Tanrısı, ölüleri “Yargılar” ve “Kalp Tartma” işlemini uygulardı. Ölüler Kitabı’nda bunlar açıkça anlatılmıştır. Osiris, yeraltının yani Ölüler Diyarı’nın hâkimidir. Kişi öldükten sonra ruhu büyük bir salonda yargılanır. Bu yargılama ile kişinin “Günah ve Sevapları” bir terazide tartılır. Yatık biçimde duran ölünün kalbi terazinin bir kefesine konur, diğer kefeye de ya kuş tüyü ya da bir göz konur. Burada kalp, ruh anlamına gelir. Eğer günahları ağır basarsa ölüler diyarına (yeraltına yani cehenneme) gönderilir, sevapları ağır basarsa gökyüzüne (cennete) yollanır. Başka bir deyişle ölünün ruhu ikinci hayatında ya yalan / düzensizliğe dönüşür ya da gerçek / düzenliliğe dönüşür. Ölü kişi bu mahkeme salonunda 42 Tanrıya yakarır, ardından en büyük Tanrı Osiris’e yakarır ve şöyle der: “Günah işlemedim. Ben temizim!” der.[27] (Film tavsiyesi “Gods of Egypt”: -Mısır’ın Tanrıları- adlı bu filmde bu “terazi” kavramı tam da doğru olmasa da -yine de yakın bir şekilde- anlatılmış.)

İncil ve Kur’an’daki Benzerliği-Analizi

İncil: Pavlus’tan Korintliler’e Birinci Mektup 3:13 Herkesin yaptığı iş belli olacak, yargı günü ortaya çıkacak.
Vahiy 6:5 Kuzu üçüncü mührü açınca, üçüncü yaratığın “Gel!” dediğini işittim. Bakınca siyah bir at gördüm. Binicisinin elinde bir terazi vardı. {Bu olay, Matta 25:31-33’de geçen Yargı Günü’nde ve/veya bk.[32] İncil’in Vahiy kısmında anlatılan İsa’nın geleceği yargı günlerinde -yani Kıyamet’te- olacak bir olaydır.}

[/one-third][one-third]

Kur’an: Enbiya 21 Biz ise, kıyamet gününe ait duyarlı teraziler koyarız da artık, hiç bir nefis hiç bir şeyle haksızlığa uğramaz. Bir hardal tanesi bile olsa ona (teraziye) getiririz. Hesap görücüler olarak biz yeteriz.
Araf 8 O gün tartı haktır. Kimin tartıları ağır basarsa, işte kurtulanlar onlardır. 9 Kimin tartıları hafif kalırsa, bunlar da ayetlerimize zulmettiklerinden dolayı nefislerini hüsrana uğratanlardır.
Kaari’a 8 Kimin tartıları hafif kalırsa, 9 Artık onun da anası (son durağı) “haviye”dir (uçurum).
İnşirah 1 Biz göğsünü yarıp-genişletmedik mi?

 

“Ölüler Kitabı”nda Hunefer’in öte alemde yargılanmasını anlatan bir papirüs, Hunefer’in Ölüler Kitabı (Hw-nfr) çerçeve 3, Mısır, MÖ 1450. (British Müzesi). Hunefer firavunun katibi, Mısırlı resmi yönetici ve hattat / yazardır. Soldan sağa yukarıda; tanrılar karşısında diz çökmüş Hunefer, Ra, Atum, Shu, Tefnut, Geb, Somun, Horus, İsis, Nephthys, Hu ve Sia ile Güney, Kuzey ve Batı ‘yollar’ı. Anubis; aşağıda, çakal başlı, çömelerek denge ayarını çekülle yapıyor. Dengenin / Terazinin sol kefesinde Hunefer’in kalbi, sağda ise Maat’ı sembolize eden tüy vardır. Ammit; dengenin altında, (kalp ağır basarsa kalbi yemek için bekleyen) timsah başlı, su aygırı ve aslan vücutlu bir canavar. Hemen sağında ibiş başlı Thoth, tartının sonucunu kaydediyor. Hemen sağında Hunefer ve Horus var: Horus, Hunefer’i Osiris’in tahtta oturduğu bir tapınağa yönlendiriyor. Osiris’in arkasındakiler İsis ve Nephthys tanrıçalarıdır. Önünde ise Horus’un dört oğlu tahtın altındaki bir su havuzundan yetişen iri bir zambak / lotus eşliğinde gösteriliyor.[33]

