Konu 63-64: 1- Dünya’nın Oluşumu ve Evrim Hakkında Ön Bilgiler 2- Genetik: DNA ve RNA

Dünya’nın Oluşumu ve Evrim Hakkında Ön Bilgiler

“Yıldızlarda üretilip dağılma veya patlama eşliğinde yıldızlararası ortama saçılan hafif ve ağır elementler daha sonra yıldızlara dönüşecek olan bulutsuları oluşturur: Hepimiz yıldız tozuyuz.” “Gaz ve toz içeren moleküler bulutların sıkışmasıyla yıldızlar oluşur. Bir moleküler bulutun (bulutsu/nebula) parçalar halinde belli bölgelerde sıkışmasıyla (yoğunlaşmasıyla) onlarca veya yüzlerce yıldız oluşabilir. Güneş yıldızı ve Güneş Sistemi de bir bulutsunun yoğunlaştığı bir bölgede ~4,6 milyar yıl önce oluşmaya başladı (veya oluştu).” “Güneş oluşurken etrafındaki gaz ve toz parçaları da birbirine çarpıp büyüyerek gezegen, uydu, asteroit(/d), kuyrukluyıldız gibi yapıları oluşturmuştur.” “Gökcisimlerinin çarpması, kimyasal tepkimelerle gaz çıkışlarının olması ve saireyle (ve giderek ısınıp demir-nikelin eriyip merkeze, silikatların da üst kısma hareket edip yerleşmesiyle ve sonra soğumayla) Dünya’nın kıta, okyanus ve atmosferi oluştu: Şu an Dünya’da olan tüm kimyasal yapılar (yapaylar hariç) başlangıçtaki nebulada vardı ve/veya ondan oluştu.”[1]. Dünya’nın yaşı ~4,5 milyar yıldır.[2]

Dünya’nın ilk oluşma aşaması olup 4,6 ile 4 milyar yıl öncesi aralığı kapsayan döneme Hadeyan denir.[3] Bu dönemde Dünya ve yüzeyi sıcak eriyik (element/molekül çorbası) halindeydi:[3] Magmatik[4] (volkanik[5]) farklılaşma[4] (ayrışma[5]) sonucu kıtasal kabuk blokları (ilksel kaya/toprak) oluştu.[4] ~4,5 milyar yıl önce Mars büyüklüğünde Theia adlı bir ön-gezegen[6] Dünya’ya çarptı ve Dünya’dan bir kütle kopardı: Bu, uydumuz Ay’a dönüştü.[2] Sonraki 500 milyon yıl içinde su bulunduran kuyruklu yıldızlar, meteorlar ve galaktik molozlar Dünya’ya çarptı: Bu durum okyanusların oluşmasına büyük katkı sağladı.[2][7][8] Yanı sıra Dünya’yı oluşturan malzemede su vardı.[3] Hadeyan döneminde Dünya yüzeyi sıcaklığı gittikçe azaldı (soğudu), bu sayede (gerek bu dönemin sonlarına doğru ve gerek devam eden dönemde) (Levha Tektoniği eşliğiyle de) kıtalar ve okyanuslar oluştu.[3][7] Bir mineral olan bilinen en eski zirkon (ZrSiO4) kristalleri 4,4 milyar yıl yaşındadır.[9] Zirkon: İlk oluşan katı kabuk malzemesidir.[10] Hadeyan dönemindeki atmosfer magmatik aktivite[11] sayesinde oluşmuş olup[7] çok su buharı, az CO2 (ve daha az H2S, N2, H2, CO, He, CH4, NH3) barındırıyordu.[11]

Evrende H ve O elementleri bolca bulunur: Evrendeki suyun çoğu, yıldızların oluşum aşamasında bir yan (ikincil) ürün olarak üretilir: Yıldızlar, oluşumlarının sonuna doğru geniş bir gaz-toz (yıldız rüzgarı) yayarlar: Bu akış şok dalgaları eşliğinde yıldızın çevresindeki moleküler buluttaki gazı sıkıştırıp ısıtır: Bu sayede su, bu sıcak ve yoğun olan gazda hızla üretilir.[12]