___________________
[27] Eliade, age., s. 112-146.
[28] Hatice Kelpetin Arpaguş, “Kelime-i Tevhid”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2002, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c25/c250143.pdf> ET: Nisan 2018, Cilt: 25, s. 214.
[29] Bekir Topaloğlu, “Allah”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 1989, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c02/c020464.pdf> ET: Nisan 2018, Cilt: 2, s. 471.
[30] Osman Türer, “Hû”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 1998, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c18/c180136.pdf> ET: Nisan 2018, Cilt: 18, s. 260.
[31] Yusuf Şevki Yavuz, “İlâh”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2000, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c22/c220038.pdf> ET: Nisan 2018, Cilt: 22, s. 64.
[32] Bu sitede belirttiğim maddelere/bölüme bk.
[33] British Museum, “Ölüler Kitabı“, Hunefer’in Ölüler Kitabı (Hw-nfr) çerçeve 3, Çeviren: Alper Çadıroğlu, <http://www.britishmuseum.org/research/collection_online/collection_object_details.aspx?assetId=815830001&objectId=114851&partId=1> ET: Mayıs 2018. (Buradaki açıklamayı kelimesi kelimesine -kelimelerin tüm diğer anlamlarına bakarak ve kullanarak- özenle çevirdim: Çeviride ayrıca linkteki “Associated names” başlığı altındaki bahsi geçen isimlerin açıklamalarından da faydalandım.)

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 186. KONU
TEK GÖZLÜ HORUS VE GÖRÜNMEZ AMON TANRISI

Antik Mısır’da (MÖ 3.000-1.500) insanlar öldüğünde ya yeraltına ya da gökyüzüne yani yıldızlara giderdi. Gök, dişil / ana idi. Dişilin doğurma kabiliyetinden, ölüler gökte yeniden doğardı. Firavun ayrıcalıklı olarak ikinci doğuşunda Tanrı olurdu. Ölen firavun, dolambaçlı yollardan Güneş’e ulaşır ve tahtına otururdu ve buradan yargılamaya devam ederdi. Firavunlar, Ulu Tanrı Atum’un (Ra) oğludurlar.

Bütün Kadim Mısır’daki Osiris Tanrısı’nı anlatan metinlerin özeti şudur: Osiris, Mısır’ı çok iyi yönetiyordu. Erkek kardeşi Seth ona tuzak kurdu ve onu öldürdü. Osiris’in eşi büyük büyücü İsis Tanrıçası ölü eşinden hamile kaldı ve Horus Tanrısı doğdu. Horus büyüdü ve amcası Seth’e saldırdı. Seth onun bir gözünü çıkardı lakin o gözünü geri alarak zaferi kazandı. Horus ölüler diyarına -cehenneme- indi ve babasına bir gözünü vererek onu canlandırdı. Artık Osiris’in yerine Horus geçmişti ve Osiris bu canlanma ile her şeye “Hayat Enerjisi”ni yani ruhu verdi. “Tek Gözlü Horus” da yönetici olarak devam etti. Bu hikâye MÖ 2700’lere dayanır. Osiris, oğlu Horus’un yönetiminin refahını sağlar. Yani ölen firavun, tahta çıkan firavunun yönettiği krallığın refahını sağlar şeklinde ritüel devam eder. Sonuçta firavun hem Horus’dur hem de Ra’nın oğludur. Mısır’da; MÖ 2.000’e kadar Ra kültü hâkimken sonrasında Horus kültü hâkim oldu.[34] (Buradaki tek göz kavramı, Masonik / İllüminatik Tek Göz kavramıyla ilişkilendirilebilir.[35])

 

Osiris Ailesi (Soldan sağa; Horus, Osiris ve İsis) (Louvre Müzesi)

Horus mevcudiyetini korurken, firavunlar, eski Tanrılardan “Amon”u sahneye çıkarırlar. Amon “Gizli” ve “Görünmez” bir Tanrıdır. Ra ile özdeşleştirilerek Amon-Ra adıyla anılır. Amon-Ra artık en üstün Tanrı olmuştur. Mısır, topraklarını genişletti, öyle ki MÖ 1400’lerde sınırları Suriye’ye kadar uzandı. Bu dönemlerde Amon-Ra evrensel bir Tanrıya dönüştü, Anadolu’ya kadar ulaştı. Mısır Mitolojileri’yle diğer halkların mitleri kaynaştı.[34] (Amon Tanrısı önemlidir. Çünkü; Semavi Dinler’de “gizli / görünmez olan Tek Tanrı” kavramının -görüşüme göre- öncüllerindendir.)