4 ile 2,5 milyar yıl öncesi aralığı kapsayan döneme Arkeyan denir.[13] Dünya 4,1 ile 3,8 milyar yıl öncesi aralığında yoğun asteroid çarpışmalarına maruz kaldı.[14] Arkeyan döneminin başlarında (soğumanın da eşliğiyle) Dünya yüzeyi kıta ve okyanuslarla kaplandı.[15] Kıtalar (köken ve temel olarak); ağır elementlerin alta, hafif elementlerin ise üste çıkmasıyla: Okyanuslar ise (yine köken ve temel olarak) bulutlardaki su buharının yağmur şeklinde yağmasıyla oluştu.[16] Atmosfer sıcaklığının suyun kaynama sıcaklığının (100°C) altına düşmesiyle ∼40.000 yıl boyunca yağan yağmurla okyanusların oluşması neticesinde (buna bağlı olarak) (∼3,5 milyar yıl öncesine kadarki süre boyunca) atmosferdeki su buharı azaldı ve diğer atmosferik gazlar ise arttı.[11][17] Dünya’daki ilk canlılar bakteriler[18] ve/veya arkeler olup ilk olarak ∼3,5 milyar yıl önce[19] milyonlarca yıl boyunca aşamalı olarak kimyasal ve moleküler evrimle[20] (yani elementlerin birleşmesiyle) oluşmuşlardır: Neticede cansızdan canlı oluşmuştur[21].

Günümüzde Dünya’nın toplam kütlesini şu elementler oluşturur: %32,1 demir, %30,1 oksijen, %15,1 silisyum, %13,9 magnezyum, %2,9 kükürt, %1,8 nikel, %1,5 kalsiyum, %1,4 alimünyum; kalan %1,2 ise az miktardaki diğer elementlerdir. Çekirdeği ise %88,8 demir, %5,8 nikel, %4,5 kükürt ve %1’den azı ise iz elementlerden oluşur.[22]

Biyogenez, canlının cansız maddeden oluşmadığı görüşü olup[20] daha çok mitolojide kendini bulur; abiyogeneze karşı çıkar[20][23]. Abiyogenez, Dünya’da yaşamın canlı olmayandan nasıl gelişebildiğinin -yani yaşamın kökeninin- araştırılmasıdır; canlının cansız maddeden oluştuğu konusudur.[24] (Şu notumu eklemeliyim: Canlı, hücrelerden; hücreler, elementlerden ve/veya atomlardan oluşur; atomlar cansızdır. Yani canlı dediğimiz şeyin yapı taşı cansızdır: O halde “Canlıya nasıl canlı deriz?”, orası da ayrı bir tartışma konusudur. Belki de ya tüm evren canlıdır ya da tüm evren cansızdır!..) Evrim Teorisi/Kuramı, ‘cansız maddeden canlı oluşumu’ konusu üzerinde doğrudan durmaz; bu kuram, oluşmuş ilk canlılardan diğer canlılara evrimle (dönüşümle, değişimle ve/veya ortama uyum sağlayabilmeyle) geçildiğini savunur. Yani ilk canlıların nasıl oluştuğu kısmıyla Evrim Kuramı muhatap olmaz, ona göre asıl konu canlıların evrilmesidir.[25]