Tevrat ve İncil’deki Benzerliği-Analizi

Tevrat: Mısır’dan Çıkış 33:1 Rab, Musa’ya… 33:20 “Ancak, yüzümü görmene izin veremem. Çünkü yüzümü gören yaşayamaz.” 33:23 “Elimi kaldırdığımda, sırtımı göreceksin. Ama yüzüm görülmeyecek.”

İncil: Pavlus’tan Timoteos’a Birinci Mektup 1:17 Onur ve yücelik sonsuzlara dek bütün çağların Kralı, ölümsüz ve görünmez tek Tanrı’nın olsun! Amin.

___________________
[34] Eliade, age., s. 112-146.
[35] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 327)

 

SİTE DİZİNİNDEKİ 187. KONU
MÖ 5000-1000 ARALIĞINDA HERMETİZM’İN DİNLERE KATKILARI

Yazı İçeriği; Mısır bilgelerinin düşüncelerinin günümüz dinlerinde devam etmesi.

MÖ 5000 öncesinde Mısır’ın Osiris Tanrısı’nın müritlerinden Hermes (Thoth), Osiris dinini yaymaya başladı veya Mısır Tanrılar Kültü’nü kurdu. Sonrasında Hermetik rahipler Mısır’ı yönetti. Bu Hermes, Tek Tanrılı dinlere İdris peygamber olarak geçti. Yunanlılar İsa’dan önce Hermes’e Kral-Rahip-Kurucu şeklinde 3 defa büyük anlamına gelen “Trimejist” dediler.[36] (Görüşüme göre bu üçleme, İncil’deki “Baba – Oğul – Kutsal Ruh[37]” üçlemesinin öncüllerindendir / kökenlerindendir: Baba Kurucu, Oğul Kral ve Kutsal Ruh da Rahip(ler)e evrilmiş olabilir. Çünkü Yeni Ahit / İncil yazılırken Kudüs ve Yunan/Ege bağlantılıdır, öyle ki Pavlus’un seyahatlerinde bunu görmekteyiz: Zaten/ayrıca İncil’in “Vahiy” ve “Elçilerin İşleri” bölümlerinde de Kudüs ile Yunan/Ege bağlantısını görürüz çünkü elçiler oraya gitmiş ve oralardaki tanrıları, insanları ve konuşmaları -gerek normal olarak gerekse kıyamet çerçevesi altında- İncil’e yazmışlardır.[38]) Firavunlar ve rahipler Hermetik-Ezoterik örgütündeydiler.[36] (Ezoterizm; metafizik bilinmeyenleri bilir duruma gelip güçlü olma diyebiliriz.[39]) Hatta bu örgüt; piramitlerin, tapınakların ve Süleyman Mabedi’nin inşasında rol oynadılar. 1888 yılında bulunan Libya kazısında, MÖ 2000’e ait kağıtta Mabed’in yapımına ait bilgiler vardır. Hermes’in asıl adı Thoth’dur. Yunanlılar ona Hermes demişlerdir. MÖ 3000-1500 aralığında yazılan Mısır’ın Ölüler Kitabı’nda Hermes için: “İlahi kelamın ve sırların efendisi” denilmektedir. Bu, İncil’de İsa için; kainat yokken söz vardı, söz İsa’dır söylemi ile benzerlik gösterir.[36]

İncil’deki Benzerliği-Analizi

İncil: Elçilerin İşleri 14:8 Listra’da, ayakları tutmayan bir adam vardı. … 9-10 … Pavlus…, “Kalk, ayaklarının üzerinde dur!” dedi. Adam yerinden fırlayıp yürümeye başladı. 11 Pavlus’un ne yaptığını gören halk Likaonya dilinde, “Tanrılar insan kılığına girip yanımıza inmiş!” diye haykırdı. 12 Barnaba’ya Zeus*, Pavlus’a da konuşmada öncülük ettiği için Hermes* adını taktılar. (“Zeus”: Grekler’in inanışına göre en büyük ilah. | “Hermes”: Grekler’in inanışına göre, Zeus’un özel yardımcısı ve sözcüsü olan ilah.)