Yaşamın oluşumunu sağlayan temel kimyasal moleküller şunlardır; metan (CH4), amonyak (NH3), su (H2O), hidrojen sülfür (H2S), karbonmonoksit (CO), karbondioksit (CO2), fosfat (PO43-).[24] Elementlerin çoğu elektronlarını tamamlama eğilimindedirler. Serbest halde bulunan elementler küme oluşturabilme -bileşik/molekül olma- potansiyeline sahiptir. (Benzetme yapacak olursam: Bardaktaki çayın üstündeki baloncuklar birleşip içi içe geçerek büyürler.) H’nin 1, O’nun 8 elektronu vardır: 2 H ile 1 O birleşerek, elektron yörüngelerindeki boşlukları doldurmuş olurlar: Bu ve diğer kimyasal bağ örneklerinde çekirdekler birleşmez, atomların yan yana gelip elektronlarını ortak kullanma durumu söz konusudur. Moleküllerdeki elementler, daha sağlam bir yapıya döndükleri için birleşirler.[26] (Benzetme yapacak olursam: Temeli boşluklarla dolu çürük bir binada insanlar yaşamak istemez fakat temeli boşluksuz ve sağlam olan bir binada insanlar yaşar. Bkz. Bölüm sonu resimler.) Karbonun bağlanabilme potansiyeli çok yüksektir: Karbon, canlı oluşumunun temel yapı taşıdır.[27]

Charles Darwin yaşamın ilk kıvılcımı olarak ılık bir su birikintisinde amonyok, fosfor tuzları, güneş ışığı, sıcaklık, elektrik akımı vb. ile ilk proteinlerin oluşabileceğini söylemiştir. A. I. Oparin; yaşamın oksijensiz ortamda, güneş ışığının etkisiyle; organik moleküllerin koaservat damlacığını oluşturmasıyla başlayabileceğini söyler. Koaservat; elementlerin yoğun olarak birleşmesiyle oluşan, canlı ve cansız arası özellik gösteren, “canlıların ortak atası” olan; metabolizma, büyüme ve bölünme/çoğalma özelliklerine sahip damlacık halindeki kümelenmedir. Koaservat damlacıklarının varlığı deneylerle kanıtlanmıştır.[24][28][29]

Başlangıçtan -yani 3,3 milyar yıl öncesinden- günümüze kadar kıtaların oluşumu veya kıtasal sürüklenme. Her karenin sol üstünde “zaman dilimleri”nin üstten aşağıya daraldığı kademeler gösterilmiştir: Sol alttaki “Myr” milyon yıl önce olup ‘günümüzden kaç milyon yıl önce’ olduğudur; 3300 myr 3,3 milyar yıl önce, 744 myr 744 milyon yıl önce gibi: “Supercontinent” ile Süperkıta isimleri gösterilmiştir: Figürün en önemli özelliği ise şudur: Sağ altta ve haritalarda belirtilen ilgili renkler günümüz kıtalarına dönüşegelişen parçalardır. (Yapım: Algol -Youtube channel-) (Görselleri videodan kareler olarak alıp birleştiren: Alper Çadıroğlu)[30.1/Figür 1a]
Kıtasal Sürüklenme: 1,3 milyar yıl öncesinin gösterimi ile 650 milyon yıl öncesinden günümüze kadar olan gösterim: En sağ alt günümüzden 250 milyon yıl sonraki kıtaların halidir. En sol üstte başlıca kıtasal parçalar gösterilmiştir. Haritaların üzerindeki “ad”(landırma)lar eskiler ile günümüzdekilere dönüşegelişen yer-bölge vs. adlarıdır. Sağ tarafta “Mountains” dağlar, “Land” kara/toprak, “Shallow seas” sığ denizler, “Ocean basins” okyanus havzaları: “Subduction zones” plaka bölgeleri; dünyanın yüzeyini-kıtalarını oluşturan/yapan, yavaşça akıp/kayıp hareket ederek uzun sürelerde kıtaların uzama, yükselme vs. gibi görünümünü ve yerini değiştiren, birbiri altına kayabilen, deprem ve volkanlara neden olan büyük ve geniş kaya tabakaları/katmanları veya dünyanın levhaları/plakaları; bir katlı bir evin çok derin bir temeli olarak da düşünebilirsiniz. Aşağı ortada “zaman dilimi” ve bir üstünde “milyon yıl önce”ler gösterilmiştir. En alt soldaki “ice cap” buz örtüsüdür. (Yapım: C.R. Scotese, PALEOMAP Project: Encyclopædia Britannica, Inc.) (Görselleri birleştiren: Alper Çadıroğlu)[30.2/Figür 1b]

 

Genetik: DNA ve RNA

Tam bu kısıma “Genetik: DNA ve RNA” adlı yazımı ‘aynen’ atmayı uygun gördüm çünkü evrimi anlattığım bu uzun ve detaylı yazımda genetiğin de olması lazımdı. Sitemde tekrarlanmış tek yazı budur başka yoktur: Eğer okuduysanız bu kısımı geçebilirsiniz (alttaki 4 paragraf veya alttaki 30. dipnota kadar olan kısım). Bahsi geçen genetik yazımı sitemde ayrı bir bölüm olarak ele almamın sebebi ‘sadece genetiği’ merak edenler oraya ulaşıp okuyabilsin diyedir.

RNA: RNA’dan İlk Hücreye ve Günümüze Yolculuk. Ateşler içinde kaynayan kazan olan dünyanın dış kabuğu soğuyunca, 4,4/4,3 milyar yıllık zirkon kristalleri dünyanın en yaşlı maddesi olarak oluşur. En yaşlı kayalar ise 4 milyar yıllıktır. İlk canlılar -bakteriler- 3,5/3 milyar yıl önce oluştu. Sonra canlı türleri patladı… Canlılar kalıtsal bilgileri -yani yaşamı- DNA ve RNA molekülleri ile sağlarlar. Bu molekülleri iplik gibi düşünün; elimde bir tombala var, torbanın içinde 4 farklı harf var, çektim, birisi geldi onu ipe astım, çektiğimi tekrar torbaya attım karıştırdım sonra yine çektim herhangi biri geldi onuda ipe astım… Sırayla bu şekilde ipe dizdim. İşte size gen… Bu harfler -periyodik cetveldeki karbon, hidrojen, oksijen gibi- elementlerin yani atomların birleşmesiyle oluşur: bk. Görsel A. Genler protein yaparlar, proteinlerden de canlı oluşur. Bu tüm canlılığın “temel” mekanizmasıdır. Dünyanın ilk zaman koşulları sağlanarak, laboratuarda; DNA’nın, RNA’nın ve Proteinlerin yapıtaşları oluşturulmuştur. Sonuç olarak “yaşamın temeli” olan bunların varlığı ilk zamanlarda dünyada mevcuttur. Yapılan deneylerde RNA kendi kendini kopyalamıştır, bu kopyalamada da değişimlere uğramıştır. Sonra sırasıyla RNA’dan DNA ve Protein sentezi oluşarak, zamanla da bu moleküller zarlar içinde toplanarak ilk canlılar oluşmuştur. Burada anlattığım hikaye cansızdan canlı oluşumudur. Yani elementlerin birleşerek Rna’yı oluşturması ve sonrasında hücrenin -kabın- oluşmasıdır. Bu ilk hücre Mars’da oluşmuş da olabilir ve oradan kopan meteorların Dünya’ya çarpması sonucu Dünya’da yaşam başlamış da olabilir. Dünya’da RNA, DNA ve ilk hücrenin oluşabileceği en ideal yer, okyanus tabanlarından çıkan sıcak gazların etrafı gibi gözükmektedir.