MÖ 1500’lerde firavunlar Mısır’da “Büyük Beyaz Kardeşlik” örgütünü kurdular. İnsanları eğitmek için dünyaya yayılmış 12 okul vardı. Merkezi Mısır’da idi, burası 13. en yüksek okuldu. Okulları rahipler-bilgeler yönetiyordu.[36] (Görüşüme göre… Aynı “13. olan İsa ve 12 elçisi[40]” gibi ve/veya bu 12 elçinin inançlarını yayması adına dünyaya yayılması[37] gibi veya Tevrat ve Kur’an’daki “12 İsrailoğulları kabilesinin[41]” dünyaya yayılması gibi… 12 elçiden dolayı İsa’nın 13. olduğu elbetteki düşünülebilir. Yuhanna 10:25 İsa onlara şu karşılığı verdi: … 30 “Ben ve Baba biriz.” Buradan İsa ve Tanrı’nın/Elohi’nin aynı ve/veya aynımsı olduğunu çıkartabiliriz: Dolayısıyla “13 uğursuzluğu” da bununla alakalı olabilir. İsa ve 12 Elçi durumunun kökeni de -yine görüşüme göre- Sümerlerdeki “12 Burç[41]” olgusudur.)

Büyük Beyaz Kardeşlik örgütünün simgesi olan “Haç” işaretini MÖ 1300’lerde firavun Akhenaton yapmıştı.[36] (Görüşüme göre bu Haç, Hristiyanlığın sembolü olan “Haç”ın kökenlerinden birisidir.) Bu örgütün bilgeleri Kral Süleyman (Hz. Süleyman – MÖ 1000’ler) zamanında ilk Mason locasını kurdular.[36]

 
[one-half-first]

“Ölüler Kitabı” (Nestanebetisheru’nun cenaze papirüsü, 52. sayfa / çarşaf), MÖ 940. (British Müzesi). Tahtta oturan: Ra / Ra-Horakhty / Horakhty / Ra-Harmachis (tanrı, erkek, Mısır). Ayaktaki: Thoth / Thot (tanrı, erkek, Mısır). Thoth Ay tanrısıdır, bilgin-bilimci baş katiptir, tanrı ile insan arasında arabulucudur, yeraltı dünyasında / cehennemde / ruhlar diyarında / ölüler diyarında kayıt tutucudur.[42]
[/one-half-first][one-half]

Hermes (National Roman Museum)

[/one-half][clearfix]

___________________
[36] Turgut Gürsan, “Dünya’nın Gizli Tarihi: Antik Çağlardan Günümüze” Pegasus Yayınları: 138, İstanbul, Özel Baskı, 1. Baskı 2008, s. 1-10.
[37] Bu sitede bk. İncil, Matta 28:19; (Kısaltma: 28:16-18 İsa, öğrencilerine) “…gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin.” [Bu öğrenciler “Onikiler” olarak bilinip İsa’nın elçileridir -havarileridir-: Bunun için hemen aşağıdaki dipnot 40’a bk. ve (Özet: Markos 14:17,18,23,24 İsa, Onikiler’le birlikte akşam -son- yemeğindeyken bir kase şarap aldı, içti…) ve de aynı linkte “Sözlük” bölümündeki bk. ‘Onikiler’.]
[38] Pavlus’un İncil’i yaymak için yaptığı seyahatlere bakmak için “İncil…” age., s. 522, 523 (haritalar bölümü). Pavlus’un, bazı elçilerin ve bazı emektaşların gezdikleri yerler arasında Yeruşalim, Sezariye, Antakya, Efes, Korint, Atina, Roma ve daha birçok yer vardır Age., s. 220 (Elçilerin İşleri ‘Giriş’ yazısı). Flm.23-24 Mesih İsa uğruna kendisiyle birlikte tutuklu bulunduğum Epafras, emektaşlarım (Kol.4:10 Barnaba’nın yeğeni Markos), Aristarhus, Dimas ve Luka sana selam ederler. Vahiy 1:9 …ben Yuhanna, Tanrı’nın sözü ve İsa’ya tanıklık uğruna Patmos denilen adada bulunuyordum. (Yani Yuhanna vahyi Aydın ilinin solundaki Patmos adasında almıştır). Bu sitede bk. Vahiy Bölümü.
[39] TDK, Büyük Türkçe Sözlük, -arayınız- “Ezoterik”, <http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts> Erişim: Nisan 2018.
[40] Bu sitede belirttiğim maddelere -isimler için- bk. İncil Markos 1:16-20, Matta 10:2-4 ve Markos 2:14; 3:14-19; Matta 10:1-4.
[41] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 168) (Bu konuda  tarihteki “12 sayısı”nı işlemiştim).
[42] British Museum, “Ölüler Kitabı“, Nestanebetisheru’nun cenaze papirüsü, Çeviren: Alper Çadıroğlu, <http://www.britishmuseum.org/research/collection_online/collection_object_details.aspx?assetId=711359001&objectId=112774&partId=1> ET: Mayıs 2018, 52. sayfa/çarşaf. (Buradaki açıklamayı kelimesi kelimesine -kelimelerin tüm diğer anlamlarına bakarak ve kullanarak- özenle çevirdim: Çeviride ayrıca linkteki “Associated names” başlığı altındaki bahsi geçen isimlerin açıklamalarından da faydalandım.)