DNA: Deoksiribo Nükleik Asit. Bir anne gebe kaldığında sadece 1 hücre oluşur. Bu hücrenin çekirdeğinde adeta bir zincirden oluşmuş 1 DNA molekülü bulunur. Zinciri oluşturan A, T, G ve C molekülleridir, bunlara nükleotit denilir. Bu küçük moleküller de hep aynı elementlerin birleşiminden oluşur. Nükleotitler tüm insan, hayvan ve bitkilerde aynıdır. Bunların farklı dizilimleri ile farklı canlılar oluşmuştur. Siz ile kardeşiniz arasında dizilim farkı az, siz ile karpuz arasında dizilim farkı biraz daha fazladır. Ama siz ile karpuzun temel yapısı aynıdır. Örneğin insan ile şempanze arasındaki gen dizilimi %98,4 aynıdır. Başlangıçta sizi oluşturacak olan tek hücre, DNA’nın kopyalanması ile ikiye bölünür. Sonra 4’e, 8’e, 16’ya derken bölünme trilyonlarcayı bulur. İlk hücredeki DNA; vücudunuz nasıl olacak, kişiliğiniz nasıl olacak, hayatta neler yapacaksınız gibi sizi siz yapacak bütün bilgileri içerir, kopyalanma ile bu bilgi değişmez olduğu gibi kalır. İnsanda 1 katrilyon hücre vardır. Her hücrede DNA vardır. Bir hücredeki 1 DNA molekülündeki dizilim; 46 ciltlik kitap yazısına denk gelir, yani 46 kitaptan oluşan 46 ciltlik ansiklopedi kitaplarına benzer. Her bir cilde Kromozom adı verilir. Her bir ciltteki sayfalara da Gen adı verilir. Bırakın gen sayımızı hesaplamayı, DNA sayısını hesaplamaya kalksak bile akıl almaz bir sayıya ulaşırız. Protein vücudumuzun çoğunu oluşturur. DNA verdiği kodlarla amino asit üretir. Amino asitler dizilerek proteini meydana getirir. Yani DNA protein üretim merkezidir. Protein vücuttaki kimyasal süreçleri yönetir. DNA hiçbir zaman yaşlanmaz. DNA ya da Genler ölümsüzdür. Nesilden nesile aktarılır. Ciltlerin sayfalarındaki kelimelere baktığımızda, dünyada yaşamış gelmiş geçmiş tüm canlıların isimlerini okuyabiliriz, yani izlerini görebiliriz. Empati kurarak bir köpek gibi düşünebilmenizin sebebi budur!.. Bizler DNA’yı koruyan bir kalkan gibiyiz ya da onu koruyan bir makine gibiyiz. DNA bizim için yaşamıyor, biz DNA için yaşıyoruz.

DNA’nın Yapısı: Bütün Canlılar DNA’dır. İnsanların genlerinin %99,9’u aynıdır. Her hücremizde bir çekirdek ve bunun içinde de kromozomlar bulunur. Bizi oluşturan ve yaşatan bu kromozomların 23’ü anneden 23’ü babadan gelir. Kromozomlar uzun DNA iplikçiklerinden oluşur. Yine her hücremizde 2 metre civarı DNA sıkışık olarak bulunur. Her bir DNA parçası 3 milyar grup kadar şifre içerir. “DNA canlı bir yapı değildir cansızdır!..” DNA bütün canlıların yapıtaşıdır. H, O ve N elementlerinin farklı dizilmesiyle 4 tane grup oluşur. Bu grupların üst üste farklı dizilmeleriyle de DNA oluşur. DNA’dan gelen bilgi, bağlarla RNA’ya ulaşır. RNA da bu bilgilerle H, O, N, C vb. elementlerden oluşan aminoasitleri uc uca ekleyerek proteinleri oluşturur. Her hücrede 100 milyon protein vardır. Proteinler de vücudumuzu meydana getirir. Kısacası DNA bütün genetiğimizi ve vücudumuzu oluşturur. H, O, N ve C elementleri dünyadaki tüm canlıların bedenlerinin neredeyse tamamını oluşturur. C burada bağlayıcı özellik gösterir. Dünyadaki canlıların farklı olmasının sebebi DNA’daki H, O ve N’un farklı diziliminden başka birşey değildir. Bütün canlıların genetik yapısı aynıdır. Atomlar birleşerek elementlere, elementler birleşerek canlıları oluşturur. Günümüz insanla bir köpeğin genetik diziliminin ∼%88’i, ev faresiyle ∼%77’si, tavukla ∼%62’si, muzla ∼%60’ı, pirinçle ∼%53’ü, patatesle ∼%50’si, algle ∼%30’u, mantarla ∼%20’si ve plazmodyumla ∼%3’ü tamamen aynıdır. (Ayrıca şunu belirtmeliyim ki insanın gen/DNA dizilimleri bitkilere daha az hayvanlara daha çok benzer ya da şöyle de diyebiliriz bitkilerin gen dizilimleri hayvanlara daha çok insanlara daha az benzer, ama tüm canlıların gen/DNA yapısı “temelde” aynıdır.)

DNA’nın Değişmesiyle Yeni Bir Canlı Türünün Oluşması. Günümüzde yaklaşık 1,5 milyon canlı türü vardır. 1 milyonu hayvanlar, 250 bini bitkiler, 100 bini mantarlar diyebiliriz. Bu canlıların hepsi aynı sistemdeki DNA’lardan oluşur. DNA, protein yapar. Tüm canlıların proteinleri değişmeksizin aynı 20 aminoasitten oluşur. Bu proteinler de canlıların vücudunu oluşturur. Bu durum bütün canlıların ortak atadan geldiğinin kanıtıdır. DNA ipliğinin üstünde 4 farklı harf vardır, bunlar AGGASGTGTTAS.. gibi farklı şekilde sıralanırlar. Bu harfler, elementlerden oluşur: bk. Görsel A. Farklı canlı türleri bu sıralamalarla / dizilimlerle oluşur. Dizilim az benziyorsa türler uzak akraba, çok benziyorsa yakın akraba olurlar. Bu gen dizilimlerinin %1’i yaklaşık 1 ile 10 milyon senede mutasyonla değişir ve bu değişim sürecinin başlangıcından itibaren yeni türler de oluşur, yani değişim %1’in altında olsa dahi yeni türler oluşabilir. Bu mutasyon şöyle; DNA’daki genler protein kodlar, bazı proteinler değişikliği sever yani esnektir, bu proteini kodlayan gen zamanla değişir, olay bu! Her yıl yeni grip tiplerinin yani virüslerin oluşması ve bakterilerin antibiyotiklere direnç gösterip farklılaşması çok kısa sürede mutasyonla oluşan yeni türlere örnektir. Bunlar laboratuvar deneyleriyle kanıtlanmıştır. Tabii büyük / kompleks canlılarda bu süre onbinlerce/yüzbinlerce senedir. Bir de sözdegenler vardır. Bunlar işlevini kaybetmiş DNA’da taşınan fazlalık genleridir ve zamanla değişime uğrarlar. Yeni türün ortaya çıkışında etkilidirler. Yeni bir tür oluşturacak mutasyonlar onbinlerce, yüzbinlerce senede -birikerek- meydana gelir. Mutasyonlar aslında genlerin yaptığı “hata”lardır: Bu hatalardan hangisi “yaşamaya daha elverişliyse veya diğer türlere oranla hayatta kalmaya daha yatkınsa/güçlüyse” bu gen/DNA kendini devam ettirir, diğer elverişsiz mutasyonlar ise yok olur gider. Uzun süre zarflarında bu hataların olması kaçınılmazdır. Mutasyonların sebeplerinin temelinde ise şu vardır: Elektromanyetik dalgalar genlerdeki atomlara/parçacıklara çarpıp bu hatalara sebebiyet verir yani elektron bağları kırılır/değişir ve moleküler bağlarda değişimler olur.[30.3] (Bahsi geçen kısmın sonu burasıdır).

RNA ve DNA. (Üst: Ankara Ü., Veterinary, U. R. Fidancı | Orta: EnLIST Chemistry Workshop, University of Illinois | Alt: Get Your Image, ThingLink) (Üst ve orta için düzenleme: Alper Çadıroğlu)[30.3][31/Figür 1c]

 