[/one-third][clearfix]

 


 

KAYNAKÇA

ARPAGUŞ Hatice Kelpetin, “Kelime-i Tevhid”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2002, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c25/c250143.pdf> ET: Nisan 2018.

British Museum, “Ölüler Kitabı“, Ani’nin papirüsü (çerçeve 3), Çeviren: Alper Çadıroğlu,<http://www.britishmuseum.org/research/collection_online/collection_object_details.aspx?assetId=684647001&objectId=113335&partId=1> ET: Mayıs 2018. British Museum, “Ölüler Kitabı“, Hunefer’in Ölüler Kitabı (Hw-nfr) çerçeve 3, Çeviren: Alper Çadıroğlu, <http://www.britishmuseum.org/research/collection_online/collection_object_details.aspx?assetId=815830001&objectId=114851&partId=1> ET: Mayıs 2018. British Museum, “Ölüler Kitabı“, Nestanebetisheru’nun cenaze papirüsü, Çeviren: Alper Çadıroğlu, <http://www.britishmuseum.org/research/collection_online/collection_object_details.aspx?assetId=711359001&objectId=112774&partId=1> ET: Mayıs 2018.

ÇADIROĞLU Alper, Mutlak Bilim, <https://www.mutlakbilim.net> ET: 2018.

ÇİFÇİ Meryem K., “Eski Mısır Dininde Tanrı ve Öte Dünya İnancı“, Selçuk Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, Konya 2010, <http://acikerisim.selcuk.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/123456789/6735/274272.pdf?sequence=1&isAllowed=y> ET: 29 Haziran 2018.

ELIADE Mircea, “Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi”, Cilt 1: Taş Devrinden Eleusis Mysteria’larına, Çeviri: Ali BERKTAY, Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2003.

ERGİN Hasan, “Mısırlıların Dini İnanç ve Adetleri: Milattan Önceki Devirler“, Gazi Üniversitesi, Master Tezi, Ankara 2007, <https://s3.amazonaws.com/kaynakca/584c13cc-dcc0-41c6-98a6-619fb64ac16c/357-misirlilarindiniinancveadetleri(milatdanoncekidevirler)(hasanergin)(ankara-2007).pdf> ET: 29 Haziran 2018.

GÜRSAN Turgut, “Dünya’nın Gizli Tarihi: Antik Çağlardan Günümüze” Pegasus Yayınları: 138, İstanbul, Özel Baskı, 1. Baskı 2008.

HARRISON Ellie, “The Treasure Hunters” Man-made Treasure: Episode 2 of 2, BBC One [TV Belgeseli], 14 Nisan 2014, <http://www.bbc.co.uk/programmes/b040zb5q> ET: Nisan 2018.

İncil (Müjde): İncil’İn Çağdaş Türkçe Çevirisi, Kitab-ı Mukaddes Şirketi, Zirve Yayıncılık ve Dağıtım, Yeni Yaşam Yayınları, Acar Basım, Yeni Çeviri: 1987-1994-2001, İstanbul, 6. Basım: Temmuz 2008.

Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Anlamı: Meal ve Sözlük, Meali Hazırlayan: Ali Bulaç, Bakış Yayınları, İstanbul 1985.

Kutsal Kitap: Eski ve Yeni Antlaşma (Tevrat, Zebur, İncil), Kitab-ı Mukaddes Şirketi, Yeni Yaşam Yayınları, Yeni Çeviri, İstanbul 2001-2009, <https://incil.info/kitaplistesi> veya <https://www.kitabimukaddes.com/kutsal-kitap-hakkinda-bilgilendirme-ve-tam-metni/> ET(ler): 2011-2018.

TDK, Büyük Türkçe Sözlük, <http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts> Erişim: Nisan 2018.

TOPALOĞLU Bekir, “Allah”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 1989, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c02/c020464.pdf> ET: Nisan 2018.

TÜRER Osman, “Hû”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 1998, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c18/c180136.pdf> ET: Nisan 2018.

YAVUZ Yusuf Şevki, “İlâh”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2000, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c22/c220038.pdf> ET: Nisan 2018.

Hazırlayan: Alper ÇADIROĞLU
Son güncellendiği tarih: 24 Ağustos 2018