KAYNAKLAR

[1] Arşivdeki şu yazıma bk. (Konu 8).
[2] Arşivdeki şu yazıma bk. (Konu 14).
[3] Wikipedia Contributes, “Hadean”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Hadean> Erişim: 9 Aralık 2018.
[4] Wikipedia Autoren, “Hadaikum”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Hadaikum> Erişim: 9 Aralık 2018.
[5] Wikipedia Autoren, “Magmatische Differentiation”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Magmatische_Differentiation> Erişim: 9 Aralık 2018.
[6] Wikipedia Autoren, “Theia (Protoplanet)”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Theia_(Protoplanet)> Erişim: 10 Aralık 2018.
[7] Contributeurs de Wikipédia, “Hadéen”, Wikipédia, l’encyclopédie libre, <https://fr.wikipedia.org/wiki/Hadéen> Erişim: 10 Aralık 2018.
[8] Wikipedia Contributes, “Origin of water on Earth”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Origin_of_water_on_Earth> Erişim: 10 Aralık 2018.
[9] Wikipedia Autoren, “Zirkon”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Zirkon> Erişim: 10 Aralık 2018.
[10] Wikipedia Contributes, “Hadean zircon”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Hadean_zircon> Erişim: 10 Aralık 2018.
[11] Wikipedia Autoren, “Entwicklung der Erdatmosphäre”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Entwicklung_der_Erdatmosphäre> Erişim: 10 Aralık 2018.
[12] Contributori di Wikipedia, “Acqua”, Wikipedia, L’enciclopedia libera, <https://it.wikipedia.org/wiki/Acqua> Erişim: 11 Aralık 2018.
[13] Wikipedia Autoren, “Archaikum”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Archaikum> Erişim: 11 Aralık 2018.
[14] Wikipedia Contributes, “Late Heavy Bombardment”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Late_Heavy_Bombardment> Erişim: 11 Aralık 2018.
[15] Wikipedia-bijdragers, “Geschiedenis van de Aarde”, Wikipedia, de vrije encyclopedie, <https://nl.wikipedia.org/wiki/Geschiedenis_van_de_Aarde> Erişim: 11 Aralık 2018.
[16] Col·laboradors de Viquipèdia, “Història de la Terra”, Viquipèdia, l’Enciclopèdia Lliure, <https://ca.wikipedia.org/wiki/Història_de_la_Terra> Erişim: 12 Aralık 2018.
[17] Wikipedia Autoren, “Erdatmosphäre”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Erdatmosphäre> Erişim: 12 Aralık 2018.
[18] Wikipedia Contributes, “Bacteria”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Bacteria> Erişim: 12 Aralık 2018.
[19] Wikipedia Contributes, “Archaea”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Archaea> Erişim: 12 Aralık 2018.
[20] Wikipedia Contributes, “Biogenesis”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Biogenesis> Erişim: 12 Aralık 2018.
[21] Çağrı Mert Bakırcı’nın kendi Youtube videosunda söylediğidir, bağlantı eklenecek.
[22] Wikipedia Contributes, “Earth”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Earth> Erişim: 9 Aralık 2018.
[23] Wikipedia Autoren, “Spontanzeugung”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Spontanzeugung> Erişim: 13 Aralık 2018.
[24] Wikipedia Katılımcıları, “Abiyogenez”, Vikipedi, Özgür Ansiklopedi, <https://tr.wikipedia.org/wiki/Abiyogenez> Erişim: 2 Temmuz 2011 ve 9 Ağustos 2017 (bahsi geçen linke hem 2 temmuzda hem de 9 ağustosta erişilmiştir); Wikipedia Contributes, “Abiogenesis”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Abiogenesis> Erişim: 15 Aralık 2018.
[25] Wikipedia Katılımcıları, “Evrim”, Vikipedi, Özgür Ansiklopedi, <https://tr.wikipedia.org/wiki/Evrim> Erişim: 3 Temmuz 2011 ve 10 Ağustos 2017.
[26] Wikipedia Autoren, “Chemische Bindung”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Chemische_Bindung> Erişim: 13 Aralık 2018.
[27] Wikipedia Contributes, “Carbon”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Carbon> Erişim: 13 Aralık 2018.
[28] 1-27 arası dipnotlar için daha fazlası için bk.: Wikipedia Contributes, “Precambrian”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Precambrian>; Wikipedia Autoren, “Präkambrium”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Präkambrium>; Wikipedia Contributes, “Proterozoic”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Proterozoic>; Erişimler: 4 Temmuz 2011 ve 11 Ağustos 2017 (Bahsi geçen linklerin tümüne hem 4 temmuzda hem de 11 ağustosta erişilmiştir); Wikipedia Autoren, “Proterozoikum”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Proterozoikum>; Wikipedia Contributes, “Earth”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Earth>; Wikipedia Autoren, “Erde”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Erde>; Wikipedia Katılımcıları, “Bakteri”, Vikipedi, Özgür Ansiklopedi, <https://tr.wikipedia.org/wiki/Bakteri> Erişimler: 5 Temmuz 2011 ve 12 Ağustos 2017.
[29] 1-27 arası dipnotlar için daha fazlası için bk.: Mehmet Kerem Doksat, “Evrenin ve İnsanın Evrimi”, Historical Sense, 16 Haziran 2001, <http://www.historicalsense.com/Archive/e_i_evrimi_1.htm> Erişim: 6 Temmuz 2011 veya <http://historicalsense.tripod.com/Archive/e_i_evrimi_1.htm> Erişim: 9 Nisan 2019, s. 1-3; Atilla Kazancı, “İnsan Ailesinin Biyokültürel Evrimi”, Historical Sense, 7 Eylül 2002, <http://www.historicalsense.com/Archive/Fener56_1.htm> Erişim: 7 Temmuz 2011 veya <http://historicalsense.tripod.com/Archive/Fener56_1.htm> Erişim: 9 Nisan 2019: Ayrıca (ek olarak) bk. Bill Bryson, “Hemen Her Şeyin Kısa Tarihi”, Çevirmen: Handan Balkara, Boyner Yayıncılık, İstanbul, 2005, <https://kozmopolitaydinlar.files.wordpress.com/2012/09/hemen-her-c59feyin-kc4b1sa-tarihi-bill-bryson.pdf> Erişim: 8 Temmuz 2011, s. 26-34. [“Ayrıca (ek olarak)”lar kaynakçada gösterilmemiştir.]
[30.1] Figür 1a: Bu figürü şu videodan aldığım kareleri birleştirerek yaptım, tavsiye ediyorum izleyiniz: Algol [Youtube kanalı ismi] (yy.: yazar yok/belirtilmemiş), “Continental Drift”, Version 2, Yükleme tarihi: 7 Kasım 2016, <https://youtu.be/ovT90wYrVk4> Erişim: 18 Nisan 2019.
[30.2] Figür 1b vd.: Bu figürü ilgili görsel ve video karalerini birleştirerek yaptım: En sol üstteki görsel için bk. Encyclopædia Britannica, Inc., <https://www.britannica.com/place/Pangea/media/441211/237559>; diğer tüm kareler için bk. Encyclopædia Britannica, Inc., <https://www.britannica.com/place/Pangea/media/441211/158683>; [Bu iki medya şu madde’nin içindedir: The Editors of Encyclopaedia Britannica (yy.), “Pangea”, Encyclopædia Britannica, Inc., SGT -Son Güncelleme Tarihi-: 14 Şubat 2019, <https://www.britannica.com/place/Pangea>]; Erişimler 19 Nisan 2019. “Subduction”un anlamı için bk. Cambridge Academic Content Dictionary, Cambridge University Press, <https://dictionary.cambridge.org/tr/s%C3%B6zl%C3%BCk/ingilizce/subduction> Erişim: 19 Nisan 2019.
[30.3] Arşivdeki şu yazıma bk. (Konu 97-100).
[31] Figür 1c: (Üst) Ankara Ü., Veterinary, <http://80.251.40.59/veterinary.ankara.edu.tr/fidanci/Ders_Notlari/Ders_Notlari/Nukleik_Asitler.html>; (Orta) EnLIST Chemistry Workshop, University of Illinois, <http://butane.chem.uiuc.edu/pshapley/Enlist/Labs/GenTest/GenTest.html>; (Alt) Get Your Image, <http://getyourimage.club/resize-april-7.html> veya ThingLink, <https://www.thinglink.com/scene/869415387379269632>; Erişimler: 7 Nisan 2019.